1 Aralık 2016 Perşembe

Kaderim! Gel biraz hasbihal edelim!


Kaderim!
Gel biraz hasbihal edelim!
Nedir bu insanlığa derdin?
Hapishaneler ağzına kadar hep kader mahkumu dolu!
Hastaneler de öyle!
Ya yollara ne demeli.
Ülkemiz karayolu ağında 2015 yılında toplam 1 milyon 313 bin 359 adet trafik kazası meydana geldi. Bu kazaların 1 milyon 130 bin 348 adedi maddi hasarlı, 183 bin 11 adedi ise ölümlü yaralanmalı trafik kazasıdır.
Günah değil mi bu kadar can kaybına, mal kaybına.
Ne istersin bizden, neden çekmezsin elini üstümüzden.
Halis Toprak’ın çocuklarının anası vefalı karısının üstüne taze gül goncasını da sen koklatmışsın, kendi (merhum) öyle diyordu.
Ben ne yapayım şimdi seni.
Kadavramız haydi kaderimiz dedik.
Soyumuzu sopumuzu  biz seçmedik. Kaderimiz dedik.
İçine doğduğumuz kültürümüz kaderimiz dedik, aidiyet kesbettik, hatta iftihar ettik.
Ama sen bizi kendine esir ettin.
Eller çalıştı, zengin oldu. Biz kader dedik sana dayandık sen bizi aç ve açıkta koydun.
Eller kitle imha silahları yaptı, bizim üzerimizde denedi, kader dedik sesimizi çıkaramadık.
Eller sanayiler kurdular,  artıklarını çöplük diye ne maliyetlerle bizim ülkelerimize akıttılar. Kader dedik, ağularını türlü türlü dert olarak içimize akıttık.
Eller okudu. Biz ümmet olarak ümmilik bizim kaderimizdir, onu asla değiştiremeyiz dedik. Öyle derin bir uykuya daldık ki Napolyon’un topları bile bizi uyandıramadı.
Şimdi her yer yangın yerine döndü.
Irak yıllarca yandı.
Şimdi Suriye cayır cayır yanıyor.
Halep yanıyor, Halep donuyor, Halep kan ağlıyor.
Daha dün cahil kalmasın diye yurda verdikleri  11 körpe kızımızın cayır cayır yanışını seyrettik. Yanık et kokusu cümle afakı tuttu. Nice anne yürekleri göğündü. Nice baba dizleri döğündü. Neymiş yangın merdiveni kilitliymiş, yok kilitli değil de açmak için kapının kolu yokmuş da yok elektrik panosu eskiymiş de… Hepsi bahane.
Bütün bunlar hep senin suçun.
Nedir bizden istediğin?
Bitti mi sözün dedi kader!
Evet, bütün bunlar doğrudur ve hepsini ben yaptım. Ama bir sor hele niye yaptım?
Sen hiç Kur’an okumadın mı?
Allah emaneti siz insanlara vermedi mi?
Sizi halife kılmadı mı?
Sizi imanınız ve salih amelinizle yeryüzüne vâris kılacağım, buyurmadı mı?
Siz ne yaptınız:
Denizde ve karada bozgun/ fesad ortaya çıktı. Neye sebepti: Bimâ kesebet eydî’n-nâs[1]  (Rûm 30/41) siz insanların yapıp ettikleri yüzünden değil miydi? Şunu kafanıza iyice sokun ey insanlar? Ben kader, bir sonucum, hiçbir şeye sebep değilim. Siz yaparsınız, siz edersiniz sonuç olarak ben ortaya çıkarım.
Gene Allah demiyor mu: Başınıza her ne musibet geldiyse kendi ellerinizle yapıp ettikleriniz sebebiyledir. Allah üstelik sizi  iskontolu olarak cezalandırıyor. Birçoğunu da (Settâr, Gaffâr… ismi gereği örtüyor) affediyor[2] (Şûrâ 42/30)
Halifelik ve dünyaya sulhu selamet getirecek denge toplumu vasat ümmet için gerekli olan hani imanınız hani amel-i salihiniz?
İmandan Allah ve Peygamber yolunda ölmeyi anladınız. İstediğiniz de oluyor. Ölüyorsunuz?
