7 Haziran 2013 Cuma

Huzur, ancak birlikte yaşanabilen bir şeydir


 

Hayırlı cumalar!

 Bugün Garibce, Kazdal camiinde idi. Sohbet konusu birlik, beraberlik ve kardeşlik idi.

Kürsüde Hucurât 49/6-13 ayetleri tilavetle başladı.

Hamdü senadan sonra “Topyekun silm'e girme” (Bakara 2/208) emrini içeren ayeti okuyarak sohbeti başlattı. Silm ve İslam'ın aynı kökten geldiğini ve dolayısıyla müslümanlığın huzur ve barış ile özdeş olduğunu belirti. Gerçek huzur ve barışın ancak İslam'a girmek ve onun emir ve yasaklarına riayet ile olabileceğini söyledi.

“Şeytanın adımlarına uymayın" diyen ayetten maksadı açıklamaya çalıştı. Özetle şunları söyledi: Şeytan çoğu kez içimizde kaprislerimizdir, ihtiraslarımızdır. Bazen dışarıda en yakın arkadaşımızdır, işimizdir, eşimizdir. Dolayısıyla bizi Hak ve hakikatten alıkoyan her şey bizim şeytanımız olabilir ve bizim onlardan uzak durmamız gerekir. Bize sigarayı, alkol kullanmayı, kumar oynamayı öğreten bizim arkadaşımız olamaz, o gerçek anlamda şeytanımızdır. Boynuzlu, kuyruklu, tırnaklı, eli dirgenli şeytan aramak beyhudedir. Öyle bir şeytan yoktur.

İnsanız, insanlıktan sıyrılma şansımız da yoktur. İyi insan ya da kötü insan olma bizim seçimimizdedir.

İnsan olarak aramızdaki ilişkileri sevgi, şefkat ve merhamet üzere oturtmalıyız. Kin ve nefret üzere ilişkilerimizi sürdüremeyiz.

Hak ve hakikat her zaman ortak değerlerimiz ve paydamız olmalıdır.

Bütün dünya olarak birlikte üretiyorsak, aynı şekilde birlikte de tüketmeliyiz. Üretirken herkesin ortak olduğu ama tüketirken güçlülerin egemen olduğu ve bu yüzden sömürülen milyonların açlıktan ölüme mahkum olduğu bir dünyaya karşı hepimizin itirazı olmalıdır. Böylesi bir haksızlığa ve sömürü düzenine dur denmesi insan olarak sorumluluğumuzun gereğidir.

İhtiyaçlarımızı ihtiraslarımıza kurban etmemeliyiz.

Aynı gemide yaşıyoruz. Üst kattakiler (yöneticiler, zenginler, aydınlar vb.) alt kattakileri gözetmeli ve kollamalıdır. Onları kendi hallerine bırakmaları halinde iyi niyetli de olsalar yaptıkları hatalar, tüm geminin batmasına ve  tüm toplumun birlikte helak olmasına yol açacaktır.

Herkes bulunduğu yer ve konum itibariyle, toplumun genel refahı ve huzuru için bir sorumluluk almalıdır.

Garibce, genelde bu ve benzeri konular üzerinde durdu.

Tabii vaaz, öğretici olmaktan çok hatırlatıcı bir etkinliktir. Akla olduğu kadar belki ondan daha çok duyguları da hesaba katan bir söylem tarzıdır. Bunun sonucunda hem konuşanın hem de dinleyicilerin etkilenmesi söz konusu olur.

Garibce'nin konuşmasından şahsen ben etkileniyorum. Bunda da öyle oldu. Umarım benzer etkiler, diğer dinleyiciler için de söz konusu olmuştur.

Allah cümlemize huzur versin.

Cumamız mübarek olsun!


07.06.2013

GARİBCE

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...