Denizli'de, arkadaşlarının 3 aydır haber alamadığı 86
yaşındaki adamın cesedi, evinde çürümüş halde bulundu
Alınan
bilgiye göre, Muharrem Şen, yaklaşık 3 aydır haber alamadığı arkadaşı Halit
Albasan'a (86) ulaşmak için akrabalarını aradı. Akrabaları da uzun süredir
görüşmedikleri Albasan'ın evine kontrole gitti.
Topraklık
Mahallesi 2234 sokaktaki apartmanın zemin katında yalnız yaşayan Halit
Albasan'ın (86) evine çilingir yardımıyla giren akrabaları, yaşlı adamın
çürümüş cesedini buldu.
Albasan'ın
evlenmediği, yalnız yaşadığı bildirildi. (Kaynak: AA)
__oOo__
Akibeti akibetimizdir!
Çiğ yemedim ki karnım ağrımasın deme!
Nice çiğ yemeyenin de karnı ağrıyor. Kurunun yanında
yaş da yanıyor.
Ben büyüklerime saygıda kusur etmedim, bana bir şey
olmaz da deme.
Bu akıbet giderek yaygınlaşıyor.
Yalnızlık ve yalnız yaşamaya mahkumiyet giderek
normalleşiyor. İnsanın eli ayağı tutarken kimsenin yanında yük olmak istemiyor.
Ama bu el ve ayaklar bir anda tutmaz oluveriyor, ne zaman olacağını da kimse
bilmiyor.
Bu haldeki çaresizlerin sessiz çığlığını kimse
duymuyor. Kulaklar duvar, gözler kör, diller lal olmuş… bulunuyor.
Bir beldede bir kimse ölse, ölümüne sebep açlık, susuzluk,
bakımsızlık vb. olsa… o beldede yaşayan yediden yetmişe herkes o kişinin
ölümünden sorumludur diyor dinimiz.
Benim bir şeyim olmaz ki diyemiyorsunuz. Çünkü insan
olup da bizim bir şeyimiz olmayan bir kimse yok ki. Bırakın insan olmayı canlı
olmak bile öyle. Dolayısıyla diğer canlıların bile üzerimize yüklediği bir
sorumluluk vardır. Karnın acıktığında kesip de yediğin o hayvanı acıktığında
doyurman, susadığında suvarman senin görevin oluyor ey insan!
Halit Albasan kim oluyor?
Bu toplumun bir üyesi; koca bedende tek bir hücre. Olsa
ne olur, ölse ne olur?
Öyle de koca bir bedeni tek bir hücre dinamitleyebiliyor.
Çözülme, kokuşma hep tek bir hücreden başlayarak tüm bedeni istila ediyor.
Sonunda da o koca beden içten içe çürümüşlüğün sonunda yok olup gidiyor.
Halit Albasan kimimizin babası, kimimizin amcası, dayısı,
kardeşi…
Halit Albasan kimimizin kimsesi.
Halit Albasan, koca bir toplumun şahidi.
Ne oldu sana böyle Halit Albasan, söyle hele?
Haydi Müslümanlıktan vazgeçtik, bir insan da mı yoktu
kapını çalacak, halini soracak.
Hasta olana bakmak Müslümanların en vazgeçilmez
haklarından biriydi.
Etrafında yok muydu bir Müslüman Halit Albasan!
Kimdir Halit Albasan?
Bugün için kendisiydi. Ama bil ki ey Müslüman o yarın
sensin, öbür gün ötekisi.
Huzur evleri kucak açmış sözde bu insanlarımıza, ama
nedendir itiyor yakın olmak istese de herkesi.
İnsanlar huzuru kendi öz yuvalarında bulmak
istiyorlar.
Kocaman ailelerin kuytu bir köşesinde ölmek
istiyorlar.
Bir eşin dizinde, dağ gibi yaslandığı hayırlı bir
evladın kucağında son nefesini vermek istiyorlar.
Boncuk boncuk ecel terlerini müşfik bir el silsin
bekliyorlar. Hocası gelsin, başucunda Yasinler okusun diliyorlar.
Ama savrulduk ki hem de ne savrulduk.
Hasret oduyla göğündük, yandık, kavrulduk.
Yaşlandık takatimiz kalmadı.
Eşimiz önden gitti ise asıl kıyamet öyle koptu.
Yeniden bir eş bulamadık.
Nikah altında ölmek bir erdemdi; kerameti vardı.
Nikahı şimdi bir boyunduruk bildik. Yaşlı halimizde kimse bize gelmedi.
“Anne!” diye hayıflandık, gözlerimiz buğulandı ses
vermedi.
Annemiz artık kara topraktı.
Sığıncımız her gün serili bir yataktı.
Toplamaya mecal de kalmamıştı.
Hem niye toplayacaktık ki nasıl olsa yeniden
yazılacaktı ve de içinden çıktığımız yoktu.
“Açım anne!” dedim, duymadı.
Dizlerim beni ayağa kaldırmaya yetmedi.
Üşüdüm, buz kesmeye başladı vücudum.
“Üşüdüm anne!” dedim. Duymadı. Duyan olmadı. Yatağa
biraz daha sokuldum. Yorganı zoraki de olsa üzerime çektim. Başımı içine
soktum. Nefesimle ısınırım dedim. Ve…
Ondan sonrası bana değil ancak sana ayandır Rabbim!
Senin emanetindi bedenim. Ben bende iken taşıdım
sırtımda, yorgun da olsam argın da…
Ama alınca benden emanetini, artık o insanlığın
zimmetindeydi. Benim için fark etmiyordu, ha taze bir ceset ha çürümüş lime
lime olmuş et.
Onun namusu artık kaldıysa hala insanlığın
üzerindeydi.
Ve sen onların Rabbisin!
Her şeyi en iyi Sen bilirsin!
22.02.2013
GARİBCE
1980. Li yıllarda ÖZAL ben bu memleketi küçük AMERİKA yapacağım demişti. İşte hayalleri gerçek oldu. Mezarında duy da sevin ÖZAL.
YanıtlaSilAKP. hükümeti dul kadınlara maaş vereceğim diyor. ver, ver artık kadınlar evlenmessin. neden Koca kahri çekesin. Aileden sorumlu bakan diyor;Devlette çalışan yüksek okul mezunlarının %57 si kadın, %43 ü erkek. Kadınlara iş Erkeklere işsizlik.. Kadın öğretim üyesinde Türkiye dünya birincisi. Demokrasi beşiği denilen İngiltere dünya sonuncusu... Bu gidişle 60. yaşından sonra hiç bir erkek karı bulamaz... Mimar Mustafa DAMBASAN
Zübeyir Fırat: Ne kadar güzel dile getirmişin Mehmet Abim. İnsan acıyı ve hüznü ta iliklerinde hissediyor. Rabbim razı olsun. Selam ve dua ile ellerinden öpüyorum.
YanıtlaSil