25 Haziran 2013 Salı

Ahlak herkese lazımdır!


Diyanet’ten ahlakî erdemler bekleyenlerin de ahlaklı olmaya ihtiyaçları var.
Diyanet’in bunca aleyhte yıpratma çabalarına rağmen toplum maşerî vicdanında hâlâ çok önemli saygın bir yeri vardır. İnsanların güven duyabileceği makamların olması önemli ihtiyaçlar arasındadır. Güven debisinin son derece azaldığı bir ortamda, insanların şöyle ya da böyle güvenini sürdürdüğü Diyanet’i kendi süflî arzularına alet etme pahasına karalama kampanyasının içine çekme istenmesi çok yanlıştır.
Ahlak, diyanet gibi kurumlara lazım olduğu gibi, basılı ve görsel Medya için de, Face ve Twitter gibi Sosyal Medya için de lazımdır.
Yalan en büyük günahlardandır.
Yalan haber üretmek ve yaymak daha da büyük bir günahtır.
Bu yalan haberler üzerine nice masımların kanı akmakta, canı yanmaktadır. Bunların hesabı bu dünyada görülemese bile mutlaka bir gün verilecektir.
Polisin kullandığı biber gazı, elbette yemeğe bir sos gibi bir şey değildir. Adı da üzerinde toplumsal hareketlerde kalabalıkları dağıtmak ve daha büyük zararları önlemek için kullanılan bir tür silahtır. Kimse bunun iyi bir şey olduğunu söyleyemez. Her alanda olduğu gibi burada da ölçüt zarar ve yarar dengesinin iyi kurulabilmesidir. Tıp alanında kullanılan ilaçların hemen hemen tümünün yan etkileri ve zararları vardır. Ancak umulan yararı zararından fazla olunca onu kullanmak bazen zararsız, bazen iyi, bazen de hatta gerekli olabilmektedir.
Polis gaz kullanmasa ve kalabalıklarla yüz yüze gelse ortaya çıkacak zararı tahmin etmek zor değildir. Ancak belli ki göstericiler kendilerinin haklı ya da haksız olduğuna bakmaksızın biz yürüyelim polis biz yaklaştıkça geri geri çekilsin, biz vuralım kıralım, kamu malına zarar verelim, yakalım, yıkalım, yağmalayalım… her ne yaparsak yapalım polis bizi sadece seyretsin ve asla müdahale etmesin şeklinde bir tavır takınmasını beklemektedirler. Oysa bu olayların maksadı daha ilk günlerden anlaşılmıştır ki gezi mezi değil, sivil bir darbe ile hükümeti düşürme meselesi olmuştur. Bu yüzden de tüm vatan sathına yayılmaya ve büyük bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışılmıştır. Polisin ise görevi genel huzuru sağlamak ve korumaktır. Dolayısıyla polis bu tür olaylar karşısında müdahil olmak zorundadır. Müdahalenin en etkin ve en az zarar veren yöntemi de su sıkılması ve gaz kullanılmasıdır. Polisin kalabalığın içine dalarak müdahale etmesinin ne kadar vahim sonuçlar doğuracağı polisin silahını kullanma zorunda kalması sonucu bir kişinin ölmüş olması örneğinde görülmüştür.
Şimdi böylesi bir bağlamı ve kullanım biçimi olan gazın tamamen farklı bir bağlam ile Alo Fetva’ya sorulması ve oradan alınan cevapların farklı kombinelerle  bu kurumu yıpratıcı bir mahiyette haber yapılması hiç de ahlakî değildir.
Ahlak, diyanete olduğu kadar hepimize lâzımdır.
Ahlaksızlık her bir taraftan bizi kuşatacak olursa, ne ağzımızın tadı kalır ne hayatımızın tuzu.
Dua ile!
25.06.2013
GARİBCE

İşte Diyanet ile ilgili yapılan haber ve cevabı:

Yeni Çağ Gazetesi, 23/06/2013
Diyanet’ten acı fetva: Biber gazı caizdir!

Taksim Gezi Parkı olayları sonrası birçok ilde bulut oluşturacak kadar yoğun biber gazı kullanmaktan çekinmeyen polise Diyanet İşleri Başkanlığı dini açıdan arka çıktı. İşte Alo Fetva Hattı’nda yer bulan resmi görüş: Devletin güvenliğiyle ilgili meselelerde biber gazı kullanılır. En zararsızı oysa sıkıntı yok!
Dini açıdan sakıncalı değil
Polİsİn Taksim Gezi Parkı eylemlerinde göstericilere orantısız güç ve insan sağlığına zarar veren biber gazı kullandığı iddiaları gündemdeki ağırlığını korurken Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan müdahaleye fetva çıktı. Diyanet’in “Alo Fetva” hattından yapılan açıklamada, dini açıdan biber gazının kullanılmasının sakıncalı olmadığı vurgulanıyor.
En doğrusu, en zararsızı..
Açıklamada, “Her ülkede, bu tarz gösteri yapanlara, şiddete başvuranlara karşı savunma biçimi geliştiriliyor. Devletimiz de bunu yapıyor. Daha önce de duyuru yapıyorlar zaten, ‘Astım hastaları varsa alandan ayrılsın, biraz sonra müdahale edeceğiz’ diye. Yani biber gazı kullanılmasında bir sıkıntı yok. En zararsızı biber gazıysa en doğrusudur” deniliyor.

