4 Ocak 2016 Pazartesi

Salih Tuğ Hoca İle Dersimizin Hitamuhû Misk Oldu!



Salih Tuğ Hoca İle Dersimizin Hitamuhû Misk Oldu!

Fıkhu’s-sîre adlı bir Yüksek Lisans dersim var. Bu ders bana Hayrettin Hocam’dan miras kaldı. Daha doğrusu  hocanın halefi bu derste ben oldum. Şimdiye dek çok güzel geçti, sanırım. Lakin hocalar seçmeli olunca bizim sayı dibe vurdu. Yirmi kişiden ancak üç beş kişi seçiyor.  Genelde bereketli geçmesine rağmen sebebi nedir bilemiyorum.  Yalnız belki ipucu olabilir diye bu dersle ilgili bir hatıramı paylaşayım. Birinde ilk derste  beş altı öğrenci gelmişti. Ben de saf saf derslere devama önem verdiğimi ve bu ders için de Hamidullah Hocanın İslam Peygamberi adlı  değerli eserinin –ki dersimiz açısından kanaatimce en önemli eserdir- biraz insaf ile ikinci cildini okumanın başarı için ön şart olduğunu falan söyledim ve her halde  bunu da ciddi ciddi söyledim. Meğer o ilk hafta öğrencinin hoca değiştirme hakkı varmış. Bir hafta sonra listeye baktık ki onların bir kısmı da belli ki bizim tavrımıza sebep kaçmış. Ne yapalım, öğrenci psikolojisi, belki onlar da haklı. Birçoğu zaten öylesine götürürken üzerine bir sürü yük binmesini istemez zahir. Neyse ki biz bu dersi öğrenci yirmi kadar iken de tek bir öğrenci olduğunda da şimdiye kadar kesintisiz yaptık.
Gayret bizden, bereketi Allah’tandır.
Bu yıl dört öğrenci ile götürdük. İşte bu dersimizin sonuncusunu hitamuhû misk kabilinden olsun diye Serhademe Kurucu Dekanımız Salih Tuğ hocamızla odamızda yaptık. Hocamız lütuf buyurdu yeni çıkarmış olduğu tercüme kitabını da bize hediye etti. Öğrencilerimiz sevgili emekli hocamızı bu vesile ile yakından tanımış oldular. Diğer derslerden de birkaç öğrencinin katılımı ile küçük bir halka oluşturduk ve hocamızı halelemiş olduk. O ışıktı biz de hale yani.  
Neden Salih Hoca derseniz, birincisi Salih Hoca Salih hoca olduğu için. İkincisi onu kendimize hep yakın bulduğumuz için. Üçüncüsü yolumuzu yol edindiği ve bunun fikrî planda çilesini çektiği için. Bir ömür boyu süren idareciliğinde herkesçe ve her kesimce sevilen bir adam olduğu için. Ve tabii ki bizim dersimizle özel alakası da  Hamidullah Hoca’nın Türkiye’de tanınmasında büyük katkısı olduğu ve İslam Peygamberi’ni  Türkçemize kazandırdığı için. Ve bir başka sebep de yukarılarda olduğu halde aşağılarda neler olup bittiğini –ki GARİBCE de buna dahildir- kolaçan ettiği ve ilgilendiği için.
İşte böyle. Sonuçta bizi aynı yolun yolcusu üç kuşak olarak aynı masa etrafında bir araya getiren Rabbimize hamd ettik. Bizi hocamızla daha nice böyle derslerde buluşturmasını, bizi kendilerine hayrulhalef kılmasını Lütf-ı İlahîden diledik. Amin!
Hocamız iki saate yakın bize hayat tecrübesinden kesitler sundu. Ta başından başladı ve günümüze getirdi.
İşte sizinle de paylaşmak istediğim birkaç not.
Rol model çok önemli. Mühim olan iyi örneklerin peşinden gitilmesi. Annem babam benim için çok iyi örnektiler. (Serhademe S. Tuğ)
İlk (Kur'an) hocam Arap hoca adlı mülahham yaşlı bir hanımdı.
Mahmut Bayram ile iki yıl metin üzerinden uygulamalı Arapça okuduk. İkinci (Arapça) hocam Hamidullah'tı. Ben ona basit hikayeler yazardım. Hoca onları düzeltirdi. (Serhademe S. Tuğ)
