23 Şubat 2013 Cumartesi

Eşiği olmayan bir ev, ev olur mu?




Sabah oldu çıkacağınız, akşam oldu döneceğiniz bir evinizin/ yuvanızın olmadığını düşünün.
Deli, düğün evine gitmiş de burası bizim evden rahat demiş.
Bir başlangıç noktası, ayağınızı sabah dışarı akşam içeri atacağınız bir eşik olmadan yaşanılan bir hayatı tasavvur edin.
Bir mekan ki sahra gibi hiçbir ihata edici çerçeve yok. Sizin kendinizi, hizaya alarak konuşlandırabileceğiniz hiçbir sabit nokta yok. Hiç olmazsa Nasrettin Hoca’nın eşeğinin ön ayağını bastığı yer kadar da olsa kendimize referans alabileceğimiz bir yerin olmaması halinde bizim şu anda bulunduğumuz yerin ne anlamı olabilir ki?
Mekan da öyle zaman da öyle.
Bir gelecek projeniz ve belli bir takvime bağlı olarak ulaşmak istediğiniz amaçlar yoksa, dünün, bugünün ve yarının olmasının ne anlamı olurdu?
İşte ahret inancı olmayan kişinin durumu da böyle.
Sosyolog Peter Berger ahret inancı olmayan insanları evsiz insanlara (Homless mind) benzetirmiş. (Ali Köse, Enteller Aleykümselam Der mi?, İstanbul 2011, s.154.)
İnançlılar inançsızlara nispetle ne kadar şanslı olmalı.
Bir de inandığı şey Hak ise ve her neye inandı ise gün gibi zahir olunca değme keyfine.
Allah bizi imansız etmesin!
Bağından kopmuş ipsiz sapsız kılmasın!
Başımızı sokacağımız bir yuvadan yoksun etmesin.
Doğum yeni bir hayata ve yeni bir yuvaya eşik olmuştu.
Ölüm de, daha hayırlı yeni bir hayat ve yeni bir me’vâ (yuva) için yeni bir eşik olsun.
Duamız dualarınıza eş olsun!
Mutlu olun mutlu kalın!

23.02.2013
GARİBCE

Eşik, evsiz,  homless mind, ahret inancı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...