İmaj her şeydir.
Fatih’i, Fethi ve İstanbul’u anlatacağız.
Fatih bir idol.
Fetih asırların rüyası.
İstanbul bir inci, nice ülkelere payitaht olmuş, bir
gerdanlık gibi mest etmiş hayranlarını. Yek sengi acem mülküne fark atarmış.
İmaj üstüne imaj.
Sen olda böylesi bir etkinlikte davetiyenle bir güneş
gibi doğup da bütün davetiyeleri mahcubiyet içinde ademe mahkum etme. Güneş
doğdu, yıldızlar görünmez oldu.
Garibce bu konuda bir iki yazı daha yazmıştı. Karnımın
şişi indi sanıyordu. Bu davetiyeyi görünce öncekilere rahmet okudu.
Davetiye dediğin ahanda işte böyle olmalıydı.
Anadolu’nun düğünlerde gönderdiği okuntuları bile beş
basardı. İki metrelik pazenin, beş metrelik entarinin sözü mü olur bizim bu
albenili, görbenili, saybenili, köşedöndürbenili okuntunun karşısında. Ağırlığı
ağırlığı ile, boyu boyuyla, eni eniyle Fatih’i ve fethe ve İstanbul’a en
yaraşır ve yakışır davetiye böyle olurdu.
Gören, “İşte bu!” diyordu.
Garibce gibilerin, bu gibi işlere aklı basmazların sözünü
boş verin. Siz çağın genel geçer akçalarına bakın.
Sizi kutlarım ey erbab-ı meâş!
Gerçekten, yaşanan hayatı öğrenmek için iyi ki varsınız.
Tüyü bitmemiş yetimin malları türünden köhne söylemler
ve bilmem kaç düğümlü bir deve yularını
attığı için bir türlü hesabını veremeyen Ömer’in adaletinden hala dem vuran ve
onlardan medet umanlar var. Bunlar artık eskimiş nümune-i imtisaller. Oysa bizim
imaj ufkunda parıldayacak ve cümle alemin gözlerini kamaştıracak yeni rol
modellere ihtiyacımız var.
Ve ey başkanlarımız, rektörlerimiz iyi ki varsınız!
Müslümanlar köyden geldiler, köylü kaldılar. Temedün-i
hâdıra sizin ellerinizde neşvü nema bulacak ve bu medeniyetin yeni azizleri
sizler olacaksınız.
Var olma yarışında, artık herkes sizi hizaya alarak
kendisine bir yer edinmeye çalışacak.
Ne büyüksünüz!
Ben bir Garibce’yim hayat salında
Ne işim olur benim erik dalında
Çağ dışısın, ne anlarsın sen imajdan
Gözün mü var milletin suyunda aşında
Saygı ile!
27.05.2013
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder