5 Haziran 2014 Perşembe

Gökmenoğlu Hakka yürümüş! Gô ekin biçilmiş gibi!



 Dün gece yarısını geçiyordu, Feys’e bir bakayım dedim. Birisi Hüseyin Tekin Gökmenoğlu’nun ani vefatından bahsediyor ve üzüntülerini ifade ediyordu.  İnanamadım. Acaba birisi kötü  bir şaka mı yapıyor sandım.  Sonra baktım benzer haberler yayılıyor.  İçim yandı. Çok üzüldüm. Ah can Hüseyin ne yaptın böyle dedim. Sanki kendi elindeymiş gibi. Sonra İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn dedim ve gufran diledim.
Bu genç kardeşimin  ani ölümü bana -Yunus’un benzetmesiyle- ekin gô iken biçilmiş gibi geldi.
Hüseyin kardeşimle Fıkıhçılar toplantılarımız vasıtasıyla tanışmıştık. Bunun ötesinde bir hukukumuz olmamıştı. İlk kez onu ilmî yönden Kayseri toplantısındaki tebliği vesilesiyle dinlemiştim. Onun, geleneğe saplanıp kalmadan farklı pencerelerden bakabilme kabiliyetine sahip biri olarak görmüş ve daha bir sevmiştim. Oradaki sunumunda özetle hükümlerin nihaî planda adalet esası üzerine oturtulması gereğini savunuyor ve arz talep kesişmesi sonucu oluşan denge faizinin  yasaklanan riba olmadığını,  o dengenin üzerinde talep edilen fazlalığın riba olduğunu söylüyordu. Aklımda kalan  bir şey de belki karikatürize etmek ve zihinleri uyandırmak için devletten tahvil almanın (yani devlete faizli borç vermenin) hatta müstehap olduğunu söylemesiydi. Gerekçe de malum: Müslümanlar faizi riba gibi algıladıkları için birikimlerini yastık altında tutuyorlar ve devlet de mecbur kaldığı borçlanmayı arz daralması yüzünden yüksek maliyetlerle yapmak zorunda kalıyor ve sonra da o yüksek faizli borçları ödemek için vergi salıyor ve yaygın bir zarar doğuyor. Oysa genel maslahat aksi durumu gerektiriyor…
Bunlar bir tarafa insanî yönü itibariyle ben bu değerli kardeşimi  hep sempatik buldum ve ahlakî yönüyle erdemli gördüm. Yan yana olduğumuzda  onu koluna girecek kadar kendime yakın hissettim.
Son buluşmamızda benim elimde küçük bir fotoğraf makinesi vardı. Kendisinde ise kocaman ve kaliteli bir makine. Ben onun fotoğrafını çektim, o da benim fotoğraflarımı çekmişti. Rahmete vesile olsun.
Az önce arkadaşlar arasında  sözü açtım ve  duymayan arkadaşlar varmış, üzüldüler. “İyi insandı!” dediler. “Bir insanı gördüğünüz zaman içiniz açılıyorsa o iyi insandır”, diye ekledi bir arkadaş.
Ben aramızda geçmişe dayalı pek hukukumuz olmamasına rağmen yüzüne baktığımda sevinç duyduğum bu arkadaşımın iyi bir insan olduğuna acizane zannım vardır. Ve Rabbim kulunun zannı üzeredir. Benim, onun hakkındaki bu zannımı boşa çıkarmayacağını umuyorum.
Can Hüseyin! Önünde bizler vardık. Nedir bu acelen? diyesim vardır. Lakin emru ferman  men lehu’l-emr’indir. O bize gel dedi de biz gelmedik mi?
Belli ki sen sıranı savdın. Şimdi sıra bizde gayri.
Allah cümlemize hüsnü hatimeler nasip eylesin.
Rahman ve Rahîm olan Yüce Allahımız  sana cemal isimleriyle tecelli eylesin. Arkada kalan yavrularını hayrul’halef kılsın, salihînden eylesin.
Camiamızın başı sağ olsun!
Dua ile!
05.06.2014
GARİBCE


HÜSEYİN TEKİN GÖKMENOĞLU KİMDİR?
1961 yılında Kastamonu’nun Araç İlçesinin Akıncılar Köyünde doğdu. İlköğrenimini, babasının memuriyeti sebebi ile bulunduğu Daday’ın Akpınar Köyünde yaptı. Orta öğrenimini, parasız yatılı olarak, orta ve lise kısmıyla beraber 1978 yılında Göl Öğretmen Lisesinde tamamladı. 1983 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini bitirdi. Aynı yıl tekrar üniversite sınavlarına girerek Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. 1984 yılında Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi İslâm Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevliliği sınavını kazanarak akademik hayata başladı. 1987 yılında Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1988 de avukatlık stajı yaptı. 1991 yılında, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde “İslam Hukukunda Şahsiyet Hakları” konulu teziyle “doktor” oldu. 1997 yılında “İslâm Kamu Hukuku ve Siyaset Teorisinde Şûrâ” konulu çalışmasıyla “doçentlik ve 2004 yılında ise “Ribâ-Faiz, İslam ve Reel İktisat” isimli takdim teziyle “profesör” ünvanını aldı.
 Birçok yüksek lisans ve doktora çalışmasını danışman olarak yönetti. Y.Lisans, doktora, doçentlik ve profesörlük jürilerinde görev yaptı. 2012 itibariyle Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğünü yürüttü. Mehir Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürüttü. Üniversite Senatosu Üyeliğinde de bulundu.
 Evli ve dört çocuk babasıydı. Almanca ve Arapça bilmekteydi.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...