2 Aralık 2017 Cumartesi

Müslümanım demeye kim gelir!?


Bu dindarlık bizi fena yere çakacak!

Öyle bir dindarlık türedi ki evlere şenlik, tam başa bela.
Her gün üfürükten yeni bir sevap ve yeni bir paylaşım.
Tam bir balon. Üfürdükçe şişiyor, üfürdükçe şişiyor, şiştikçe albenisi artıyor.
Kimi alış veriş manyağı olmuş, kimi mermi manyağı.  Dindarlık adına biz de sevap manyağı olup çıkmışız.
Varsa yoksa sevap.
Yahu bu kadar sevabı bir üfürüğe verirler mi? Sende hiç akıl izan yok mu?
Kur'ân’ın okunuşuna şu kadar sevap. Her harfine bu kadar sevap. Hatmine bu kadar sevap. Piyasada okunmuş balonlara üfürülmüş hazır hatimler varmış.
Şu günde oruç tutmak şu kadar sevap. Ha bu arada Mevlid kandilinde – o gün bayram olduğu için- oruç tutmak harammış. Bu arada onu da öğrendik.
Umreye gitmek şu kadar sevap.
Şu duayı okumak şu kadar sevap.
Kim esma-yı hüsnayı sayarsa cennet hazır.
“Kim La ilahe İllallah derse, Allah bunun her bir kelimesi için bir kuş yaratır, gagası altından, tüyleri mercandan…” Neler neler!
“Her kim Pazartesi gün dört rekât namaz kılar ve her rekâtta Fatiha, Ayete’l-Kürsî, Kul hüvallahü ahad, Kul eüzü bi rabbi’l-felak ve Kul eüzü bi rabbi’n-nas’ı birer defa okur, selam verdiğinde on defa istiğfar eder ve on defa salavat getirirse, bütün günahları affolunur ve Allahu Teâla ona cennette beyaz inciden yapılmış on odalı bir köşk verir, her odanın uzunluğu ve genişliği üçer bin arşındır. Birinci oda beyaz gümüşten, ikincisi altından, üçüncüsü inciden, dördüncüsü zümrütten, beşincisi zebercetten, altıncısı iri incilerden, yedincisi parlayan bir nurdan ma’müldür. Odaların kapıları amberden yapılmış olup her kapının üzerinde zaferandan bin tane örtü vardır. Her odada kâfurdan mamul bin karyola ve her karyolanın üzerinde bin yatak ve her yatakta Allah Teâla’nın en güzel kokularından yarattığı hûri vardır. Hurilerin ayaklarından diz kapağına kadar olan kısımları yaş zaferandan, diz kapaklarından göğüslerine kadar olan yerleri en ala miskten, göğüslerinden boyunlarına kadar gri anberden, gerdanı beyaz kâfurdan halkedilmiştir. Her bir hurinin üzerinde de en güzel cennet elbiselerinden yetmiş elbise vardır.” Hesap yanlış değilse on dakikalık bir çabaya tam on milyon cariye!
Valla insanın ağzının suları sel olup akıyor.
Şimdi bir de paylaşım çıktı. On kişiye ulaştırırsan şu kadar sevap. Yüz kişiye ulaştırırsan bu kadar sevap.
Kimse ekmeği emek karşılığı istemiyor.
Kur'ân hidayetti, ışıktı; doğru yolu, yolda yol almanın kurallarını, yolda dikkat edilmesi gerekli işaretleri gösterirdi. Adam Kur'ân’ın işaret levhalarının gereğini yapmıyor, gidip levhayı kucaklıyor, ona yüz göz sürüyor teberrük ve teyemmünde bulunuyor.
Ne kadar hurafe varsa, aslı astarı olmayan rivayet varsa olabildiğine revaç buluyor. Bunların hepsinin ortak özelliği beleşten sonsuz denilecek sevaplara, Firdevs cennetlerine ve orada bizi bekleyen huri gılmana ulaştırmak. Aman ne saadet!
İyi de bilet aldın mı? Yok!
Bilet için gerekli paran var mı? Yok!
Kazanmak için ortaya emek koydun mu? Yok!
İyi insan oldun mu?
İyi eş, iyi komşu, iyi vatandaş oldun mu? Mesela vergini tam ve zamanında ödedin mi?
İşinin hakkını verdin mi?
İnsanlarla iyi geçindin ve güven telkin edebildi mi?
İnsanlara ayna oldun mu? Onların kusurlarını sade kendilerine gösterip gayra sır oldun mu?
Elinden, dilinden, belinden insanlar emin oldu mu?
Özün temiz mi?
Yüzün temiz mi?
Elin temiz mi?
Yediğin içtiğin temiz mi?
Ölçü nedir bilir misin?
Denge toplumunun mutedil bir üyesi misin?
Ayağına diken batsa acısını yüreğinde duyduğun gibi ümmetin en uzak bireyine bir musibet etse acısını duyar mısın?
Mesela komşun aç iken tok uyuduğun, uyurken kıvrandığın oldu mu?
