17 Mayıs 2012 Perşembe

Anneee! diye seslenebilmenin bahtiyarlığı!




Birkaç sene önceydi. Antalya’da bilmem ne tatil köyünde bir sempozyum vardı ve benden de İslam Hukukunda Değişim’e dair bir tebliğ sunmamı isteişlerdi. Tatil güzeldi. Allah şifalar versin Salim Öğüt hocayla birlikte deniz henüz soğuk ve oldukça dalgalı olmasına rağmen boş vakitlerde denize girdik. Korku heyecan veriyor ve kendimizce bundan bir haz alıyorduk. Hoca ile fikirlerimiz uyuşmasa da ruhlarımız çok iyi kaynaşıyordu. O yüzden ilim meclislerinde karşı karşıya gelsek de çıkışında yan yana kolkola olabiliyorduk.

Hoşça geçen bir iki günün ardından otobüsle Antalya Havaalanına oradan da İstanbul’a dönecektik. Yolda bir dere kenarında yeşilliğin içinde bayır sayılabilecek bir yerde mola vermişlerdi. İndik ve hava aldık. Berat Özipek de konuşmacılar arasındaydı. Yanında annesi de varmış. Orada çay içiyorlardı. Hoca annesine çay ikram etmek istemiş ve -Anneee! diye seslenmişti. Ve ben bunu taa yüreğimde duydum.

Ne oldu bilemiyorum. Bir anda beni bir ağıt tuttu. Bayağı ağlıyordum.

Seni canından çok sevdiğine inandığın aziz varlığına “Anneee!” diye seslenebilmenin ne kadar büyük bir haz olduğunu düşündüm. Artık benim böyle bir şansım yoktu. Bütün anneler benim de annem sayılırdı ama hiçbiri benim annemin yerini tutmuyordu.

Hayatında çok da iyi ifade edemediğimiz anne sevgisine dair duygularımızı içimizde yeşertmek ve hep canlı tutmak hâlâ bir imkân olarak bizde idi.

Bütün annelere olan saygımızdan elbet bir pay rahmet olur ve kendi öz annemize de düşerdi.

Onun dostlarını gözetmek vazifemiz olmalıydı.

Onları rahmete vesile olacak şekilde anmak vefamıza alamet kılınmalıydı.

Son olarak öptüğüm derisi iyiden iyiye kırışmış olan ellerini bir daha dudaklarıma oradan alnıma götürmek ve arkasından yavrum, kuzum diyerek bağrına basışını, saçımı başımı okşayışını beklemek, kocaman adam olmamıza rağmen ayrı düşmüş kucaktaki bir çocuk gibi kucağına atılmak ve düğümlenen hıçkırıklarımızı göğsünde dindirmek gibi ruhumuzu saran özlemleri artık hep hayallerimizde yaşatacaktık.

Anneciğim, senin şahsında bütün annelere selam olsun.

Her anne diye anılışlarınız adedince size rahmet olsun.

Bir daha ellerinden öpüyorum!

Boynumu bükmüş başımı sıvazlamanı bekliyorum!

Dua ile!

Ve rahmeten vasi’a!



17.05.2012

Garibce

1 yorum:

  1. herdogan38.
    Kimler telefolarında neyin resmini taşırlar bilmem ama,benim cep telefonumda ak yaşmaklı anacığımın bir resmi var..Her telefon hareketinde onun bu aziz ülkeye 14, evet tam ondört çocuk doğurarak,bunlardan 10'nu kendisinden sonra dünyada bırakarak ahirete müteveccihen ötelere uçması...Memuriyet mi,rızık mı bilmem hep uzaklarda olmamız sonucu,yılda bazı kereler gidip nasırlı,kırışık,ama her kırışığında yumak yumak çilelerin yer aldığı ellerini öpmek...Bu gün bile,yakarıdaki yazıyı okumadan,bir garip duygu gelip geçti..Sanki dert yumağı yaşmaklı güzel anam köydeydi...Sanki gitsem görüşecekmişiz gibi bir hisle doluydum..Çünkü bu garip ne babasının,ne anasının,ne de en büyük ağabeyinin ve hatta kendi öz ciğer parçası Feyzâ'sının bile cenazesine yetişememiş bir gariptir..Bazan ta derinden bir düşünce yoklar yüreğimi buz gibi..Bir gün de sen gidersin,kimse bilmez ne zaman nereye gittiğini...Yunus'ca söylersek:'Bir garip ölmüş diyeler,Üç gün sonra bulalar,Soğuk suyla yuyalar,Şöyle garip bencileyin..'Zaman zaman duymak istediğim bir sese var:'Oğlum,nerdesin,nasılsın,ne zaman geleceksin diye..'Şimdi bakıyorum da bizden türeyenler bizi yanlarında görmek istiyorlar da,'ben kimin yanına gideyim..' noktasındaki garipliğimi üzerimden atacak bir çıkış yolu bulamıyorum..Rabbim, bir gün gerçekleşecek toplanma gününde,bizi önden gidenlerden ayırmayıp rahmet bulutlarıyın altında birleştir..Gufranek Ya Rab...!

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...