6 Nisan 2012 Cuma

Engelliliğin engeli ve tevekkül makamı

Bugün cuma, hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun!

Engellilerle ilgili bir sempozyum vardı ve benim de bir tebliğim vardı. Dokuz sayfalık bir yazım vardı, ama çoğ kez olduğu gibi gene irticali konuşmaya dönüştü ve bazı noktaların vurgulanması şeklinde geçti. Salondakilerin çok iyi dinlediklerini biliyorum, ama kimi homurdanarak, kimi aradığını bularak...
Özeti şuydu:

Engellilik, İslam’ın en temel kaynaklarında bir vakıa olarak kabul edilmekle birlikte normal ve özünde iyi bir durum olarak görülmez. Buna mukabil sanki özrün müsebibi özürlü imiş gibi onu hor görmek asla kabul edilemez.
İnsanı insan yapan onun emaneti üstlenebiliyor ve gereğini yerine getirebiliyor olmasıdır. Bu açıdan özürlü ve ehliyeti ele alınıp incelenir.

İnsan yeryüzünde Allah’ın halifesidir. Bunun anlamı insanın yeryüzünde Allah namına sorumluluk alması ve buna mukabil yetkilendirilmesidir. Allah yaratma ve yürütmede esmasını melekut âleminde melekler, insanlık aleminde de insanlar üzerinden gerçekleştirir.

Bu makamda insanın yetki ve sorumluluğu kendi ilim ve imkânı ile sınırlıdır. Dünkü mugayyebatı hamse (beş bilinmez) bugün üçe, ikiye inmiştir. Bilgi ve imkân alanına açılan her konu tevekkül alanından çıkıp tedbir alanına girer. Bilenin sorumluluğu ile bilgisiz olanın durumu bir değildir. Çocuğun öldürülmesine* gelecek öngörüsü olmayan Hz. Musa’nın tepkisi anlaşılabilir bir durumdur. Ama Hızır geleceğe dair  bilgisine rağmen yapması gerekeni terk edebilir miydi?

Bu itibarla bugün için dün olmayan yeni imkânlar sonucu yeni tedbirler alınmasını gerektiren durumlarda insanlar hâlâ tevekkül halinde ve geleceklerini kadere bağlar biçimde davranıyorlarsa bu kendilerine olan güveni boşa çıkarmak olur. Dolayısıyla insanın ve onun adına ortaya çıkan kurumların,  özellikle insanı insan yapacak düzeyde bir zihinsel yeterliliği olmayan özürlülerin evvel emirde özürlerinin giderilmesi, buna imkân olmaması halinde özürlü doğumların önüne geçilmesi konusunda artık gelecekle ilgili bilgi sahibinin davranması gibi davranarak sorumluluk alması gerekir.

*Kehf 18/71-81

Saygı ve sevgiyle
Garibce
06.04.2012

1 yorum:

  1. herdogan38.
    Dün 'Engelliler Haftası' dolaysıyla Öğretmen evinde düzenlenen bir etkinliğe katıldım diğer resmi zevatla birlikte..Çeşitli oyun,şiir okuma ve gösteriler vs.Her yönü ile ibretle okunacak ayetler gibiydi..Kendini sağlıklı sanıp da şükürsüzlük içinde mutsuz olanların yeterince ibret alacağı sahneler vardı..Bir üst düzey yetkili son on yıldır hükümetin tam bir sosyal devlet anlayışı ile kesenin ağzını açtığından bahsetti..Ama garipti kimse,yaratılış hikmetindeki inceliğe dikkat çekmedi..Aslında o özürlülerin her bir kendilerini alkışlarla izleyenlere okunmak üzere açılmış bir kitap gibiydi..Mekemmel yaratılışınızın bedelini 'kulluk' olarak ödemeyi ihmal etmeyin,diyorlardı da bu durum acaba yeterince anlaşılıyor muydu?
    Tebliğinizin tamamını okumak isterdik,ancak'....özürlü doğumların önüne geçilmesi konusunda artık gelecekle ilgili bilgi sahibinin davranması gibi davranarak sorumluluk alması gerekir.' ifadelerinize karşı bir 'Molla Kasım' çıkmadı mı?...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...