8 Mart 2013 Cuma

Kazdal Camii ve teknoloji



Bugün Cuma idi. Aynı zamanda Dünya Kadınlar Günüydü.
Kazdal Camii imamı sevgili hemşehrim Süleyman Yıldız beni vaaz etmem için davette bulunmuştu. Biraz erken çıktım ve Bekir Topaloğlu hoca’yı bir ziyaret edeyim, elini öpüp duasını alayım dedim.
Hoca’ya Garibce’nin adresini verdim. Ama kendisinin bilgisayarla işi olmadığını söyledi. Teknoloji ile benim de aram pek yok dedi. Vaktiyle Divan Yolu’nda Firuzağa camiinde imam iken dedi ve bir hatırasını nakletti. Birinde rahmetli Nurettin Topçu ile karşılaşmıştık. Sıkıntılıydı ve “Kızlar buzdolabı istiyorlar!” dedi. Kendisinin çocuğu yokmuş, kız kardeşlerini kastediyormuş. Buzdolabı almayı bir tür sıkıntı sebebi olarak görüyormuş. Teknolojiye karşı duruyormuş. Oysa “Biz olsak diyor hoca, evimizde buzdolabı olmasını istemez miyiz”. Bu aletin henüz daha nadir olduğu dönemler demek ki.
Neyse oradan beni karşılayan Süleyman hoca ile Kazdal camiine geçtim. Küçük ve çok şirin bir cami. Daha önce de gittiğimde etkilenmiş ve girişte özürlüler için asansör olması sebebiyle Garibce olarak o camiimizi bir yazı konusu yapmıştım. (bk. Kazdal Camiinde Bir Hizmet) O zaman da asansör çalışıyor mu diye denemiştim. Gene denedik. Süleyman “Çocuk arabalarıyla gelen anneler de bu asansörü kullanıyorlar” diye ekledi.
Sonra ayakkabılarımızı koyduk ve içeri girdik. Bekir Hocamın aksine bu camiimiz de tam bir teknoloji harikası. Her tarafta büyük monitörler var, yayın kumandası ile mihrap, minber ya da kürsü canlı olarak aktarılabiliyor, konuşmacının sözlerinden seçkiler yapılıp, verilebiliyor, istenirse de Mekke ile Mescid-i Haram’a canlı bağlantı kuruluyor ve orası gösteriliyor.
Her şey sade, düzenli ve tertemiz.
Gene çok hoşuma gitti.
Kazdal ailesi ilgileniyormuş. Müteşekkiriz.
Konumuz İslam ve Müslümanın Şahsiyeti idi. Günün aynı zamanda Dünya Kadınlar Günü olması sebebiyle oradan başladım ve gene oradan da sözü bağladım.
Çıkışta birisi “Hocam, dedi. Kadınlar diyerek başladınız ve kadınlar diye bitirdiniz. Genelde vaaz hocaları bir yerden başlarlar ama sözü nereye götürecekleri, nereden çıkacakları hiç belli olmaz” diye de beni övdü ama genel bir eleştiri yapmayı da ihmal etmedi.
Bu da güzeldi.
Veda edip ayrıldık ve Bekir Topaloğlu Hocanın bizim fakültedeki programına katıldık.
Bereketli bir gün oldu.
Cumalarımız bayram olsun, günahlarımıza kefaret olsun.
Dua ile!
08.03.2013
GARİBCE





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...