12 Mayıs 2012 Cumartesi

Demek ki ülke kurtulmuş!


Bu vatan nasıl kurtulur?

Geçen Fakültenin Yunus Emre Binası’nın temel atma merasiminde Hayrettin Karaman Hocamdan bir kez daha duyma imkânımız oldu. Hoca ayak üstü etrafını çevirmiş hocalara anlatıyordu.

Vaktiyle birkaç asistan arkadaş Edebiyat Fakültesine Muhammed Hamidullah hocayı ziyarete gitmişler. O zamanlar tabii hocalar vatan kurtarmaya çok hevesliler ve ne gerekiyorsa yapmaya da çok azimliler. O kadar azimlilerdi ki onların ateşi arkadan gelen birkaç nesli de tutuşturmaya yetmişti (İyi anlamda hani).

Neyse Hoca’ya sormuşlar ve ondan bir kurtuluş reçetesi istemişler. Demişler “Hocam, ne olacak bu ülkenin hali?!”.

Muhtemelen bu soru tüm dünyanın kaderini kendilerine dert edinenlerin rahatlıkla kastedeceği gibi bütün İslam dünyasının hatta yerkürenin halini de içine alacak kadar geniş olmalıydı. Hoca bunlara demiş ki:

-Söyleyin bakalım siz kimsiniz ve ne yaparsınız.

-Hocam biz İslam Enstitüsünde asistanlarız. Orada kendimizi yetiştirmek üzere çalışmalarımız sürdürüyoruz.

-Güzel, ben de burada hocalık yapıyorum. Ülkenin kurtulmasına gelince siz orada en iyi asistanlık yapın, hakkı ne ise onu tam olarak yerine getirin. Ben de burada en iyi hocalık yapayım. İşte o zaman ülke kurtuldu demektir.

Yoruma hacet var mı?

Allah rahmet etsin ben de Hoca’dan Erzurum’a misafir öğretim üyesi olarak birkaç dönem gelmesi sebebiyle konferans şeklindeki derslerine katılmış ve çok istifade etmiştim. Dünya çapında bir hocaydı. Kısa bir Suriye tecrübem dolayısıyla da gördüm ki Hamidullah Hoca’yı en iyi takdir eden ve ondan azami derecede istifade eden Türkiye olmuştur. Ben Fıkıh ve Siyer dersimde Hocanın İslam Peygamberi’nin ikinci cildini mukarrar kitap olarak Yüksek Lisans öğrencilerime okutuyor ve bunu o dersten başarılı olmanın ön şartı olarak sayıyorum.  Öğrencilerimizden de okuyup da buna sebep bana kızgın olanı görmedim. Geri bildirimlerde hep “-İyi ki okuttunuz hocam, çok istifadeli ve ufuk açıcı oldu” değerlendirme ve takdirlerini aldım. Allah değerli hocamıza rahmet etsin.

Hayrettin Hocam ise ülkemizin medarı iftiharları arasındadır. Demek ki asistanlığını çok iyi yapmış.

Eeee! Sonuç: Demek ki ülke kurtulmuş!

Kurtulmuş mu? Kurtulmamış mı?

Ben iyimser olanlardanım. Bana göre bugün dünümüzden çok daha iyi. Ben hocamdan daha iyiyim diyemem, ama talebelerimin benden daha iyi olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Hocam birinci kuşaktı. Önlerinde kimse yoktu. Hem yol açtılar hem yol aldılar. Biz onların açtıkları yolda yol aldık. Biz ikinci kuşağız. Üçüncü kuşak yetişti ve dördüncü kuşak yolda. Ebu Hanife; Hz. Peygamber,  İbn Mesud – Alkame - İbrahim en-Nehaî - Hammad silsilesinin altıncı kuşağı. Acele etmeğe de gerek yok. Bence gidişat iyi. Her ne kadar ilmî anlamda yapılanları kapı pencere diye nitelemek yerinde ise de o nitelemenin de üzerinden epey bir zaman geçti.  Eldeki malzemeler iplik yapılacak kıvama ulaştı. Geriye ne kaldı. Üç nal ile bir at! (Şaka şaka!)

Haydi boş durma, bu mirasa sen de bir şeyler kat.

Hocalarımıza saygı, öğrencilerimize sevgi ile.

Hak söyleriz, yoktur bilerek sözümüzde yanlış

Cümle okuyucularımızdan bekleriz alkış

13.05.2012

Garibce


5 yorum:

  1. herdogan38.
    Hani derlerdi,'Biz rahmet unsuruyuz;varlığımızdan kimse gocunmasın;yıkmaya değil billah yapmaya memuruz..' diye...
    Görüyoruz ki,karaya oturmuş cemiyet gemisini deryaya çekecek zincir halkaları aynı zindelikle el ele,gönül gönüle...Gölgeleri sürekli olsun..Onları yetiştiren İmam-Hatip okullarının temelinde,çatısında el emeği,göz nuru,dul annenin tek keçisi,yıllardır gözleri ufukta bekleyen gönül erlerinin duası,nasırlı ellerin sadakası,göz yaşları sele dönmüş,heyecandan nefesi durmuş nice anaların duası ile açılışını mehteranın tarihe ışık tutan destanımsı nameleri ile birleştiren 'Suffe' soluğu vardır.
    İslam Ansiklopedisi gibi bir kaynağın te'lifen bu topraklarda neşri,'Yiğidin düştüğü yerden kalkacağı'nın işaretidir,diye düşünürüm.
    '...Mehmed'im! Sevinin,başlar yüksekte;Ölsek de sevinin,eve dönsek de!Sanma bu tekerlek kalır tümsekte;Yarın elbet bizim,elbet bizimdir;Gün doğmuş,gün batmış ebed bizimdir..'
    Kayseri'de bir konferansında,bulunmayı yakınylığına vesile saydığım Hamidullah hocamıza ve diğerlerine rahmet dilerken,onlara lutfedilen nimet ü ihsan esintilerinden mahrum edilmememizi Rabbimden niyaz ederim..
    Tatlı anlatımından dolayı da sana teşekkür ederken Sevgili Üsdat,kalbine,kalemine istikamet üzere velûdiyet dilerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aziz dostum bu ne yürek bu ne güzel ve derin duygu ve bu ne yürek yüklü ifade Allah rızasına nail olun inşallah
      Hürmet ve muhabbetle selamlıyorum
      Saadet selamet ve hakikat üzere hakka raam olun.

      Sil
  2. alkışı hak ediyorsunuz. elinize, gönlünüze, kalbinize, klevyenize sağlık hocam.... herkes yaptığı işi adam gibi yapsın gerisine karışmasın sözü de güzel... vazifeni tam yaparsan sonuç kendiliğinden gelir...

    YanıtlaSil
  3. Allah, yol açanlardan ve yolu açık tutmak için emek sarf edenlerden razı olsun. Yüreğinize ve emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Hamit yalcin16 Mart 2017 09:59

    Hayrettin hoca bir konferansta da şöyle anlatmıştı bir kaç hocayla hamidullah hocayı ziyaret etmişler ve kendilerinin müridi olmak istediklerini söylemişler hoca boyle bir şeyin olamayacağını kendisinin boyle yetkisini olmadığını söylemiş. Hayrettin hoca da eğer hamidullah hoca şeyh değilse başkası şeyh olamaz derdi. Allah hayırlı uzun ömürler versin hocaya.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...