Anadolu
geleneksel tedavi uygulamasında konursu basmak diye bir şey vardır.
Diyelim
ki bir yerinizi bıçak kesti ve kanıyor. Elinizi bastırıyorsunuz ama kanama
durmuyor. Hemen yapılacak şey şudur: Bir bez parçasını yakmak ve külünü yaraya
basmak. Tampon olarak kullanılan bu kül çok işe yarıyor ve kanamayı durduruyor
ve açılan yaranın ağzının bir an evvel kapanmasını sağlıyor.
Konursu
yandığı için mikrobik bir şey içermiyor. Her yerde bulunabiliyor ve uygulaması
çok kolay.
Bu
bir tecrübedir. Tıp da zaten iyileştirme zenaatıdır. Dolayısıyla bu uygulama
tecrübî olarak başarılı ise özellikle de acil durumlarda, tabiplerin müdahale
etmesinin zor ya da geç olacağı durumlarda bir tedbir olarak başvurulabilir.
Garibce
olarak ben şahsen bunu birçok kez tecrübe etmişimdir.
Geçenlerde
el-Lülü’lü ve’l-Mercân’ı okurken Uhud gazvesinden bahseden bir hadis gördüm.
Hadis şöyle:
Sehl
b. Sa’d, kendisine Uhud’da Hz. Peygamber’in yaralanması sorulunca şöyle
anlatmış: “Hz. Peygamber’in (sav) yüzü yaralanmış ve dişi (ön dişin yanındaki
diş) kırılmıştı. Miğferin halkası başına batmıştı. Hz. Ali tutuyor, Hz. Fâtıma
kanı yıkıyordu. Hz. Fâtıma baktı ki kan yıkadıkça azalmıyor artıyor. Hemen bir
hasır parçası aldı ve onu yaktı. Külünü yaraya bastı. Hemen kanama durdu.”[1]
(II, 225)
Öyle
anlaşılıyor ki bizim yaraya konursu basma uygulamamızın tarihi çok eskilere
gidiyor.
O
sırada henüz yirmi yaşının altında genç bir hanım olan Hz. Fatıma bu uygulamayı
bildiğine göre, yaraya konursu basmak o dönemde de yaygın bir uygulama olmalı.
Kültür
işte böyle bir şey. Nesiller boyu aktarılıp bize kadar geliyor.
Dua
ile!
13.11.2013
GARİBCE
[1] صحيح البخاري
ـ حسب ترقيم فتح الباري - (4 / 48)
عَنْ سَهْلٍ ، رَضِيَ
اللَّهُ عَنْهُ ، أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ جُرْحِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ
أُحُدٍٍ فَقَالَ جُرِحَ وَجْهُ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم وَكُسِرَتْ رَبَاعِيَتُهُ
وَهُشِمَتِ الْبَيْضَةُ عَلَى رَأْسِهِ فَكَانَتْ فَاطِمَةُ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ
- تَغْسِلُ الدَّمَ وَعَلِيٌّ يُمْسِكُ فَلَمَّا رَأَتْ أَنَّ الدَّمَ لاَ يَزِيدُ
إِلاَّ كَثْرَةً أَخَذَتْ حَصِيرًا فَأَحْرَقَتْهُ حَتَّى صَارَ رَمَادًا ثُمَّ أَلْزَقَتْهُ
فَاسْتَمْسَكَ الدَّمُ.
hoca bu gelenek guyel ıse yarıyor birde bizım oralardap kanayan yaraya akıtırdık
YanıtlaSil