Kış günü ortalık buz keserken binlerle insan evsiz iken sıcacık evinde, sıcacık çorbanı içerken yediğin içtiğin boğazına dizildi ve gözlerinden yaş boşandı mı?
Sorumluluk diye lügatinde bir şe var mı?
Ya sadakate ne demeli?
Sadakati sade eşine sandın, Allah’ın gayur olduğu aklına bile gelmedi. Eşinden korktuğun kadar Allah’tan, gayrın hukukuna riayetten korktun mu?
İnancını her vesile haykırdın, yoldan geçerken insanlara zarar verebilecek nesneleri en basitinden  giderdin mi?
Âdil oldun mu? Adalete hadim oldun mu? Hem mazluma hem de elini tutarak zâlime yardım elini uzattın mı?
Haksızlık karşısında elinle, dilinle ve hiç olmazsa kalbinle tavır gösterdin mi?
Yetim başı okşadın mı?
Bir kimsesize kefil oldun mu?
Bütün insanları yaratılışta eşin, ama ayrıca müminleri dinde kardeşin gördün mü?
Irk ayırdımı yaptın mı? İnsanların rengine baktın mı?
Cinsiyet ayrımı yaptın mı?
Cahiliyeye değerlerinden tamamen soyundun ve İslam’ın erdemleri ile bezendin mi?
Ve daha hayatın her alanında her an ortaya koyduğun tavır ve davranışlarda referansın insanlığın ufkuna konulmuş aşkın değerler oldu mu?
Bu ve benzeri onlarca, yüzlerce sorunun cevabını sanki yok yok gibi. Biraz da öyle olduğunu körlerin sarma yemesi gibi kendimden biliyorum. O yüzden emin bulunuyorum.
Bizi uçmaklara uçuracak işte bunlardır. İmanımız, salih amellerimiz ve erdemlerimizdir. Bunların içi doludur. Kelime-i tayyibemizi bunlar O’nun katına yüceltir. “İleyhi yas’adu el-kelimü’t-tayyib ve’l-amelü’s-sâlih yerfa‘uh”[1]
Buna mukabil üfürükten bir sevap manyaklığı sade ve ve sadece dindarlık balonumuzu biraz daha biraz daha şişirir. Ve erinde geçinde bir satme ile  bu balon patlar ve ona sarılarak uçmaklara uçtuğumuz ham hayalinde olan bizler  yere çakılırız.
Allah için korkuyorum.
Dinin gerçekten bir afyon haline getirilmiş olmasından çok endişe ediyorum.
Ne olur? Birileri bizi dürtsün. Bırakalım elvan türlü renklerle boyanmış, üfürükten dindarlık balonunu yer yakın iken bırakalım. Varsın biraz canımız yansın. Ama hiç olmazsa felahımıza sebep olacak dinimiz  helakimize sebep olmasın.
Varsın istimdat edecek gavslarımız, kutuplarımız olmasın.
Varsın İslam ülkeleri cayır cayır yanarken kılını bile kıpırdatmayan sözde onları bekleyen tasarruf erbabı zevat olmasın.
Varsın bizi uçuracak, yatakta sağa sola kaç defa döndüğümüzün sayısını, vücudumuzdaki kılların adedini bilecek uçar şeyhlerimiz olmasın.
Bütün günahlarımızı bir anda sildirecek ve bizi alacaklı hale döndürecek kandillerimiz bile olmasın.
“Al sana bir göbek ver bana bir bebek” kabilinden uçkuruna düşkün baba yatırlarımız, bahtımızın kilidini açan bilmem ne dedelerimiz de olmasın.
Kadir-i mutlak ve bize şah damarımızdan daha yakın olan Allah’ımız yetmez mi?
Bizi, bize bizden daha yakın olan Allah’ımıza yaklaştıracak yedek tanrılara ne ihtiyacımız olabilir ki?
Önümüzde bizden biri ölümlü bir beşer kul peygamberimiz olsun. Tarikatımız Tarikat-ı Muhammediyye olsun.
Onun bastığı yere basan ve izlerin çoğalması ile koca bir yola dönüşen tutacağımız yolumuz olsun. Sırat-ı müstakîmimiz, kıldan ince kılıçtan keskin hayatımız olsun. Yola girelim, yolda o işaretlerin gereği şekilde yol alalım.
Cennet istiyorsak işte o zaman gerçekten cennete varırız.
Bu ümmetin yapacağı şey peygamberinin yolunu tutmaktır ve onun yaptıklarını yapmaktır.
Esma-yı hüsnayı saymak değil, hayatımızda birer birer gerçekleştirmektir.
Hayatımıza cevap/ ayna olan kitabımızı arı uğultusu gibi hatim etmek değil, orada yazılı reçeteleri uygulamaktır.
Tedbiri elden bırakmamaktır.
Hikmete ram olup sa’ye sarılmaktır.
İnsanın sayü gayreti dışında hiçbir kazanımı olmayacağını ve onun çabasının karşılığını da elbette göreceğine[2] inanmaktır.
Dua ile!
02.2017
GARİBCE





