16 Kasım 2013 Cumartesi

“Üç olsun da nasıl olursa olsun!” demedik!



Malum hürmetli Başbakan her vesile ile en az üç çocuk diyor. Öyle ya nüfusumuzun çoğalabilmesi ve genç kalması istatistiksel olarak buna bağlı.
Bu gerçekliği görüp de milletin geleceği için endişelenmeyen bir aklıyeter düşünemiyorum.
Bu arada “aklıyeter” kelimesi tam Türkçedir ve “âkil adam” karşılığında kullanılır. “Âkıl” kelimesi ayın kaf ve lam harflerinden oluşur ve akıllı demektir. Ancak çoğu kişi bunu elif kef ve lam harflerinden oluşan Âkil kelimesi gibi telaffuz eder ki bu şekliyle kelime “yiyici” demek olur. Hazır kendi Türkçemiz varken gelin aklıyeter’i kullanalım, derim.
Neyse, biz Garibce olarak Başbakanın bu ısrarcı tavrını destekliyoruz. Ancak diğer yandan başka bir şey bizi kaygılandırıyor.
Hemen her gün bir yenidoğanın cami avlusuna yahut karakol yanına bırakıldığı haberleri duyuluyor. Gayrimeşru olduğu için yenidoğanlar ölüme terk edilmek üzere yalnız başlarına evlerde bırakılıp onu doğuran sözde anneler terki diyar ile kayıplara karışıyorlar.
Kürtaj, kadın hakları bağlamında kabul görüyor.
Geçen yılda verilen bir haberi hatırlıyorum: Fransa’da yeni doğan çocukların yarıdan fazlası artık evlilik dışı ilişkilerden doğuyor.
Olsun da nasıl olursa olsun istemiyoruz. Çocukları analarının kucağında ve anaları da hem dinin hem hukukun hem de örfün meşru gördüğü yuvalarında görmek istiyoruz.
Hani bir asker fıkrası vardır.
Er Hasan “Komutanım çocuğu çok özledim!” demiş. Komutan da bir sürpriz yapmış çocuğu getirtmiş, “Hasan gel hele! Hani çocuğu çok özledim diyordun ya bak senin çocuk işte burada!” demiş. Hasan çocuğa bakmış bakmış, “Ama komutanım ben çocuğu anasının kucağında özlemiştim” demiş.
İşte böyle.
Özlemlerin arkası iyi doldurulmalı.
İlle de kucağımızda bir çocuk istemiyoruz.
Bir aile ortamında annenin, babanın himayesinde, huzur ve güven ortamında, kardeşlerin kendi aralarında hem savaşmayı hem paylaşmayı öğrendiği, ara sıra da olsa aile büyüklerinin gölgesinin üzerlerinde olduğu bir yuvada onların ocaklarının yanmasını istiyoruz.
Hem aklım, hem gönlüm böyle diyor.
Dua ile!
16.11.2013

GARİBCE

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...