[Garibce bunca yıl Arapça hocalığı tecrübesinden sonra der ki: Dili öğrenecekseniz gramer ezberleyerek değil, metin üzerinden çözümlemeler yaparak ve en zor olanı da bizzat kendiniz yazmaya çabalayarak öğreneceksiniz. Boşuna kendinizi oyalamayın. Denize girmeden yüzme pratiği olmaz. Bir de bizim oralarda derler ki: Kıç ıslanmadan balık tutulmazmış.]
Yirmi kuruş büyük para. Güzel okuyor olmalıyım ki beni mevlide götürdüler. Çıkarken cebime yirmi kuruş koşmuşlar. Bu benim ilk kazancımdı.
İlk Arapça hocam babamdı. En kötüsüydü. Nasara'yı ezberletemedi. Cızırtılı bir radyom vardı. Ben ondan arar bir Arapça yayın yapan bir istasyon bulurdum. Onu devamlı dinlerdin. Öyle bir hale geldim ki anlamaya başladım ve baba şöyle şöyle olmuş derdim. Nerden biliyorsun derdi. Ben de bak radyo söylüyor derdim. Babam tabi anlamazdı. (Serhademe S. Tuğ)
[Ey talebe-i kiram, sizin eliniz altındaki imkanları bir düşünün. Sizin cızırtılı radyonuz olmayabilir ama öyle imkanlara sahipsiniz ki hem görsel hem duysal hem yazısal, üçü bir arada yani].
Tramvaya asılmak yasak. Bilet üç kuruş on para. Kafamıza bilet kasası yemişliğimiz vardır. (Serhademe S. Tuğ)
[Nasibe bakın ki biz de köye kamyon gelecek de onun arkasından asılacağız. Demek ki neymiş. Çocuk çocukmuş, şehirlisi de köylüsü de...
Tabii bir de bisikletle asılmak varmış yokuşları çıkarken. Garibce'nin bisikleti hiç olmadı. O yüzden hala binmesini beceremez. Gerçi çıplak eşeğe de çok iyi binemezdi ya!]
Süveyş savaşı sebebiyle Ezher'e gidemedim.
Garibce: Buna sebep geriye doğru bir tahassürünüz oldu mu?
Hayır. Akıcı bir dilden başka bir katkısı olmazdı. Ordan görgü alamazdım. (Serhademe S. Tuğ)
[Bu tespit GARİBCE nazarında fevkalade önemli!]
Zeki Velidi Togan'ın kurduğu İslam Araştırmaları Enstitüsü'nde Muhammed Hamidullah mukaveleli hoca olarak her sene üç ay ders verirdi. Derslerine İmam Hatipten Hayrettin Karaman, Saim Yeprem, Fuat Sezgin… de katılırdı. (Serhademe S. Tuğ)
[Demek ki neymiş: Adam olacak talebe hoca seçişinden belli olurmuş.]
Hamidullah Hoca burada kaldığı üç ay içinde denk geldiğinde kurban keserdi. Ben onun kurban memuru idim. (Serhademe S. Tuğ)
Babam bana takılırdı, sen Hocan (Hamidullah) gibi az yemiyor, çok konuşuyorsun. (Serhademe S. Tuğ)
Avrupa'da bir konferansta Halil Günenç hoca dil bilmediği için beraber olduğu Hamidullah hocanın istediği yemeğin aynısı diye işaret etmiş, tabi aç kalmış.
Yaşayanlarımıza uzun ömür ölenlerimize rahmet olsun.
Hoca çok önemli bir uygulamaya da değindi: Hamidullah hocanın babası Halilullah  Haydarabad müftüsü imiş ve insanların güvenini kazanmış mutemet bir kimse olduğu için zekat paraları kendisinde toplanırmış. Hoca bir fon oluşturmuş ve  bu zekat paralarını “İkraz” yani borç olarak kullandırma yoluna gidermiş. Yani alan kişi belli bir süre sonra zekat fonundan aldığı ödünç parayı geri iade edermiş. Bu önemli bir uygulama. Biz ille de “temlik” şartıdır diye bu gibi uygulamaların yolunu açmamışız. O yüzden de bizde zekat bir iş imkanı oluşturma yerine günlük öğün kurtarma şeklinde devam etmiş.
Evet, işte böyle.
Bu vesile ile Salih hocamıza sağlık ve afiyet içinde hayırlı uzun ömürler diliyorum
Dua ile!
04.01.2016
GARİBCE

2 yorum:

  1. Hocam zaman ayırıp notlarını paylaşmanız sebebiyle Allah razı olsun. Selam ve hürmetlerimle...

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...