13 Nisan 2012 Cuma

SU ELİMDE KALDI

Kutlu doğum'u icad edenler, hayırlı bir hizmete vesile oldular. Hayırları bol olsun. Devam ettirenler de bu hayırdan nasibdar olsun.
Bu yıl ki Kutlu Doğum konusu Kardeşlik. Nasıl bir tohum ekti ki Hz. Peygamber (sav) daha hayatında ve  arkasından asırlar boyunca insanlık onun semerelerini devşirmeye başladı. Tarihimiz, gözkamaştırıcı kardeşlik örnekleriyle dolu oldu. Digerkâmlığı, îsârı öğrendik. Ufkumuzda rol model isimlerimiz hep olageldi.
Bu vesile ile daha önceden yazılmış bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Haftamız kutlu olsun!

13.0.2012
Garibce

 

SU ELİMDE KALDI


Yermuk, Suriye bölgesinde bir nehir oluyor. Bu nehrin kıyısında Müslümanlarla Bizanslılar arasında bir savaş olmuştu.

Müslümanların sayısı otuz sekiz bin, Bizans ordusunun sayısı ise yüz bindi. Müslüman ordusuna Allah’ın kılıcı Hz. Halid b. Velid komuta ediyordu.

Bu güçler açısından dengesiz savaşta büyük zayiat verilmişti. Sahabilerden Huzeyfe el-Adevî, katılmış olduğu bu savaşla ilgili şöyle bir anısını anlatıyor:

Savaş sonrasında ölüler ve yaralılar arasında amcaoğlumu arıyordum. Yanımda da azıcık bir su vardı. Onu çok kötü bir durumda buldum. Çok ağır yaralanmış, öldü ölecekti. Kanaması devam ediyordu. Ona elimdeki suyu uzattım ve can vermeden bir yudum su olsun içmesini ve yüreğini bir nebze olsun dindirmesini istedim. Konuşacak halde değildi, işaretle memnuniyetini gösterdi. Tam ağzına yaklaştırmıştım ki, yanında bir askerin su diye çırpındığını duydu. Amcaoğlum, o son nefesini vermekte olan ve can derdiyle içi alev alev yanan o değerli insan, ağzına dayamış olduğum mataramı eliyle itti ve onu su diye inleyen yaralı askere götürmemi istedi. Ben de hemen ona koştum ve elimdeki sudan ona içirmek istedim. O da suyu tam içecekken bir başkasının su diye inlediğini duyduk. Bu kez o da suyu eliyle itti ve o kişiye yetiştirmemi istedi. Ben suyu bu sonuncuya götürdüm, ama geç kalmıştım. Zira ruhunu teslim etmişti. Bari bir öncekine içireyim dedim, geldiğim de onun da ruhunu teslim ettiğini gördüm. Aman Allah’ım, nasıl bir manzara ile karşı karşıya idim. Hiç olmazsa amcamın oğluna içireyim, bu gidişle elimde kalacak dedim ve hemen ona koştum. Korktuğum başıma gelmişti, amcaoğlum da çoktan ruhunu bir kutsal emanet olarak Yüce Sahibine teslim etmişti. Ve ben elimde bir içim su, çaresiz, ne yapacağını bilemeyen bir halde şaşkın şaşkın dikile kalmıştım.

Allah’ım! Allah’ım! Ey Büyük Allah’ım! Sen nelere kâdirsin. Böylesi bir duyguyu, bu kalplere ancak sen eker, sen yeşertir, sen büyütürsün. Semeresini ise biz insanlar toplarız. Eğer bugün, üzerinde yaşadığımız ve kutsal bildiğimiz bir vatanımız varsa, bu ancak senin yolunda vatan uğrunda canlarını diğer insanlar yararına feda edebilen aziz şehitlerimizin asil duyguları sayesindedir.

Eğer bütün dünyaya nur saçan, insanlığı aydınlatan ve adına din denilen kutsal değerler dizimiz varsa, bu ilayı kelimetullah uğrunda fedayı can eden, canlarını ve mallarını Allah yolunda satıya çıkarmış adamlar ile vardır.

Öğünebileceğimiz bir tarihimiz varsa, tarih yazımının ancak bu yola baş koymakla olabileceğini bilen ve bu uğurda en ufak bir fütur göstermeyen asil insanlarımız hep var olmuş demektir.

