22 Aralık 2015 Salı

İşaret edene mi, işaret edilene mi, işaret parmağına mı bakmalı?



Mesel (metafor) ile anlatım ne harika bir şey!
İlk kez Ahmet Turan Arslan Hoca’dan duymuş olduğum mesel şöyle: Adamın gözü şaşı imiş. Birine eliyle bir işarette bulunmuş. İşarette bulunduğu kimse bir eline bir de adamın gözüne bakıyor ve hangisine itibar edeceğine bir türlü karar veremiyormuş. Şaşı adam demiş ki: Sen bakma gözüme, elime bak elime!
Öyle ya hakikaten zor durum: Göz teması çok önemli ve o ruha açılan pencere gibi sanki. Oradan bir girebildin mi ruhun meramına ermek çok kolay sanki. Ama ya şaşı ise… İşte al sana musibet. Bu durumda imdada yetişen  bir çıkış yolu var; o da işaret eden ele bakmak. O zaman hedef isabetli olarak tespit edilebilir olmaktadır.
Bir başka mesel bu kez parmakla işaret edilen şey arasında tercihte bulunmaktır. Kime ait olduğunu bilmediğim bir söz de "parmak gökyüzünü gösterdiğinde sadece aptallar parmağa bakar" şeklindedir.
İmdi birileri bir şeyi işaret etmek üzere parmağını gösterse bize düşen şayet sözü edilen aptallardan değilsek parmağa mı bakmak yoksa parmağın işaret ettiği şeye mi?
İmdi her alanda temel referansımız olan kitabımız Kur’an, Yüce Allah’ımızın bize işaret ettiği şey midir? Yoksa onunla bir şeylere işaret mi etmektedir?
Usülde kullanılan tabir “delil”dir. Delil medlule  yani gösterilen şeye işaret eden şeydir. Yani aslolan bu ayetlerin kendileri değil,  delalet ettikleri gerçekliklerdir.
Medeniyetimiz fıkıh medeniyetidir ve fıkhımızın ilk kitabı da taharettir; yani temizlik konularıdır. İmdi bu temizlik kitabında gösterilenler bizatihi maksut mudur yoksa asıl olan onların işaret ettikleri temizlik midir?
Sevgili peygamberimizin elinde erak ağacından bir dal parçası ile işaret ettiğini düşündüğümüzde onun maksadı bizatihi bu dal parçasının önemi ve hatta kutsiyeti midir yoksa bununla yapılması istenilen ağız ve diş temizliği midir? Eğer elindeki ise o takdirde onu kullanmanın sünnet olması gerekir ve ona bir sürü methiyeler dizilmesi, özünde bir keramet aranması ve neredeyse ölüm hariç her derde deva olduğunun ispatına çalışılması gibi gayretler yerinde olur. Yok, maksat işaret ettiği ağız ve diş temizliği ise o takdirde iş değişir ve önemli olan temizliğin kendisi olur, aracı değil. Diş temizliği için erak ağacının dallarının kullanılması sünnet olmaz, günümüz imkan ve teknolojileri ile geliştirilen daha yaygın, daha kolay, daha ekonomik her türlü araç gereç işaret edilen maksadı gerçekleştirmek için araç işlevi görür ve bu araçların kullanılması değil, ama ağız ve diş temizliğinin yapılmış olması sünnet/ dini gereklilik olur.
Nisa 15. ayette kendi aralarında fuhuş irtikap eden kadınlar için müeyyide olarak belirtilen “evlerde tutulmaları”, eğer kendisi ile işaret edilen şey ise ve asıl kendine işaret edilen de onları ısla-ı nefs etmelerinin sağlanması ise, bu durumda onların ıslah-ı nefs etmelerini gerçekleştirmek için ıslahevlerinin kurulması halinde bu aracın evlerde tutulması aracının yerine geçmesi mümkün olur.
Kavvam olan erkeklerin aile reisi sıfatıyla dövmelerinin üçüncü bir yol olarak gösterilmesi bizatihi maksud olabileceği gibi, bununla bir şeye işaret edilmek istenmiş de olabilir. O da evlilik birliğinin olabildiğince kurtarılması ve sürdürülmesi için sorumlu olanların çaba göstermesidir. İmdi bu amacın gerçekleştirilmesi için yeni ve farklı yolların/ yöntemlerin bulunması mümkün olursa, o takdirde bunların dövme yerine ikame edilmesi mümkün ve hatta gerekli olabilir.
Elbette örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Allah bize akıl vermiş. Bu kullarımın akılları vardır, anlarlar diye de birçok şeye işaret buyurmuş. Ne ki kullarının akılları galiba fazla geliyor. O yüzden de akılları bazen mecrasından taşıp işaretin parmağı gibi nesnelere de takılı takılı veriyor ve orada öyle kalabiliyor.
Haydi hayırlısı!
Dua ile!
21.12.2015

GARİBCE 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...