Sınıfta bazen öğrencilerin tepkisini aldığımız
oluyor. O yaşlarda biz de oldukça katı idik. İnandığımız ya da öğrendiğimiz şeylerin
mutlak gerçeklikler olduğuna imanımız vardı. O yüzden de onlara aykırı
gelebilecek sözler duymaya pek tahammülümüz olmazdı.
Belki yapı ile de ilgilidir. Herkes aynı
olmayabilir. Kimi aynı olay karşısında diğerlerinden fazla aşırı sayılabilecek
tepkiler verebilir.
Şimdi sıra tabii ki gençlerde. Onların idealleri
var, gelecek hayalleri var. O dünyanın sembol kahramanları var. Muhtemelen bir
sürü de tabu var.
Güçlü bir iman ile sarılınan gelenek ve
muhafazakârlık varlığımızı temellendirme ve anlamlandırma açısından son derece
güzel ve gerekli bir şeydir. Fakat aynı
şey, yeni bir gelecek inşasının önüne set de çekebilir. Koruyucu olan gelenek
bu kez de yeniliklere ve yeni açılımlara karşı engelleyici rol oynar.
Geçmişte geleneğe karşı başkaldırdığı savı ile
yargılanan, cezalandırılan, hatta öldürülen nice ismin, asırlar sonra aynı
geleneğin birer umdesi halini almaları şaşılacak bir şey olmamalı. Çünkü
hayatiyet denilen şey ancak böyle sürdürülebiliyor. Vücuttaki eskiyen hücreler ölmeden
yerini yenisi almıyor. Güneşin patlamalarıdır ki onu her daim parlak halde
tutuyor.
Bu heyecan dolu sevgili gençlerimize Garibce olarak
benim öğüdüm şudur: Korkmayın, endişe etmeyin! Bir kere dine hiçbir şey olmaz.
Din Allah’ın. Siz Ebrehe’nin yanına ille de çıkacaksanız, kendi develerinizin akıbeti
için çıkın. Kabe’nin derdi size mi düşmüş. Nasıl olsa onun bir sahibi var.
İkincisi de üstesinden gelemediğiniz,
anlayamadığınız şeyleri zamana bırakın. Zaman şimdiye dek her şeyin üstesinden gelmiştir.
Bekleyin görün. Vakti saati gelince bir de bakmışsınız ki zaman bütün kazuratın
üzerine sifonu çekmiş, ne kadar cürufat varsa hepsini tarihin fosseptik
çukuruna doldurmuş. Ama gerçek maden olanlar tarihe direnmiş ve tarihin
unutulmaz sayfalarında yer almış.
Bu durum dün için böyleydi. Bugün için de böyledir.
Yarın için de öyle olacaktır. O yüzden heyecanınıza yenik düşmeyin. Hele başkalarının
dolduruşuna hiç gelmeyin. Sözü her ne olursa olsun dinleyin, anlayın ve tabii
ki en güzeline uyun.
Ama dinlemeden, anlamadan asla hareket etmeyin.
Söze karşı kulak tıkamak, sırt dönmek gibi bir tavır
içinde de asla olmayın.
Geleceğe umutla bakın.
Zaman sadece bizim üzerimizden geçmiyor. Her şeyi
aynı şekilde törpülüyor. Nice uç fikirler zamanın törpüsü sonucunda herkesin
kabulüne mazhar olabiliyor.
Üzerimizdeki yılların izi çok şeyler söylüyor.
Halden, dilden anlamak lazım.
Dua ile!
07.11.2013
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder