26 Ekim 2014 Pazar

“Fıkhu’l-Buhârî fî terâcumih”


Bizde kolektif çalışma geleneği pek yok.
Buna rağmen son birkaç on sene içinde kolektif çalışmalar için güzel örnekler verilmeye başlandı.
Bunlardan biri Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi’dir. Medarı iftiharımız olmayı bihakkın elde etmiştir.
Bir diğeri de bugünlerde okumakta olduğum Diyanet İşler Başkanlığı’nın Hadislerle İslam adlı çalışmasıdır. Bu çalışma her açıdan muhteşem gözüküyor. Güçlü bir kadro tarafından hazırlanmış, ortak aklın ürünü. Sadece takdiri hak ediyor.
Ne var ki bizim ortak akıl, henüz özellikle dil açısından kendi kendine yeterli gözükmüyor.
Mesela Ansiklopedi’ni Kelam maddesi “Kelime’nin çoğulu olan Kelâm…” (DİA, XXV, 196) diye başlıyor. Oysa Kelâm sözcüğü “teklîm”den  ism-i masdar olmalıdır.
Dün de Hadislerle İslam’ın giriş kısmını okurken yukarıya başlık olarak aldığım cümleyi gördüm:
“Fıkhu’l-Buhârî fî terâcumih”
“Terâcum” tefa’ul vezninde masdardır. Oysa burada söz konusu olan bab başlığı anlamındaki “terceme”nin çoğulu olan “terâcim”dir.
Buna göre doğrusu “Fıkhu’l-Buhârî fî terâcimih” olmalıdır.
Manası da “Buharî’nin fıkhı bab başlıklarındadır” demektir. Malum Buharî büyük bir hadisçi idi ama fıkıhtan da çok iyi anlardı. Nitekim onun koymuş oldukları bab başlıkları bunun kanıtıdır, denilmek istenmektedir.
“Garibce’nin yaptığı da şimdi oldu mu?” denilebilir ki ben dahi öyle söylüyorum.
Bu kadar önemli ve büyük başarılar böylesine küçük ve önemsiz şeylerle hiç eleştirilebilir mi?
Aynen ben de öyle diyorum da.
Garibce bu, tutturmuş söyleyeceğim de söyleyeceğim diyor. Hani atalarımızın bir sözü varmış ya. “Sinek pis değildir de mide bulandırır!” diye.
Sinek pis mi değil mi hakikaten bırakalım onları da böylesine basit şeyler Garibce için yazı malzemesi olmalı mı? Ona bakalım.
O, “Olur!” diyor. Ve ekliyor: “Çünkü her iki hata da sehve benzemiyor ve her ikisi de temsil gücüne sahip hatalar olarak gözüküyor. İmdi bu kadar çok kişinin elinden çıkan ortak akıl ürünü böylesi şah eserlerde bu türden hatalar bulunabiliyorsa Allah bilir daha neler olabilir diye içimize kurt düşüyor. Bu durum özellikle de bizim bu ortak aklımızın dil konusunda hala rüşdünü ispat edebilmiş olmadığının ipuçlarını verir. O yüzden hani bunları yazmam gerek!” diye tutturuyor.
Yoksa hakikaten bu çalışmaların ancak tebrik edilmesi gerektiğini o da biliyor.
Ne diyelim!
Garibce işte!
Dua ile!
26.10.2014

GARİBCE 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...