18 Ağustos 2014 Pazartesi

İnsaniyetliğimiz sade utanmaya müncer kaldı!



Az önce bir insan olduğum duygusunu gene yaşadım. İnsanı “Yüzü kızaran hayvan” diye tanımlıyorlarmış ya işte bu tanımdan istidlalle insan olduğumu bir daha hatırladım.
Bizde doktora yapmakta olan Filistinli bir kızımızla karşılaştım. Geçenki İsrail’in Gazze’ye saldırıları sırasında onun kardeşinin de şehit düştüğü haberini almıştık, tabii üzülmüştük ve hepsi o kadar.
Görünce üzüntümü ifade ettim ama bir şeyler de diyemeden hemen yanından ayrıldım. Doğrusu utanmıştım.
Bunca masum ölenler gibi onun kardeşinin katlinden kendim de sorumluymuş gibi bir his duydum.
Aslında olması gereken de buydu.
Bütün müminler tek bir vücut gibiydiler ve bir organa isabet eden bir ezayı, diğerlerinin de duyması gerekiyordu. İslam ümmeti öyle bir birlik ve beraberlik içinde olmalıydı ki senin ayağına batan dikenin acısını ben yüreğimde duymalıydım.
-Duydum mu?
-Hayır, duymadım.
-Peki, sen duydun mu?
Onu da bilemedim.
Vücuttaki  bir iltihap yüzünden tüm vücut ateşlenip, içerdeki cerahati atabilmek için çabaladı mı? Hayatiyetimizi tehdit eden ödemleri tahliye edebildi mi?
Olmadı.
Öyle olmadığı için de  geriye sadece utanmamız kaldı.
O bile insanlığımıza bir alamet ya. Ya bir de onu da kaybetsek acep halimiz nice olur ve  insanlığımıza nasıl bir tarif münasip bulunur.
Dua  ile!
18.08.2014

GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...