6 Aralık 2012 Perşembe

Bütün Yönleriyle Hac Sempozyumu Değerlendirmesi: Özet I


Bismillah
M.Ü. İlahiyat Fakültemiz ve  İSAV tarafından düzenlenen ve organizasyonunu Prof. Dr. Murat Sülün kardeşimizin yapmış olduğu, 23-24 Kasım 2012 Cuma Cumartesi günlerinde gerçekleştirilen, açılışı Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde, devamı M. Ü. İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda sürdürülen BÜTÜN YÖNLERİYLE HAC SEMPOZYUMU başarı ile tamamlanmış oldu.
Eski başkan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu açılış tebliğini sundu. Haliyle çok şey söyledi:
Ondan özetle şunları dinledik:
“Haccın duygusal tecrübe olduğunu ancak tekrar ettikçe sektöre dönüştüğünü,
Hac biter bitmez hemen dönülmesi gerektiğini fazla yüz göz olmanın haccın ve beytin mehabetini ortadan kaldırdığını,
Türk modernizminin görsellikle başlaması ve tepkilerin de görsellik biçiminde oluşması sonucu hacda da görselliğin belirleyici olduğunu, bu yüzden şekli, görselliği ve kabuğu konuştuğumuzu, bir türlü öze gidemediğimizi, takvaya eremediğimizi:
وَتَزَوَّدُوا فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَى وَاتَّقُونِ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ [البقرة : 197]
İrfan boyutunun kaybolduğunu, Zamzam Tower’de Kabe’yi yukarıdan seyrederek neskafe içmenin Post-modern hac algısını izaha yettiğini,
Olması gereken eşitliğin darmadağın edildiğini ve lüks otellerin devrede olduğunu, bunun hacda sınıflar oluşturduğunu,
Kabe’nin her şeyinin dünyaya ait olduğunu ona kutsiyet kazandıran şeyin tecelliyat olduğunu,
Haram ve ihramın kilit kavramlar olduğunu,
Arafat’ın irfan ve teâruf’a tekabül ettiğini,
Kabe’ye tazimin, Medine’de tenvirin öne çıktığını öğreniyoruz  (Hoca bir anlamda Mekke-i Mükerreme, Kabe-i Müşerrefe ve Medine-i Münevvere denilmesine telmih yapıyor).
Ayrıca şu tespitlerde bulunuyor:
Hac, tarihle bir buluşmadır. Tarihî asar, katı bir din anlayışı ile tahrip ediliyor.
İslam ümmeti ile buluşma sonucunda dindarlık anlayışlarında zenginlik ortaya çıkıyor.
Hac, ilahi takdirin farkına varmayı gerektiriyor. Bu muazzam başarı rasyonel bir biçimde izah edilemez.
İhram, tıpkı namazdaki tekbir gibidir. İhramın cebi yoktur. Kırmızı pasaportlar hala kalpte taşınıyor.
Hac, giden ve özellikle de gidilen ülkeler için bir sektöre dönüşmüş bulunuyor. Oysa haccı bir sektör alanı değil, hizmet alanı olarak görmek gerekiyor.
Hacda teâruf ve istişareler gerçekleşmiyor. Yapılan resmi toplantılar mücamele halinde oluyor. Ulema toplanamıyor.
Ünsiyet arttıkça yüzgöz olma durumu oluşuyor ve hacda hac nesne biz özne olmaya başlıyoruz.

Doğrusu uygulamanın yıllarca içinde de olan başkanın bu tespitleri bizce çok önemli ve yerinde idi.
Garibce bu özeti sizlerle paylaşmayı bir borç bildi.
Umarım üzerinde düşünür ve hayırlı, bereketli sonuçlar çıkarırız.
Hacc-ı mebrûr dualarımızla!

06.12.2012
GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...