16 Temmuz 2013 Salı

Çocuklara isim verme: Kader ve Yeter



Kırk bir yaşına vardığı için artık doğurma şansının kalmayacağını düşünen ve kocasına şimdiye dek altı kız doğurmuş ve bu kez ille de erkek doğuracağım diye beklerken hem de iki tane daha kız dünyaya getiren Kürt kadını hemen durumdan vazife çıkarmış ve ikizlere adlarını da verivermiş kendince: Bext ve Bese.
Bütün dillerde benzerleri olan isimler: Kader ve Yeter.
Kocası bunu duyunca: “Sen bebelere isim vermemişsin ki. Göklere mektup yazmışsın!” demiş ve devamla da eklemiş: “Hüsranını ilan etmişsin. Allah’ın gücüne gider valla. Ne lüzum var buna?” Sonra da kendi aklındaki isimleri vermiş çocuklara: Pembe ve Cemile… Çayda eriyen şeker küpleri gibi yumuşacık ve tatlı, her türlü sivriliklerden uzak isimler. (Elif Şafak, İskender, İstanbul 2011, s. 19-20)
İsim verilirken mesaj da verilmek isteniyor olması galiba bütün kültürlerde var.
Mesela Yahya ismi, hem anlam hem de kullanılış amacı bakımından bizim Yaşar’ın tam karşılığı.
İsimlerden kimi bu sekiz kız annesinin isimlendirmesi örneğinde olduğu gibi doğrudan bir dilek, bir dua olarak Allah’a arz anlamı taşıyor. Haşa itiraz olamaz zaten. Olsa olsa naz makamında bir davranış olur.
Kimi devlete. Bu günlerde bir çocuğa verilen Kürdistan ismi yüksek mahkeme tarafından onandı.
Kimi kimlik beyanına yönelik.
Kimi kültür taşıyıcısı olma biçiminde.
Kimi tarihi köklerle yeniden bağ kurma.
Kimi kendi sülalesine bağlılık andı şeklinde.
Böyle uzayıp gidiyor saikler.
Ama şu unutulmamalı ki bu isimleri koyanlardan çok o çocuklar taşıyorlar bu isimlerin yükünü. Kimi yaz yaz bitmez, formlara sığmaz up uzun isimler, kimi müstehcenlik çağrıştıran isimler, kimi apaçık ideolojik çatışma ifade eden isimler… Bu çocuklara yazık değil mi?
Bu nasıl anne ve babalık şefkati ki kendisi beyan etmeye cesaret edemediği kimliğini ya da ideolojisini çocuğuna koyduğu isim üzerinden gerçekleştirmek istiyor.
İsim koyma bir haktır ve bu doğrudur. Ama aynı zamanda bir sorumluluktur da.
Bu yeni nesillerin zaman içinde en çok özlemini çekecekleri şey, muhtemelen kendi aile büyüklerinin isimlerini kendi öz çocuklarında yaşatamamaları olacak gibi gözüküyor.
Kendi öz semalarımızı o kadar  öz kültürümüze yabancı yıldızlar doldurdu ki, isimlendirmede onlardan bir türlü kendi değerlerimize sıra gelmiyor. Zaten doğurduğumuz çocuk toru topu bir iki. Erdoğan’ın üç çocuk talebini bile insanlar fazla buluyor. Mesela şöyle dokuz tane çocuk doğursalar, o takdirde istediği ismi vursunlar. Nasıl olsa aile isimleri de bunlar içinde bir şekilde yaşar.
Ama öyle değil.
Dua ile!
16.07.2013

GARİBCE

1 yorum:

  1. herdogan38@.
    Çok şükür Garibce'yle yeniden teşehhüt miktarı da olsa birlikte olabildik. Herkesin ders alabileceği bir yaklaşım... Niyet belli, kavgaya gerek yok..Sağ ol Garibce..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...