24 Kasım 2012 Cumartesi

Şaştım da şaştım!



Mahir bir cambaz, diğer arkadaşına demiş ki:
“-Şu önünde öküzleri ile çift süren adamı görüyor musun?”
“-He!” demiş, “görüyorum. Ne var bunda?”
“-Var mısın iddiasına, adamın önündeki öküzü çalmaya?”
“-Yok daha neler!”
“-Var mısın yok musun sen onu söyle!”
“-Peki varım. İyi de nasıl yapacaksın?”
“-Sen orasına karışma. Yalnız sen adam duyacak şekilde yüksek sesle “Şaştım da şaştım!” diye bağıracaksın. O ne derse desin sen hep aynısını tekrarlayacaksın! Başka hiçbir şey söylemeyeceksin. Tamam mı?”
“-Tamam!”
Cambaz hırsız oradan ayrılmış, arkadaşı başlamış “Şaştım da şaştım! Şaştım da şaştım!”  diye bağırmaya. Bir demez iki demez devamlı tekrarlar durur.
Çift süren adam öküzleri durdurur ve:
“-Neye şaştın hemşehrim, hayırdır ne var!” diye halini sorar. Adam hep aynı şekilde dövünmeye, bağırmaya devam eder:
“Şaştım da şaştım! Şaştım da şaştım!”
“-Yahu arkadaş ne derdin var söyle de derman olalım!”
Nakarat aynı:  “Şaştım da şaştım!”
Çiftçi o kadar merak içine düşer ki içinden yahu şu adama gidip de bir de yakından bakayım, derdi nedir, neden “Şaştım da şaştım!” der durur, diye geçirir.
Öküzlerini durdurur ve alelacele adamın yanına koşar ve:
“-Yahu arkadaş! Allah aşkına söyle, neye şaştın?” Adam nakaratı bozar ve:
“-Senin tek öküzle çift sürüşüne şaştım!” der. Adam döner bakar, hakikaten çifte koşulu öküzlerden  biri yok. Boyundurukta tek öküz koşulu. Cambaz hırsız öbürünü çoktan aşırmıştır.
Adam şaşkın bir haldedir. Bakar, bakar, bakar:
“-Vallahi bu işe ben de şaştım arkadaş!” der.
Ben bu hikayeyi niye yazdım. Düşündüm düşündüm. Bu hikayeyi rahmetli babamdan duymuştum. Fakat bir bağlantı kuramadım. Onun hatırasını mı yad etmek istemişti canım, bilemedim.
Bugün öğretmenler günüymüş. Acaba öğretmenler günü ile ilgisi olabilir miydi? Diye düşündüm.
Olamazdı, çünkü öğretmenlerin okulu vardı, okulda öğrencileri vardı.
Vaktiyle bir maarif vekili “Şu okullar olmasa vekaleti ne güzel idare edeceğiz ya!” falan demiş. Tek öküzle çift sürmek gibi mi acep. Baktım bu da uymadı.
Maaşları yok, sırf öğretmenlik aşkıyla bu işi yapıyorlar, desek Allah’a şükür az da olsa maaşları var. Dertleri yok değil, ama dertlerine yetişen bakanları, bütün öğretmenleri kucaklayan bir başbakanları var!
Çok maaş vermeyi hep istiyoruz ama, ne yapalım ellerinki gibi ne petrolümüz var ne doğal gazımız. Millet havadan paralara para demiyor. Biz ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Gene de çok iyi işler beceriyoruz. Ah bir de borumuz para etmeye başlasa da şöyle bizim de borumuz bir ötse varya… Üniversite hocalarına bile el uzatacağız, kimse unuttu zannetmesin…
İyi de bu da uymadı. Bunun neresinde şaşılacak bir şey var. Derdin neydi be Garibcem!
Sonra kendi kendime dedim:
“Ben de şaştım bu işe!” ve devam ettim:
Ama yoksa tesadüf âlemde eğer,
Yuvarla  gitsin elbet birine değer.

Hoşça kalın!
25.11.2012
GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...