“Diyanet iyice aşındırıldı
Diyanet’in fetvasına İlahiyat Profesörü olan MHP’li Mustafa Erdem’den sert tepki geldi: Diyanet, bu dönemde olduğu kadar hiçbir dönemde aşındırılmadı. Son dönemlerde özellikle bazı konularda iktidara yakın olmanın verdiği cesaret veya anlayış gereği maalesef Diyanet hükümetin yaptığı her şeyi desteklemek, ona dini bir kılıf vermek durumunda kalıyor.


BASIN AÇIKLAMASI

Tarih: 24.06.2013
Ulusal yayın yapan gazetelerden “Yeni Çağ Gazetesi”nde bugün “Diyanet’ten acı fetva: biber gazı caizdir” manşeti ile yayınlanan dil, içerik ve sunum bakımından gerçekleri yansıtmayan  haber ile ilgili  Başkanlığımızca aşağıdaki açıklamanın yapılmasına lüzum görülmüştür.

“Diyanet’ten acı fetva: biber gazı caizdir” başlığıyla verilen haber incelendiğinde, gerek bilgi eksikliği ve bilgi yanlışlıklarıyla, gerekse iyi niyet ürünü olmadığı bir hayli açık olan ve istihzaya varan içeriğiyle haber metninin her şeyden önce sorunlu olduğu ortadadır. Haberin kurgusu ve dili dikkate alındığında, metnin son derece çalkantılı süreçlerden geçtiğimiz bir ortamda hangi amacın peşinde olduğunu kestirmek güçtür. En başta etik ilke ve sınırları hiçe sayan, aleni pervasızlığıyla dikkat çeken bu haber, sağlıklı bir bilgi kaynağına dayanmadığı gibi yorumlamalarında da oldukça özensiz ve savruk bir dil akışıyla gazetecilik ilke ve normlarının istismarı açısından kötü bir örnek olmuştur.

Alo fetva hattını farklı isimlerde 21 defa arayıp biber gazının orucu bozup bozmadığı gibi bir ilmihal sorusunu sorarak aldığı fetva ile ilgili cevabı Diyanetin Alo fetva üzerinden yaptığı açıklamaya göre formatıyla  “Diyanetten Acı fetva biber gazı caizdir” gibi bir yalan haberin Başkanlığımıza isnat edilmesi hiçbir ahlaki ilke ile bağdaşmadığı hususunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

Kaldı ki Alo fetva hattı kamu hizmeti vermek, vatandaşlarımızın bireysel sorularını cevaplamak üzere kurulmuş bir hizmet hattıdır. Gazete haberine mesnet teşkil edecek konuda ilgili birimimiz tarafından yapılmış her hangi bir açıklama söz konusu olmadığı gibi bu birimlerimiz aracılığıyla kamuoyuna herhangi bir şekilde açıklama da yapılmamakta, vatandaşlar tarafından kişisel düzeyde sorulan dini sorulara, fetva kriterlerinin bir gereği olarak hususi cevaplar verilmektedir.

Yapılan teknik incelemede 6 Haziran 2013 tarihinden itibaren sistematik bir şekilde aynı adresten her biri ayrı bir isimle olmak üzere toplam 21 kez “Alo Fetva Hattı”na ulaşıldığı, istenilen cevabı almak için de hiç tutarlılığı olmayan, zayıf ve din dünyasının terminolojisine bir hayli uzak sayılabilecek sorularla “fetva tedariki”ne tevessül edildiği anlaşılmaktadır. Değişik bağlamlarda aynı adres üzerinden hattımıza yöneltilen ve “biber gazının orucu bozup bozmadığı” sorusu etrafında çeşitlenen arayışlarda, alınan cevaplarla yetinmeyen gazetenin sonuçta kendi haberini kendisinin yazıp kurguladığı anlaşılmaktadır. Çünkü hile ve desise için bile olsa “Alo Fetva Hattı”na yöneltilen sorulara verilen cevaplara gazetede hiçbir şekilde yer verilmemiştir.

Bu vesileyle vurgulamak gerekir ki dini konuların medya ortamında nasıl ele alınması gerektiği, vatandaşlarımızın dini duygularını rencide etmekten neden uzak durulması gerektiği konusunda asgari düzeyde bile olsa sahip olunması gereken dikkat ve ihtimam, ne yazık ki söz konusu gazetede açıkça ihmal edilmiştir. Dini konuların ciddiyeti ve bugün yaşanan müessif olayların ortaya çıkardığı sonuçlar dikkate alındığında söz konusu gazetenin öncülük ettiği dilin mevcut sorunları ne ölçüde derinleştirme potansiyeli taşıyabileceği izahtan varestedir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

BASIN ve HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...