[1] مَنْ كَانَ يُر۪يدُ الْعِزَّةَ فَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ جَم۪يعاًۜ اِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِـحُ يَرْفَعُهُۜ وَالَّذ۪ينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّـَٔاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَد۪يدٌۜ وَمَكْرُ اُو۬لٰٓئِكَ هُوَ يَبُورُ
"Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah'ındır. O'na ancak güzel sözler yükselir (ulaşır). Onları da Allah'a amel-i sâlih ulaştırır. Kötülüklerle tuzak kuranlara gelince, onlar için çetin bir azap vardır ve onların tuzağı bozulur."  (Fâtır; 10)
[2] Necm Sûresi  (39 - 41)
وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰىۙ ﴿٣٩﴾  وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرٰىۖ ﴿٤٠﴾  ثُمَّ يُجْزٰيهُ الْجَزَٓاءَ الْاَوْفٰىۙ ﴿٤١﴾
“Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur. (39) Ve çalışması da ileride görülecektir. (40) Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.” (41)

3 yorum:

  1. Yazınızı tam bitirmedim, ara ara baktım. İnşallah tam okuycam , ama göz atarken sizi neden takdir ettiğimi, sevdiğimi bir kez daha anladım... Geceniz mübarek olsun, Rabbim tesir halkanızı genişletsin. Selam ve dua ile.. Erkul

    YanıtlaSil
  2. Cahiliye değerlerinden tamamen soyunup İslam’ın erdemleri ile bezenmek mi? En çok ihtiyacımız olan... Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam. Selam ve dua ile.

    YanıtlaSil
  3. Hicran Turan
    Mehmet Hocam mükemmel kelimesinin yetersiz kalacağı bir yazı ve anlatım... Sağ olun var olun... Saygılarımızla..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...