27 Mayıs 2013 Pazartesi

İyi De Makâsıd Nasıl Öğrenilir?


Bugün bir vesile ile bir değerli hocamızla Şatıbî merhumun Makâsıd ile ilgili  bir hâtimesini yeniden anlamaya çalıştık.
Merhum “Makâsıd namına bütün bu anlattıklarımız  hep Şâri’in maksatlarını  bilme esası üzerine kuruludur. İyi de biz makâsıdı nasıl bilecek, öyle olanı olmayandan nasıl ayırt edebileceğiz?” diye bir soru üzerine kuruyor bu hatimesini.
Sonra bu konuda üç yaklaşım olduğunu söylüyor:
Birincisi ancak nasların bildirmesi yoluyla bilinebilir. Başka hiçbir türlü bilenemez, diyenler. Bunlar Zâhirîler oluyor.
İkincisi ise tam bunların karşı tarafında yer alanlar diyor ancak bunların da  iki farklı ucu olduğunu söylüyor. İkinci gurubun bir ucunu batınîler oluşturuyor. Bunlara göre nasların zahiri murat ve önemli değil, asıl o nasların gerisinde yatan anlamlar önemlidir.  Bu anlayış, elde şeriat namına hiçbir şey bırakmayacak derecede sonu nereye varacağı baştan asla kestirilemeyecek olan o yüzden de fazla kale alınmaması gereken bir yaklaşımdır, diyor.
Bu kısmın diğer ucunu ise el-müteammikûn fi’l-kıyas dediği bir zümre oluşturuyor. Bu tabire Şamile vasıtasıyla  başka bir yerde rastlayamadık. Taammuk aşırılık demektir. Kıyas ise genel ilkeler, asıllar anlamında da kullanılmaktadır. Onun anlattıklarından bu kısımdan kasdettiği, günümüzde kendilerine mesalihçiler diyebileceğimiz ve en özgün örneğini de Tûfî’de bulan bir yaklaşım olduğu anlaşılıyor. Bunlar, elde etmiş oldukları genel ilkeler ya da genel geçer maslahatlar ile nasların çelişmesi halinde nasların terki ve maslahatın alınması gereğini savunuyorlar.  Bunlar, maslahatın, naslara tahkimi hatta tahakkümü diyebileceğimiz bir anlayışı temsil ediyorlar.
Üçüncü kısım ise, her iki görüşten de nasibini almış,  nass ve zahiri ile onların asıl amacını oluşturan mana arasında bir denge kurmayı başaran ve böylece orta yolcu bir yaklaşım sergileyenlerdir, diyor.
Sonra da  makâsıdı öğrenme yollarını anlatıyor.
Bu vesile ile  merhuma bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz.
“Gök kubbe altında yeni bir şey yok!” derler ya elhak doğrudur.
Bu taksim günümüzde de aynısıyla varittir.
(Metin için bk. el-Muvâfakât İslâmî İlimler Metodolojisi, Türkçesi: Mehmet Erdoğan, İstanbul 1990, İz Yayıncılık, II, 394 vd.).
Dua ile!
28.05.2013

GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...