Amel-i salihten de namaz kılmayı, hacca, umreye gitmeyi anladınız. Namazı kılıyorsunuz. Peki içini dolduruyor musunuz? Kıldığınız namaz sizi daha ahlaklı, diğer insanlara karşı daha geçimli, daha duyarlı , daha hayırlı yapıyor mu? Ona bakmadınız tabi.
Bir hac bir umre yetmedi, her yıl umreye gitmek hızınızı kesmedi. Harem-i Şerifte kıldığınız namazları yüzbinle çarpıp Allah’tan alacaklı havalara girdiniz. VİP hacısı olmadığınıza yandınız. Zamzam Towerlarda Kabe’yi altınızda seyrü temaşa edemediğinize yandınız.
Hayır diye diye hep cami yaptırdınız. Bir kez insanların tabii ihtiyaçlarını giderebileceği tertemiz tuvalet yaptırmadınız. Her taraf .ok oldu. Ben mi doldurdum.
Tekrar tekrar umreye gitmek yerine o cayır cayır yanan çocukların kalabileceği güzel yurtlar yaptırdınız da onları o köhne mekanlara doldurup ben mi yaktım.
Ergenliğine sebep cahilce yanlışlar yapan körpe yavruların size uzatılan ellerini bize de pislik bulaşmasın diye tekmeleyip içine düştükleri bataklığa ittiniz. Islah evleri şimdi  sizin eseriniz o gencecik dimağlarla dolu. Ben mi doldurdum.
Kimsesiz sokağa terkedilen ve aç kaldığı için fırın yaran, mafyanın eline düşüp her türlü kötülüğe bulaşan bu çocuklar benim çocuklarım mıydı? Onları sokağa ben mi attım?
Kaprisleriniz yüzünden, tamahkarlığınız yüzünden, ihtiraslarınızı dizginlemek yerine harlandırıp hırsızlık yaptınız, rüşvet aldınız,  zimmete mal geçirdiniz, irtikapla haksız kazanç elde ettiniz, kendi kârınız için alemi ateşe verdiniz, karnınıza haram tıkındınız… Her tarafı haram sardı. Elinizi neye atsanız pislik gelir oldu. Ondan sonra da eşiniz, çocuklarınız söz tutmuyor, asi oluyorlar, zemane çocukları deyu gene beni suçladınız!!
Dualarımız kabul olmuyor diye hayıflanıyorsunuz. Nasıl olsun ki, yediğiniz haram, içtiğiniz haram, giydiğiniz haram, bindiğiniz haram, işiniz gücünüz  hep haram.
Bir yer sarsıntısı oluyor. Ölenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. Suçlusu kader oluyor.
Sen binanı sağlam zemine ve sağlam şekilde, standartlara uygun olarak yaptın mı? Yok. O zaman suçlu neden ben oluyorum?
…..
Haklısın! Hem de çok çoook haklısın. Ben seni bir sonuç değil hep sebep bilirdim.
Ben bir insandım ve benim bir kaderim vardı. Ama onun ne olduğunu yaşayarak ben kendim ortaya çıkarıyordum.
Ben insandım. Bu benim kaderimdi. İnsan olmaktan çıkamam. Ama iyi insan ya da kötü insan olabilirim. Ve hangisini seçersem sonuç olarak o benim kaderim olur. Ve onu asla suçlayamam.
Sevgili kaderim. Ben sensiz nasıl ederim.
Elimden geleni yapar ederim, öne bakanda sen yoksun çünkü.
Sen arkadan gelende işte bu kaderim derim sonuçsun çünkü.
Dua ile!
01.12.2016
GARİBCE




[1] {ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُمْ بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُون  [الروم: 41]
[2] {وَمَا أَصَابَكُمْ مِنْ مُصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَنْ كَثِيرٍ  [الشورى: 30]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...