Sabah
oldu çıkacağınız, akşam oldu döneceğiniz bir evinizin/ yuvanızın olmadığını
düşünün.
Deli,
düğün evine gitmiş de burası bizim evden rahat demiş.
Bir
başlangıç noktası, ayağınızı sabah dışarı akşam içeri atacağınız bir eşik
olmadan yaşanılan bir hayatı tasavvur edin.
Bir mekan
ki sahra gibi hiçbir ihata edici çerçeve yok. Sizin kendinizi, hizaya alarak
konuşlandırabileceğiniz hiçbir sabit nokta yok. Hiç olmazsa Nasrettin Hoca’nın
eşeğinin ön ayağını bastığı yer kadar da olsa kendimize referans alabileceğimiz
bir yerin olmaması halinde bizim şu anda bulunduğumuz yerin ne anlamı olabilir
ki?
Mekan da
öyle zaman da öyle.
Bir
gelecek projeniz ve belli bir takvime bağlı olarak ulaşmak istediğiniz amaçlar
yoksa, dünün, bugünün ve yarının olmasının ne anlamı olurdu?
İşte
ahret inancı olmayan kişinin durumu da böyle.
Sosyolog
Peter Berger ahret inancı olmayan insanları evsiz insanlara (Homless mind) benzetirmiş.
(Ali Köse, Enteller Aleykümselam Der mi?, İstanbul
2011, s.154.)
İnançlılar
inançsızlara nispetle ne kadar şanslı olmalı.
Bir de
inandığı şey Hak ise ve her neye inandı ise gün gibi zahir olunca değme
keyfine.
Allah
bizi imansız etmesin!
Bağından
kopmuş ipsiz sapsız kılmasın!
Başımızı
sokacağımız bir yuvadan yoksun etmesin.
Doğum
yeni bir hayata ve yeni bir yuvaya eşik olmuştu.
Ölüm de, daha
hayırlı yeni bir hayat ve yeni bir me’vâ (yuva) için yeni bir eşik olsun.
Duamız
dualarınıza eş olsun!
Mutlu
olun mutlu kalın!
23.02.2013
GARİBCE
Eşik, evsiz, homless mind, ahret inancı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder