1 Haziran 2013 Cumartesi

Ey azim sen neymişsin be!



Kesret-i azimet ve fevkâlâde-i âlî himmet
Arabamı bir cumartesi Fakülte’nin inşaatlardan arta kalan boş bir yerine park ediyorum. Benden az önce de bir araba durmuş oda parka çalışıyor. İçinden bir bayan iniyor. Gözlükleri var. Tanıdık gibi geliyor. Pek oralı olmazmış gibi davranıyorum. Sonra bir bey bir çocuk arabası indiriyor. Bayan bana sahip çıkacak gibi bakıyor. Ben de ondan cesaret alarak bakıyorum. Hay Allah, şu bizim kız! Arabanın arka koltuğunda oturan bir çocuk var. Onu indiriyor ve konuşuyoruz. Ben bir anda yeni bir dede daha oluyorum.
Evlenmiş, yürümekte olan bir çocukları var. Birini de bekliyorlarmış.
-“Eee!” diyorum. “Asistanlık ne oldu?”
“-Onu bıraktım” diyor. “Kendi memleketimden ve aynı meslekten biri ile evlendim”.
“-Allah mesut ve bahtiyar etsin, çok sevindim!”.
“-Eee!” diyorum. “Burada işin ne. Özlem mi gideriyorsun!”
“-Danışman hocam ile görüşecektik de”.
“-Ne danışmanı?”
“-Yüksek Lisans”.
Hem de bizim alandan.  Kızım ne işin var, zaten bak bir tanesini hazırlamışsın. İkincisi de hazırlanıyor yolda. Bütün bunların bir de üstüne senden tez mi istiyorlar.
Vah vah ki ne vah!
Hemen bizim vaktiyle Bilge’yi hatırladım. Kızcağız bir tez döneminde iki çocuk doğurmuş, onları büyütmeye çabalıyor. Yetmiyormuş gibi bir de biz kendisinden tez istiyoruz.
Kendisine takılmış ve bu halimizle ne kadar gaddar, zalim ve acımasız olduğumuzu kendisine söylemiştim. Bu kızımız vesilesiyle o anımı hatırladım. Demek ki tarih devam ediyor.
Bir taraftan hayıflanıyorum ama bir taraftan da baktım bizim kızın keyfi yerinde. Oh ne güzel. Eşini bulmuş, Allah lütuf üstüne lütufta bulunmuş. Arabaları da var. İnşallah evleri de olur.
Ama o lisanı haliyle  “Yok diyor, eğer tezimi hazırlamazsam bir eksiklik olur”.
Azim denilen şey herhalde işte bu olmalı.
Bütün engelleri bir dozer gibi düzlüyor ve aşılmaz gibi görünen maniaları yok ediyor ve sizi istediğiniz yere ulaştırıyor.
İlim talebeleri olarak bizim öğrencilerimizin en çok eksikliğini hissettiğim özellikleri bu: Zaaf-ı azimet, kıllet-i himmet.
Öğrencilerimiz geneli itibariyle çok yetenekliler, imkanlar fevkalade mükemmel. Ama bütün bu artı özellikler yanında maalesef yeterince  hırslı ve azimli değiller. Birçoğu zaten başta çok isteksiz ve hatta gönülsüz. Bir kısmının zamanla aklı başına geliyor ama bu kez de epey bir zaman geçmiş oluyor.
Bizim kız gibi önde böyle örneklerin olması, belki onların da ufkunu açar, onları da motive eder.
Hey gidi günler hey!
Fakülteye geliyorsunuz. Ayaklarınız yeri görmüyor.
Hocanın kendi eliyle pişirip ikram ettiği çayı: “Ben bu bardaklarla içmem!” diyorsunuz. Aradan bir iki sene geçince aynı bardaklardan aynı çayı içmek en önemli zevklerinizden biri oluyor.
Sonra bir ilim hırsıdır sarıyor. Arkasından hayatın ve doğanın gerekleri doğrultusunda yelken açıyorsunuz. Önce bağrınıza bastığınız, sonra ellerinden tuttuğunuz, sonra arkanızdan gelen ve  daha sonra da ömrü billah hep arkasında olduğunuz çocuklarınız ve torunlarınız oluyor. Ve siz yedisinde ne iseniz yetmişinde de o oluyorsunuz.
Ve sonunda elinizde bir kitap, üzerinden bakarak konuştuğunuz gözlüklerle okumaya çalışıyorsunuz. Göğsünüze dayamış olduğunuz kitap yüzünüze kapanıyor ve müşfik bir el o kitabı göğsünüzden alıp, üzerinize hafif bir örtü örtüyor. Ve siz o elin şefkatini bütün benliğinizde hissediyor ve mutlu oluyorsunuz.
Ya selam!
Uzak mı, ya da bir ayda, bir senede mi bilinmiyor. Hayatın tadı da galiba biraz da bu gizemde saklı bulunuyor.
Cümle talebelerimize azimle her engeli aşmalarını diliyorum. Aşılan her engelin sizi biraz daha yükseğe taşıyacağını bilmelerini umuyor ve onlara başarıları yanında mutluluklar diliyorum.
Sevgiyle kalın!
01.06.2013

GARİBCE

2 yorum:

  1. Nuray Avci Çevik: Hocam inşallah son sınavı da atlatınca ben de getireceğim torununuzu yanınıza...

    Mehmet Erdoğan beklerim.

    Elif Şamkara Ayas. Hocam bir zamanlar evlenmek isteyen bayanlari yüksek lisansa almiyorlardi müif te...malesef ben de o zamana catmistim. simdi üc cocukla alirlar mi acaba?


    Nuray Avci Çevik: Ne olursan ol yine gel marmara ilahiyatın kapıları herkese açık


    Esra Aydogan Albayrak: Elifciğim ben 3 çocuk sahibi bir anne olarak Kelâm bölümünden y. lisans yapıyorum ders dönemim bitmek üzere şu an finaller var, çok yoğunum inşaallah yakında tezime de başlayacağım. İnsan çok isteyip azmedince her şeyi başarabilir.


    Elif Şamkara Ayas: Esra senin adına cok ama cok sevindim canım. Ama ben su sıralar uzak diyarlardayım. Allah her daim ilim yolunda olmayı bizlere nasip etsin insallah.

    YanıtlaSil
  2. çocuk yetiştirmek dünyanın en güzel ve önemli işi bence. çocuğumuza ve eşimize haksızlık etmeden, halis niyetle azmedince Allah öyle kolaylaştırıyor ki...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...