Sırf kendisi için yaşayan ve bir anlık sefil hazları için nice masum canları alan, tertemiz ırzlara geçen, şerefli kanları akıtan türedilerle söyleyin hangi fazilet ayağa kalkacak, hangi erdem yerleşecek ve bu insanların egemen olduğu bir dünyada nasıl bir huzur devşirilecek.

İnsan insanın kurduymuş. Cennete çevirmekle memur olduğumuz bu güzelim hayatımız neden her an cehennem gibi.

Ben yanmazsam,
Sen yanmazsan,
Biz yanmazsak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa

Gel ey kardeşim, bir hasbıhal edelim. Şunu unutmayalım ki, benim huzurum seninkine, seninki de benimkine, her ikimizin huzuru da onunkine bağlı. Bir zincirin gücü en zayıf halkasının gücü kadarmış. Bir toplumun huzuru da içlerindeki en az huzurlu insanın huzuru kadar olurmuş. Eğer kendi huzurumuzu artırmak istiyorsak, haydi elbirliği ile ötekinin elinden tutalım, sözlüğümüzden çıkarılmış olan diğerkâmlık, vefa, sevgi, merhamet… gibi kavramları yeniden ve hem de büyük harflerle yazalım, yazmayalım hatta kazıyalım. Kazıyalım ki bir daha çıkmasın, silemesinler, karalayamasınlar.

Katlanalım birbirimize, bugün sen bana katlan ki, yarın da ben sana katlanayım.

Vefayı ben bilmiyor olabilirim, ama sen bana bunu öğret.

Diğerkâmlık neymiş, öyle bir örneklik göster ki cümle âlem onun ne menem bir şey olduğunu öğrensin… İkincisini, üçüncüsünü de göster. Sakın umutsuzluğa düşme. Senin bu sabrın ve yiğitliğin karşısında emin ol zahir benim de utanacağım bir an gelir ve ben de senin gibi olmayı isterim. Bize bakarak sıra üçüncüye gelir. Sen, ben ve o iyi olduk mu, daha dördüncüsü yok bunun. Ve senin mutluluğun, benim mutluluğum olur, onun mutluluğu hepimizin mutluluğu olur. Birimiz iki iken, ikimiz dört, dördümüz sekiz olur. Bu işler böyle olur. Burada matematik sökmez. Bunu akıl da almaz. Burada her zaman hissettiğimiz bir inayet var. Gayret bizden, bitirmek O’ndan.

Haydi inayet ola!

Yolun açık ola, fazilet yolunda!


4 yorum:

  1. Amin diyelim biz de duaniza. Kucuk bir amin'le de olsa karanliktan aydinliga cikma yolunda istirak edelim cagriniza ins. Hurmetler.

    YanıtlaSil
  2. Bir kâse lezzet bir yorum yaptı:

    Yermuk...Ve Çanakkale..'Bir Hilal Uğruna batan güneşler'den ER Hüseyin… Al kanlar içinde sargı çadırına getirilir… Acılar içinde kıvranmakta… Katıksız somun dağıtılır erata… Bir somun da Hüseyin'e verilir… 'Bedr'in Arslanları'na benzeyen Hüseyin bir elindeki somuna bakar, al kanlar içinde sızlayan yaralı hali ile bir de acımasız saldırıları ile Mehmet'çiğe kan kusturan düşmana… Sonra elindeki somunu yanındaki çavuşa vererek: 'Çavuşum! Bu somunu alın… Nasıl olsa ben bu yaralarla fazla yaşayamam… Somun zayi olmasın… Onu bir Mehmetçiğe verin de o yesin, öcümüzü düşmanın yanına koymasın…' der ve sonra şehadet…
    Evet, biri Yermuk ve bir diğeri ise bir başka kıt'ada… Ama beslendikleri kaynak aynı.. Cebel-i Nur’dan doğan vahiy güneşinin yüreklere zerk ettiği kardeşlik ve diğerkamlık nefesi.. Ne kadar muhtacız şimdi o gönül zenginliğine ve şehadet şerbetinin tadına.. Gazi Kıbrıs'a selamla git üstad.. Git de, Silifke-Günnar kavşağındaki 'Kıbrıs Şehitliği'ni de görmek gerektiğini bir yere kaydediniz.. Rahmet şehitlere, mağfiret meyyitlere, irfan ve iz'an da dirilere..Selamlar..

    YanıtlaSil
  3. herdogan38.
    Yermuk ve Çanakkale..yorumu bendenize ait..Selamlar..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...