14 Mayıs 2013 Salı

Tezekten terazinin tezekten olurmuş dirhemi!




Bir dünyamız vardı; büyüsü ile bizi sarardı.
Dünyamızda ayağımızı sağlam basacak sabitelerimiz  ve genel geçer değerlerimiz vardı.
Tercihlerimizi işte bu değerler belirlerdi. Önümüze çıkan her daim iki yol olurdu. Seçimi bize aitti. Ölçütleri vardı. Aklımız da başımızda olurdu. Ne ipoteğe verilmiş ne de kilit altına alınmıştı. Saat gibi işlerdi. Danıştıkça daha bir parlar ve şakırdı. Aklımızı devreye sokar seçenekleri şaşmaz, müteal ölçütlere vurur gideceğimiz yolu ona göre biz seçerdik ve tercihlerimizin hesabını vermeye de hazır olurduk.
Çok şey değişti.  En kötüsü de hayatın büyüsü bozuldu. Her şeyin kiloya ve metreye vurulduğu bir dünyaya devrildi.
Paran kadar konuşabileceğin bir dünyaya tıkıldık.
İhtiyaçlarımızı ihtiraslarımız baştan çıkardı, karşılanamaz oldu.
Gerçi şimdi de seçiyoruz.
Seçiyoruz, heva ve heveslerimizin peşinde sürüklenmeyi seçiyoruz. Başta ne akıl var, ne akılda iş var. Akıl tek başına ne halt etsin ki. Göz görür mü? Görür. Haydi ışık olmasın da göz dediğin görsün bakalım. İlla ki gözün görebilmesi için ışık lazımdır. Akıl da öyle değil mi? Akıl iki yoldan birini seçerken neye göre seçecek. Elinde ölçüt olması lazım ki akıl bir işe yarasın. Aklın eline tutuşturulan bütün ölçütler .oktan. Öyle olunca da bir türlü çöplükten çıkıp da  burnumuz güzel kokulara ulaşamıyor.
Vah anam ki ne vah!
Geçen Fakültemizde konferans veren Kemal Sayar hoca anlatıyor. Bir genç kız geldi ve benden yardım istedi diyor. Kız: “Hocam bana yardım edin. İki tane adam var. İkisini de seviyorum. Birisi çok zengin, beni hep lüks arabalarda gezdiriyor. Ötekisi çok zengin değil, ama daha bir yakışıklı. Hangisini seçeceğimi bilemiyorum. İkisinden de vazgeçmek istemiyorum. Sizce hangisini seçmeliyim?” diyor.
Hoca ne yapsın, ne desin!
“Tezekten terazinin tezekten olur dirhemi” dedikleri şey işte bu olmalı.
Seçim yapacak, iki şey arasında tercihte bulunak, ama tercihte ölçüt olarak gördüğü her iki şey de .oktan. Birisi çok zenginmiş, diğeri çok yakışıklı imiş.
Evlilikten maksat huzur ve sükuna ermektir. Yüce Allah kendi özümüzden bizlere eşler yaratmasının amacını “sükunet” olarak belirler ve bu durumu kendi yüce varlığının ve kudretinin  ayetlerinden sayar. Bu o kadar önemlidir yani.  Araya da meveddet (sevgi) ve rahmet koyduğunu buyurur. Yani sükunet amaçlı bir birliktelik olacak ve bu birliktelik  meveddet ve rahmet ile beslenecek ve böylece  huzur ve sükunet hali ömür boyu devam edecek şekilde kalıcı olacak.
Şimdi bu kızımızın seçimine bakalım: Zengin olanı seçti ve lüks arabalarda gezindi. Bir gezindi iki gezindi. Sonra ne olacak? Özümüzün hasret olduğu huzur ve dinginlik haline bu bizi ulaştıracak mı?
Öbürünü seçse ve yakışıklı bir beyi olsa. Eee sonra ne olacak? Bir gün, bir ay, bir sene… sonra o yakışıklı yüzün büyüsü kaybolacak, insan o suretin altındaki gerçek yüzü (sireti) görmeye başlayacak ve asıl aramakta olduğu şeyin de işte o suretin arkasında saklı sirette olduğunu fark edecek, eğer aradığı yoksa vah ki ne vah!
Ey akıl sahipleri! Allah bizi aklımız olduğu için hayvanlardan ayrıcalıklı kıldı. Bizi biz yapan değerler ne yüzümüzün güzelliği ne zenginliğimizin gücü.
İbret alalım ey Allah’ın kulları!
Mutluluğu doğru adreste arayalım! Serapı hakikatinden ayırt edebilecek tek gücümüz idrakimiz, akli melekelerimiz ve hayat tecrübelerimizdir.
Sevgi (meveddet) ve rahmet, çıkarlara bağlı olduğu sürece kalıcı olamaz. Çıkar gitti, evlilik bitti. Zenginlik kayboldu, onun üzerine kurulu yapı da yok oldu. Yakışıklılık yok oldu, ona bağlı vurgunluk da yok oldu.
Gelin, parasına ya da yüzünün derisine vurgun olduğumuz için değil, sahici saiklerle sevebileceğimiz, sevgimizi besleyecek meveddet ve rahmetle ömür boyu mutlu olabileceğimiz şaşmaz müteal ölçütler edinelim.
Ne mal, ne hasep, ne soy ne sop, ne de zenginlik!
Bize lazım olan ruhumuza huzur verecek bir dinginlik.
İstemesini bilirsek biz Rabbimizden!
Niye lutfetmesin O, eşsiz hazinesinden.
Dua ile!
14.05.2013
GARİBCE

1 yorum:

  1. Neye böbürlenirsin bir pul etmez diyetin,
    Elbet sonu kof çıkar püften olan niyetin,
    Sakisi böyle olur böyle bir cemiyetin,
    Böyle biter cümbüşü böyle bozuk heyetin,

    Böyle uyuz Aslı’nın kambur olur Kerem’i,
    Tezekten terazinin b.ktan olur dirhemi.

    Ele geçen fırsatı hemen kavra belinden,
    Çalış kütük kapmaya sen zamanın selinden,
    Günün türküsü neyse o düşmesin dilinden,
    Bahtın sana gülmezse hayr-umma el elinden,

    Kendi başına sürer kelin olsa merhemi
    Tezekten terazinin b.ktan olur dirhemi

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...