7 Haziran 2018 Perşembe

Bağlama bir örnek daha: Zıhardan Taşıyıcı Anneliğe



Bu yazı bağlamı dikkate almanın lüzumunu ortaya koyan bir örnek içerir.
Her inen nassın belli bir bağlam içinde/ olguya dair inmiş olduğunu Kur'ân’ın evrenselliğine bir nakisa görenler, zahiri bir söylemle bütün meseleleri halledebileceklerini düşünebilirler. Oysa biz Kur'ân’ın ve daha genel olarak  İslâm  mesajının evrenselliğini somut kurallardan, o kuralları koyan nasların lafızlarından hareketle temellendiremeyiz, âlemşümullük iddiamızı bu şekilde sürdüremeyiz. Somut olan her şey illa ki bir yere kadar hükmünü icra edebilir. Bir yerden sonra onun yerini tutacak ikamelerin olması zorunludur (Her zaman bir B planının olmasının zarureti gibi). Bunlardan çıkarılacak olan umdeler, ilkeler ve gayeler ancak zaman ve mekân üstülük kazanabilir.
İşte size bir örnek:
اَلَّذ۪ينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَٓائِهِمْ مَا هُنَّ اُمَّهَاتِهِمْۜ اِنْ اُمَّهَاتُهُمْ اِلَّا الّٰٓئ۪ وَلَدْنَهُمْۜ وَاِنَّهُمْ لَيَقُولُونَ مُنْكَراً مِنَ الْقَوْلِ وَزُوراًۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَعَفُوٌّ غَفُورٌ
"İçinizden karılarına zıhâr yapanların karıları asla onların anaları değildir. Onların anaları sadece, kendilerini doğuran kadınlardır. Gerçek şu ki, onlar çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar. Şüphesiz Allah affedicidir, bağışlayıcıdır." (Mücâdele 58/2)
Bir cahiliye uygulamasını sonlandırmak üzere böyle bir ayet iniyor ve bir kimse karısına “Senin sırtın benim anamın sırtı gibi olsun!” (Türkçede halk arasında kaba bir yemin olarak “Eğer şunu yaparsam anam avradım olsun” denilmesi gibi) dedi diye o kadın onun anası olacak değildir. Peki, kimdir onun anası: Allah, kasırlı/ özgüleyici bir ifade ile “onların anaları sadece, kendilerini doğuran kadınlardır” buyuruyor.
Ayet çok açık ve net olarak ananın “doğuran kadın” olduğunu söylüyor. Önümüzde hem sübut hem de delalet bakımından katî bir nass vardır ve tevile açık da değildir.
İmdi zaman geçiyor ve yeni teknolojik imkânlar sonucu insanlar -meşruiyet tartışmaları bir tarafa- taşıyıcı annelik yoluyla çocuk sahibi olma yoluna koyuluyorlar. Şimdi soru şu: Bu yolla edinilen çocuğun annesi kimdir?
Ayete göre elbette ki doğuran kadındır! Çünkü delaleti çok açıktır.
Ama gerçekte öyle midir?
Zıhar algısını yıkmak için gelen bu ayet, bağlamından koparılıp, usulün de öğrettiği şekilde sebeb-i nüzulüne bakılmaksızın ta‘mim de edilerek (genelleştirilerek) –mana da çok açık olduğu için- taşıyıcı annelik olgusuna da bir cevap olacak mıdır?
Biz, olmaması ve nassın mevridine masruf olması gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü bu iki olgu tamamen farklıdır.
Zıhar bağlamında doğuran anneden bahsedilirken, biz biliyoruz ki çocuk genetik olarak tamamen ona ait özellikler taşımaktadır. Zıharda bu var mıdır? “Gavurdan hacı, el kızından bacı olmaz!” halk sözünde de ifadesini bulduğu gibi bir kimseye ana demekle ana olmaz, bacı demekle de bacı olmaz.
Analık ancak birtakım gerçekliklerle vücut bulur. O da ceninin oluşmasında gerekli iki ana unsurdan biri olan yumurtanın kadına ait olması, rahminde büyütmüş olması ve nihayetinde doğurması, arkasından da sütünü vermesi ve bu şekilde onu hayata tutundurması. Bütün bunlar varsa o kimsenin gerçek annesi o olur. Hadislerde de annenin üç hakkından[1] bahsedilir: Bunlar yumurta yoluyla genetik özelliklerini vermiş olması, rahim yoluyla oluşumunu tamamlatması ve doğurması ve sütü ile büyütmesi katkılarına tekabül eder gibi gözüküyor: Bu üçünü de aynı kadın yapmışsa üç hakkı bulunan tam anne olur. Sade sütünü vermişse sütanne olur. İmkânlarla doğru orantılı olarak bu iki anne tarihimizde de vardır. Çocuğa yabancı olan sütanne için gerçek annelikten farklı ama bir takım özel hükümleri bulunan sütanneliği kurumu oluşturulmuştur.
Bu duruma göre taşıyıcı anneye, ayetin lafzından hareketle gerçek anne denilmesi uygun değildir. Zira onun gerçekliği ayette sözü edilen gerçekliğe tekabül etmemektedir. Ona verilecek isim de taşıyıcı anne olacak, onun da birtakım kendine özgü hükümleri bulunacaktır. Veraset ise, çocuk ile sadece özelliklerini tevarüs ettiği genetik anne arasında olacaktır. Bu itibarla var olması halinde hem sütanne hem de taşıyıcı anne ile arasında miras hükümleri cari olmayacaktır.
Bağlam işte böyle bir şeydir vesselam!
Dua ile!
07.06.2018
GARİBCE



[1] سنن أبي داود ت الأرنؤوط (7/ 453)
عن بَهْز بن حَكِيمٍ، عن أبيه
عن جدِّه، قال: قلت: يا رسول الله -صلى الله عليه وسلم-، من أبَرُّ؟ قال: "أُمَّك، ثم أُمَّك، ثم أمَّك، ثم أباك، ثم الأقربَ فالأقربَ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...