Bugün
Cuma idi. Aynı zamanda Dünya Kadınlar Günüydü.
Kazdal
Camii imamı sevgili hemşehrim Süleyman Yıldız beni vaaz etmem için davette
bulunmuştu. Biraz erken çıktım ve Bekir Topaloğlu hoca’yı bir ziyaret edeyim,
elini öpüp duasını alayım dedim.
Hoca’ya
Garibce’nin adresini verdim. Ama kendisinin bilgisayarla işi olmadığını
söyledi. Teknoloji ile benim de aram pek yok dedi. Vaktiyle Divan Yolu’nda
Firuzağa camiinde imam iken dedi ve bir hatırasını nakletti. Birinde rahmetli Nurettin
Topçu ile karşılaşmıştık. Sıkıntılıydı ve “Kızlar buzdolabı istiyorlar!” dedi. Kendisinin
çocuğu yokmuş, kız kardeşlerini kastediyormuş. Buzdolabı almayı bir tür sıkıntı
sebebi olarak görüyormuş. Teknolojiye karşı duruyormuş. Oysa “Biz olsak diyor
hoca, evimizde buzdolabı olmasını istemez miyiz”. Bu aletin henüz daha nadir olduğu
dönemler demek ki.
Neyse
oradan beni karşılayan Süleyman hoca ile Kazdal camiine geçtim. Küçük ve çok
şirin bir cami. Daha önce de gittiğimde etkilenmiş ve girişte özürlüler için
asansör olması sebebiyle Garibce olarak o camiimizi bir yazı konusu yapmıştım.
(bk. Kazdal Camiinde Bir Hizmet) O zaman da asansör çalışıyor mu diye
denemiştim. Gene denedik. Süleyman “Çocuk arabalarıyla gelen anneler de bu
asansörü kullanıyorlar” diye ekledi.
Sonra
ayakkabılarımızı koyduk ve içeri girdik. Bekir Hocamın aksine bu camiimiz de
tam bir teknoloji harikası. Her tarafta büyük monitörler var, yayın kumandası
ile mihrap, minber ya da kürsü canlı olarak aktarılabiliyor, konuşmacının
sözlerinden seçkiler yapılıp, verilebiliyor, istenirse de Mekke ile Mescid-i
Haram’a canlı bağlantı kuruluyor ve orası gösteriliyor.
Her
şey sade, düzenli ve tertemiz.
Gene
çok hoşuma gitti.
Kazdal
ailesi ilgileniyormuş. Müteşekkiriz.
Konumuz
İslam ve Müslümanın Şahsiyeti idi. Günün aynı zamanda Dünya Kadınlar Günü
olması sebebiyle oradan başladım ve gene oradan da sözü bağladım.
Çıkışta
birisi “Hocam, dedi. Kadınlar diyerek başladınız ve kadınlar diye bitirdiniz.
Genelde vaaz hocaları bir yerden başlarlar ama sözü nereye götürecekleri,
nereden çıkacakları hiç belli olmaz” diye de beni övdü ama genel bir eleştiri
yapmayı da ihmal etmedi.
Bu
da güzeldi.
Veda
edip ayrıldık ve Bekir Topaloğlu Hocanın bizim fakültedeki programına katıldık.
Bereketli
bir gün oldu.
Cumalarımız
bayram olsun, günahlarımıza kefaret olsun.
Dua
ile!
08.03.2013
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder