23 Mart 2013 Cumartesi

Mesafe ve empati




Bugün (22.03.2013) öğrencilerimizin Bilgi ve Değerler Kulübü olarak düzenlediği bir sohbet toplantısı vardı. İlan Fatma Barbarosoğlu ile Rüzgar Avı başlığı taşıyordu. Yazarın yeni çıkan bu kitabının tanıtımı münasebetiyle tertiplenmiş bir toplantı idi.
Bu edebiyat sofrasından belki bize de bir şeyler düşer diye katılmak istedim. Mahmut Kaya hocaya hoş beş derken biraz gecikmiştim. Konuşmacı da gecikmiş olmalı ki biraz daha bekleme durumumuz oldu.
Belli ki kendi alanında şöhretli biri idi. Biz kendi kozamız içinde derin bir akademik rehavete çekilmiş iken ya da kim bilir belki değirmende saçlarımızı ağartırken hemen her vadide neler oluyor, fazla farkında olamıyoruz.
“Bir eliyle meleğin bir eliyle şeytanın elini tutan insan”mışız. Bu nitelemeyi ondan duydum.
Öyle ya iyiliklere de kötülüklere de yatkınlığımız var. İçimizde meknuz ve mündemiç bulunan cevherleri ortaya çıkarmaya ve onları en nadide birer sanat eseri gibi işlemeye de yatkınız, onları iğdiş edip köreltmeye de.
Edebiyat hayatında başarılı olabilmek için iki şey şartmış. Bu aynısıyla demokrasi için de geçerliymiş. Birincisi mesafe ikincisi de empati.
Kendiniz ve yakınlarınız söz konusu olduğu zaman, kendi tecrübelerinizi aktaracağınız zaman araya bir mesafe koymalı imişsiniz. Aksi takdirde yazdıklarınız edebî bir metin olmazmış.
Başkaları söz konusu ve onlara ait öyküleri anlatacaksanız o zaman da empati yapmalıymışsınız. Aksi takdirde yazdıklarınız yine edebî olmazmış.
Demokrasi için dahi bu böyle imiş: Kendiniz söz konusu olduğunda mesafe, başkaları söz konusu olunca da empati.
Doğru anladım mı bilmiyorum. Ama benim anladığım ve alabildiğim bu idi. Ve bu haliyle de olsa bana bu şey yerinde bir tespit ve değerlendirme gibi geldi.
Mola da çıkmam gerekti. Hem imtihan eder gibi sorular da soruyordu. Neme lazım hazır çıkmış iken, doktora öğrencilerimin  beklemekte olduğunu öğrenmem de bahanem oldu ve ayrıldım. Sonunu bekleyemedim.
Bu kısa sohbetten benim kârım da bu oldu:
Mesafe ve empati.
Hayatı akışına bırakmadan yaşamak zor. Hepimiz az çok tecrübî olarak bunu öğrenmişizdir.
Ama yaşanmış hayatları okumak sanırım biraz daha zor.
Empati becerebilirsek güzel bir şey.
Bu arada hayata da mesafe koymalı mı? Bilemiyorum. Bazen içine fazla giriyor muyuz ne?
Sahi hayat uzaktan seyredilerek de yaşanabilen bir şey mi?
Yoksa anlatılan edebiyat için miydi?
Sevgiyle!
23.03.2013
GARİBCE

1 yorum:

  1. herdogan38@.
    Sevgili Garibce, bu 'mesafe' ve 'empati' cidden deşilmesi gereken iki kavram galiba..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...