Eskiden
bu sözü “Hep ne olacak bizim bu kızların hali!” diye söylerdik. Artık
oğlanlarımız için de demeye başladık. Hakikaten ne olacak şu bizim -çocuk
demeye dilim varmıyor- oğlanların ve kızların hali.
Başbakanımız
ille de üç çocuk yapacaksınız diyor ve doğru da söylüyor. Zorlama yok. Ufuk
gösteriyor, ötesini sen bilirsin ister yaparsın ister yapmazsın.
Ama
yapabilmek için önce imkan lazım. Artık eskisi gibi çocukları leylekler
getirmiyor.
Bir
taraftan sosyal bir yara çocuk anneler. Sayıları binlerle ifade ediliyor. Henüz
oyun çağında, doyası oynayabilmiş değil, ama kucağında bakmaya mecbur olduğu
bebesi var. Bu arada Ayşe annemizin bile
zaman zaman oynadığı oyuncakları varmış. Hani istisnai durumlar olabilir. Ama
yaygınlık kazanması bunun sosyal bir sorun halini alması gibi bir sonucu intac
ediyor.
Taaddüd-i
zevcâtın yani birden fazla kadınla evlenmenin
dinen caiz olması yanında hukuken de serbest olduğu Arap ülkelerinde “en
önemli sosyal problemin unûse sorunsalı olduğunu” söylüyorlar. Yani evlilik yaşı geçtiği halde bir türlü
evlen(e)meyen kızların sayısının giderek artması.
Bu
kızlar neden evlenmezler. Çünkü en büyük sebep evlenebilecekleri erkek
bulamazlar. Meselenin bu yönü böyle.
Peki
onlara eş olacak erkekler nerede?
Arazide.
Zavallılar evlilikten gözleri öyle korkmuş ki tam anlamıyla arazideler. Kimi
evlilik için olmazsa olmaz gördüğü kariyerini tamamlamada, kimi dünyanın öbür
ucunda, kimi olur ya dışarı çıkarım da sırtıma birileri biniverir diye hep bir
şeylerin arkasında.
Ebeveynler
aman bizim kız evde kalacak diye hep kaygı ederlerdi, şimdi “Ne olacak bizim bu
oğlanın hali!” diye ahu figan etmedeler.
İş
böyle bir noktaya gelmiş vaziyette. Evleri olmayan insanlar için şu anda nerede
bulunduklarının hiç de önemi yokmuş. Keza gidecek bir yerleri olmayanlar için de öyle.
Hayatında,
kendisinin diğer yarısı gibi gördüğü bir eşi olmayan birinin ihtiyaç duyması
halinde yanındakinin kim olmasının da önemi yok. Ha dalında elma, ha dibinde
elma. Ha bu ha ötekisi.
Müslümanlık
zor zenaat. Bir Allah’a inanacaksın. Onun, bize kendi özlerimizden eşler
yaratmış olduğuna inanacak ve onun arayışı içinde olacaksın. Eşinden başkasına bakmayacaksın,
el uzatmayacaksın, dokunmayacaksın. Hal böyle olunca kendilerini korumaları
için en çok ihtiyaç duydukları dönemde, evlilik yükünü omuzlamada en mütahammil, evliliğin meyvelerini devşirmede
en verimli oldukları dönemde bizim bu insanlarımıza eşlerini bulmada yardımcı
olmamız gerekiyor ve onları yüreklendirmeye çalışmamız icab ediyor.
İyi
çıktı bahtım, kötü çıktı vay sebep!
Olsun,
biz de şöyle deriz: İyilik yap at denize, balık bilmezse Hâlık bilir.
Hem
bunlar bizim kendi öz yavrularımız, ciğer parelerimiz ve de anne kuzuları.
Hayatın
tozunu attırmış olsalar bile belli ki bu alanda desteğe ihtiyaçları var.
Sizce
de öyle değil mi?
Dua
ile!
13.07.2013
GARİBCE
bu konuda yüzde yüz katılıyorum hocam bizim evde beş kız var en büyüğü 30 en küçüğü 20 ve hepimiz bekarız ve tek sorun o arama konusundaki yüreksizliğimiz ... :(
YanıtlaSil