10 Aralık 2013 Salı

Güncel medeniyet sorunlarına dair iki fetva!


Bana Ahkam değişir mi? diyorlar. Elbette, diyorum. Misal istiyorlar. Ahanda misal:
Taharetlenirken taş kullanmanın hükmü nedir? Soru görüldüğü üzere  çok açık ve güncel bir konudur.
el-Cevap eskiden sahrada istimali-i ahcâr sünnet imiş, artık helalar ebniye dahilinde olduğu ve def edilen ifrazatı müntinenin lüle lüle ünbubeler ile ib'âdına bed ile her hanede bu nizama bağlı düzenekler bulunduğundan, sünnet deyü müdavemet ve muvazabatı halinde mûmâ ileyh istimali ahcarın iş bu ünbubelerin seddine müeddi olduğu bittecrübe ve defaetle sabit bulunduğundan haram olmak iktiza eder.
Bilıttırad şunu da fetvayı şerife derc ve ilave etmek iktiza edecektir ki ahar bir nesne daha var imiş ki alenen zikri nisa ve ricâl beyninde tefrikacılık mana ve mefhumu iş'ar edeceğinden aşikare zikrinden ictinad idilüp, "el-Ârifü tekfîhi'l-işâre" fahvasınca ve  "Lafın tümü bilmem ne gûnâ insanlar için söylenirmiş" mesel-i türkide ifadesini bulan manay-i hakîmineye istinaden sadece işaret ile iktifa edilüp, mevzu ile alakası bulunan kimesnelerin  bu konuya daha bir âgah olmaları temennasıyla deriz ki: Bâlâda isminden ictinab ile evsafının zikriyle iktifa edilen nesne emr-i sedde daha müessir bulunuyormuş, ol sebeple onların dahi istimal-i ahcara kıyasen evveliyet tarikiyle hem de ekser hurmeten ve de gılzaten deyu hükmün tağlîzine haram demek iktiza edeceği cümle ulema, ukela ve hukema nezdinde bâ  hüsn-i kabul telakki edilecek şekilde zahir bel azhar olmaktadır.

Soru iki: Klozet midir nedir, içine edilesi gavur icadı var ya, işte onun üzerine tünemenin hükmü nedir? (Şu soruların açıklığına ve Türkçe zerafetine bayılıyorum).
El-Cevap: Filhakika vehle-i ûlâda buna bir bühtandır demek lazım gelir.. Zira ki, zeman-ı medeniyet-i mütahaddıramızda  mezkur ahvale tanıklık eden ancak dâl ve mudıl ve de fâsık olmak lazım gelir. Lakin klozet-nâm frenk icadı nesnenin fevkindeki kadem asarının vaz cihetinin ve dahi ahziye izlerinin öne doğru müteveccih olması ve her iki taraflı muvazane emarelerinin ayan beyan zâhir bulunması, işbu tüneme fiilinin işlendiğine karine-i kâtıa olup burada zanna mahal yoktur. Ol sebeple bir hükme behemehal rapt edilmesi icap eder. Velakin bidaat-ı kalîlesi müzcat olan bu ilim fukarası fakir-i pürtaksir ve de abdi acizleri olarak benim ilmim işbu meseleyi mu'dıla muvacehesinde gayri kâfi ve bu as'abı'l-ümûr kabilinden böylesine bir işkaliyye-i muâsıranın bir hükm-i münîfe rabtına gayri kâfi bulunduğundan bu mesele-i mühimmenin bir üst makama arzının ve meselenin arîz ve amîk tetkikinden sonra ve dahi iktiza eylemesi halinde bir lecne-i mahsûsa teşkiline ve mevzu ile alakalı ehli hıbre ve vukuftan da istimdadla reylerinin ahzı ile meselenin bir kaziyyeyi muhkeme halinde karara rapt edilmesinin münasip bulunacağına dair izharı reyde bulunmanın yerinde olacağına ancak vüs’umuz kâfi gelmiştir.
Ketebehu'l-fakîr ü pür taksîr el-muhtâc ilâ mağfireti Rabbihi’l-gafûr GARİBCE

Fî seneti 7 Safer 1345 el-Muâdil 10 Aralık 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...