30 Ocak 2014 Perşembe

Gündüz işin gece düşün olsun!

Gündüz işin gece düşün olsun!

Bugün bir dostla sohbet esnasında ağzımdan böyle bir söz çıktı. Baktım hoş bir söze benziyor. Dedim o zaman tivitte ve dahi feyste paylaşayım da istifadesi bol olsun (!) Mesela yani.
Sözün bağlamı neydi belki çok da önemli değil ama bu sözden maksat şuydu.
Bir insanın  kendini verdiği ve ehli olduğu bir işi olmalı, gündüz boyu o işini hakkını vererek yapmalı, gününü öylece doldurmalı. İşi, maişetine medar olmalı. Akşam eve döndüğünde bedenen yorgun ama işini yapmış olmanın huzur ve gururu ile istirahata çekilmeli.
Yatağına yattığı zaman da bir düşü olmalı.
Öyle ya bu kez kendini meşgul edecek, uğrunda aklını fikrini ortaya koyacak bir düşü, bir hayali olmalı. Onun ardından koşmalı, onu gerçekleştirmek için zihin yormalı ve bu sevda ile uyuyakalmalı.
İşte o zaman ne derdi kalır ne kederi.
Atalarımız ne demişler:
 “Ayağını sıcak tut başını serin!
Kendine bir iş bul düşünme derin derin!”
Az önce bir öğrenci geldi bir başka fakülteden, epey bir dertleştik. Ona söylediklerimin özeti şuydu: Problemlerini büyütme, problemini bizzat kendin çöz, başkalarının çözmesini bekleme, daha başta problem üretmemek için kendine illa ki bir meşgale bul.
Sorun gene ölçüsüz bir dindarlık anlayışı idi. Gençlik heyecanı ile dindarlık bir araya geldiği zaman tadından yenmez oluyor. Lakin ölçülü olmayınca da gerçekten artık hayat çekilmez oluyor ve bir sürü başa gaile açıyor.
Eskiden BMC kamyonları vardı arada bir cıızzt diye boşaltma yapardı. Dindarlık adına insanlara sürekli yükleme yapıyoruz, her tarafı da tıkıyoruz, o haram, bu günah, şu yanlış… Öyle olunca da birikiyor birikiyor ve normal tahliye borularından atması gereken şey (o her neyse) patlama noktasına geliyor ve sıyırtmalara sebebiyet veriyor. Ondan sonra da artık boşa sarmalar.
Evet günahlarımız olabiliyor, ama bu günahlar bizim hayatımızı karartacak şekilde önümüzü kesmemeli, hayat bir şekilde devam edebilmeli. Tevbe kapısı niye var ki! Rol model olarak önümüzde Âdem babamız da var; ayağımız kaydı düştük. Olabilir. Ama bir kez düştük diye düştüğümüz çukurda sonuna kadar debelenmenin bir anlamı da yok. Ayağa kalkmak ve yolumuza devam etmek zorundayız.
Ey din adına inanları irşad edenler! Sizin yanlış irşadlarınız yüzünden birçok kimsenin neler çektiğini ve çekmekte olduğunu ve çekebileceğini de hesaba katmak zorundasınız.
Bu da bir vebaldir.
Sunduğumuz dindarlık yüzünden pek çok kimse dinden tümüyle soğuyabilmekte ve hâşâ Allah’ı bile inkâr noktasına kadar gidebilmektedir.
Bunları da bilelim.
Dua ile!
30.01.2014

GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...