9 Temmuz 2013 Salı

Orucu ne bozar ne bozmaz



Bağlama dair bir örnek!
Özellikle dini metinleri doğru anlamak çok çok önemlidir. Çünkü sonuçta yorum anlam üzerine oturtulmaktadır. Anlam, yanlış algılanmışsa, onun üzerine sağlıklı bir yorumun yapılmasının imkanı yoktur.
Biz, gerek Kur’an ayetlerini ve gerekse  Hz. Peygamber’in söz ve fiillerini mutlaklaştırarak bunların  bir zaman ve zemin içinde nazil ve varid oldukları gerçeğini göz ardı ediyoruz. Bu yüzden de çoğu kez metinleri Şâri’in amacı doğrultusunda anlayamayabiliyoruz.
Bunun için bir örnek:
Bu arada örnekleri önemsiyoruz. Çünkü soyut anlatımlar çoğu zaman meramı ifadeye yetmiyor.
سنن أبي داود ـ (2 / 280) عَنْ ثَوْبَانَ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ « أَفْطَرَ الْحَاجِمُ وَالْمَحْجُومُ »
İmdi bu hadis “Hacamat yapan da yaptıran da orucu bozmuş olur” diyor. Şöyle genel bir kural var: Hüküm, müştak bir kelimeye bağlanması, o hükmün illeti iştikakın yapıldığı kök anlam olur. Mesela “Zina eden kadın ve zina eden erkeğe yüz celde vurun!” denildiği zaman, bu hükmün gerekçesinin “zina fiili” olduğu ifade edilmiş olur.
Buna göre bu hadiste de orucun bozulmasının hükmü hacamat yapmak ve yaptırmak olmaktadır.
Acaba  bu hadisin vürud maksadı da gerçekten öyle mi?
Eğer bizim bu konuda elimizde bir veri bulunmasa, o takdirde biz bu hadisi yukarıda ifade ettiğimiz biçimde anlamak durumunda olacağız. Oysa bu konuda, meramın tamda bu olmadığını, böylesi bir çıkarsama ile tezat teşkil edecek beyanlar vardır. Kaldı ki Hz. Peygamber’in “Kusanın, ihtilam olanın ve hacamat yaptıranın orucunun bozulmayacağını”[1] ifade eden açıklaması bulunmaktadır.
Oysa kaynaklar bize bağlam ve vürud sebebiyle ilgili şöyle bir bilgi veriyor.
شعب الإيمان - (9 / 100) مَرَّ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى رَجُلٍ بَيْنَ يَدَيْ حَجَّامٍ وَذَلِكَ فِي رَمَضَانَ وَهُمَا يَغْتَابَانِ رَجُلًا، فَقَالَ: " أَفْطَرَ الْحَجَّامُ وَالْمَحْجُومُ " .
Hz. Peygamber, Ramazan ayında hacamat yapmakta olan birinin yanından geçiyor. Hacamat yapan  ile yaptıran, bir adamın gıybetini yapmaktadırlar. Bunu gören Hz. Peygamber: “Hacamat yapan da yaptıran da oruçlarını bozmuş oldular” buyuruyor.
(Bu konuda bk. Süyûtî, Esbâbu vürûdi’l-hadîs, Thk. Yahya İsmail Ahmed, Beyrut 1984)
Eğer bağlam bu ise, o zaman sözün anlamı tamamen değişmiş olmaktadır.
Daha önce bu fiilin kendisi orucu bozan bir durum iken, bağlamın dikkate alınması halinde orucu bozan şeyin  hacamat olma değil, tamamen  başka bir şey: gıybet etme olduğu anlaşılıyor.  Bu durumda hadis, orucun yeme içmeyi terk yanında gıybet gibi onun özünü zedeleyici fiillerden de uzak durulması gerektiğini işlemiş olmakta, orucun ahlâkîliğini vurgulamaktadır.
Arada ne kadar fark vardır!
Bir şeyin görülmesi için yeterince büyük olması ve gözün bulunması yeterli olmuyor. İlle ki ışık da olması gerekiyor. Bağlam, anlamı belirleyen böylesi bir ışık oluyor.
Dua ile!
09.07.2013
GARİBCE



[1] سنن أبي داود - (2 / 282)  قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- « لاَ يُفْطِرُ مَنْ قَاءَ وَلاَ مَنِ احْتَلَمَ وَلاَ مَنِ احْتَجَمَ ».

2 yorum:

  1. Değeli hocam; Allah ömrünüze bereket ihsan etsin. Bağlam meselesi ancak bu kadar veciz ve güzel özetlenebilirdi.

    YanıtlaSil
  2. Allah râzı olsun hocam çok güzel îzâh ettiniz. Oruçtan elde edilecek farz, vacip, sünnet, müstehab sevabın toplamı 100 ise 45 puan, farz hükmündedir. Yani kişi gıybet etmemeli tamam ama hadi etti gıybet ile orucu bozulur mu kazası gerekir mi? diye sorulduğunda "-Gıybetten dolayı kaza gerekmez sevabını götürür." deriz malum... Çoğu yapılamayanın azı terk edilmez malum... Azı yapılır. Veya Hepsi yapılamayanan hepsi terk edilmez. Bu kaidelerden hareketle orucu kaza etmez ama alacağı ecir minumuma iner ve borcu mükellefiyeti düşürür. Bütün bu taksimler işte fıkıhtır. Fıkıh sınırlar demektir. Sınırları belirtmeyen ilim değilidr. ilim tasniftir. Tabi her tasnif de biraz fazlalaştırma ve biraz eksiltmeyi beraberinde getirir. Ahlak olmadan da fıkhı tatbik tehlikelidir. Haram-Tahrimen mekrun sınırlarında dolaşılır ve ısrar edilir de harama girilir de girmedim zanneder kişi... Aslında fıkhın içinde de ahlak vardır o da menduq/müstehab dış halkasıdır. O halkayı atlarsak zincirleme cerbeze mantığıyla farzlar dahi etkilenir. Allah korusun! Fazla açıklama yaptığım için istirhamımı diler, özür beyan ederim...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...