“Baba
bir hırsız tuttum”
“Getir
evladım!”
“Gelmiyor!”
“O
zaman bırak gitsin!”
“Gitmiyor!”
Yavuz
hırsız misali.
Gezi
Parkı meselesinde Taksim meydanını dolduranlar tam da öyle! Ne geliyorlar, ne
de gidiyorlar. Maksatları ülkeye hakim olan genel huzuru bozmak, istikrarı yok
etmek, havayı bulandırmak. Öyle ya kurt bulanık havayı severmiş. Ortalığı toz
duman kaplarsa, ülkeye ve bu millete kasdı olanlar yapacaklarını daha kolay
yaparlar ve yapıyorlar.
Günlerdir
yapılanlar ve ne için yapıldığı anlaşılabilmiş değil. Çevre için diyenler “Peki
falanca zamanda ve yerde neredeydiniz?” sorusuna muhatap oluyorlar ve verilebilecek
hiçbir inandırıcı cevap yok.
Özgürlük
için diyenler, bu talebi özgür oldukları için yapabiliyorlar. O da inandırıcı
değil. Üstelik şimdiye dek hiç olmadığı kadar her tarafı yakıp yıkmaya kadar
götürdüler. Bu nasıl bir özgürlüktür ki her şeyi yapabiliyorsun ve sana hiç
kimse niye yaptın bunu deme hakkına sahip olamıyor.
Belli
ki maksat başka. Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.
Bu
olayda nice safdil insanların nasıl oyuna geldiklerini ve art niyetli odaklarca nasıl kullanıldıklarını
da gördük.
Tıvıta bakınca Türkiye’de
kazananı belli olmayan ama kaybedeni tümüyle ülkem olan bir meydan muharebesi
var gibi. Her tarafı sanki toz duman kaplamış gibi. Oysa evden çıkınca
Allah'tan sokaklarımız gene eskisi gibi huzur veriyor ve herkes işinde gücünde.
İşte böyle bir ortamda biz de fakülte olarak sınavları bitirmeye ve öğrencilerimizi mezun etmeye çalışıyoruz. Üzerimize çöreklendirilmeye çalışılan kâbus havası mezun olacak olan öğrencilerimizin heyecanını duymamızı engelliyor. Oysa onlar şimdi nasıl bir duygu içindedirler. Yuvadan uçuşun heyecanını nasıl yaşıyorlar. Mezuniyet için nasıl hazırlıklar yapıyorlar. Ülke üzerine boca edilen sis tabakası onları da görünmez kıldı. Garibce olarak geçen sene onların heyecanlarını paylaşmıştık. Bu sene hiç olmazsa o yazıları paylaşarak onların heyecanlarına ortak olmak istedik.
İşte böyle bir ortamda biz de fakülte olarak sınavları bitirmeye ve öğrencilerimizi mezun etmeye çalışıyoruz. Üzerimize çöreklendirilmeye çalışılan kâbus havası mezun olacak olan öğrencilerimizin heyecanını duymamızı engelliyor. Oysa onlar şimdi nasıl bir duygu içindedirler. Yuvadan uçuşun heyecanını nasıl yaşıyorlar. Mezuniyet için nasıl hazırlıklar yapıyorlar. Ülke üzerine boca edilen sis tabakası onları da görünmez kıldı. Garibce olarak geçen sene onların heyecanlarını paylaşmıştık. Bu sene hiç olmazsa o yazıları paylaşarak onların heyecanlarına ortak olmak istedik.
22 Haz 2012
Her ne ise iş böyle olunca ve kızların,
kahir ekseriyeti teşkil ettiği bir mezuniyet gecesi yaklaşınca rivayet odur ki
günler öncesi hazırlık sırasında çok tatlı olaylar oluyormuş. · Kızlar bir
büyük azimle alış veriş seferine çıkıyorlar ...
24 Haz 2012
Ve nihayet mezuniyet! Sonunda beklenen
heyecan dolu gün geldi ve bir mutlu son daha yaşandı. Açılışta bir kızımız çok
güzel bir konuşma yaptı. Çok güzel bir Türkçesi ve edası vardı. Hemen ardından
beni çağırdılar.
08 Haz 2012
Mezuniyet yat gezisi. Selam olsun cümle
aleme! Garibce dört gün süreyle Makedonya gezisine katılıyor. Hayır dualarınızı
bekliyor. Selametlikler diliyor. Bugün Cuma ve artık yılsonu ders sonuçlarını
idareye teslim etmemiz ...
23 Haz 2012
2007 mezuniyeti bizim mezuniyetimizdi.
Ne zaman ve nasıl geçti bu beş yıl? İnanılır gibi değil.
Dua ile!
13.06.2013
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder