19 Şubat 2013 Salı

Zavar öğütmenin de değeri mi olurmuş?!




İnsanların zavar öğütmeye ihtiyaçlarının olduğu günler vardı.
Televizyonları yoktu.
Radyodan ajans dinlerlerdi.
Türkü de çalınırdı yüksek perdeden ve iki vadi arasında yerleşik halde bulunan tüm köy halkına dinlettirilirdi. En yüksek perdeden çalan radyo da köyün en fakiri olan haneye ait olurdu.
Ama yine de insanların sohbete ihtiyaçları olurdu. Laflamaya hâlâ ihtiyaç duyarlardı.
Garib Ali, evde ortalık sessiz kalınca ayrı gelinine haber salmış ve “Çağırın da iki zavar öğütsün!” demiş. Giden haberci de “Babam seni çağırıyor, iki zavar öğütecekmişsin!” demiş. Tabi gelin de buna alınmış.
Demek ki zavar öğütme olumlu anlamda kullanılmıyormuş.
Garibce’nin tespitine göre zavar:
1. Hayvanlara yedirilmek için hazırlanan tahıl kırması,
2. Gürgüt: İri öğütülmüş tahıl gibi anlamlara geliyormuş. Değirmen ince normal ayarda un öğüttüğü zaman tam kıvamında olur ve bu iş belli bir zaman alır. Oysa ayarı ile oynanıp da üstte dönen taş bir miktar daha fazla yukarı kaldırıldığı zaman tahılı iri iri öğütür. Buna da gürgüt derler. Değirmen bu ayarda kısa zamanda çok iş yapmış olur.
Muhtemelen lafçı olup da çok konuşan kimseler için “zavar öğütme” istiaresi bu ortak noktadan hareketle kullanılmış olmalıdır.
Arpa ve mısırın yahut yulafın birlikte öğütülmesi ile yapılan hayvan yemine de zavar denildiği oluyormuş ve hatta bu iş için kullanılan zavar makineleri de varmış.
Buna göre de zavar öğütme oradan buradan laf veren ve durmadan konuşan demek olur.
Arapça’da “Z v r” kökü “yalan” demektir. Bu kelimeden alınmış ve asılsız, yalan dolan konuşma anlamında da kullanılmış olabilir (?).
Kök anlamı her ne olursa olsun zavar öğütme kafayı ütüleyen bir şey olmasına rağmen, henüz televizyonun olmadığı ve sessizliğin hüküm sürdüğü köy evlerinde gerektiğinde aranan bir şeymiş.
En sessiz bir dinleyici bile sohbet ortamında televizyon seyircisinden daha fazla katılımcıdır. Hiç konuşmasa bile karşısındaki anlattıkça “Hıh! Hıh!” demesi bile bir şey sayılır.
Bu televizyon bizi tümden mahvetti.
Hep o söyledi, biz dinledik. Hep o gösterdi biz seyrettik. Yanımızdakileri de yanımızdan aldı ve bizi bağladığı aynı ekrana onları da bağladı. Üstelik aramıza da görünmez perdeler gerdi. Pür dikkat ona kesildik. Evimizin kıblesi oldu. Başköşeyi artık o kaptı.
İş o noktaya geldi ki artık zavar öğütecek ne değirmen kaldı ne de müşteri.
Bir devirdi, kapandı gitti.
O gün de arıyordu insan mutluluğu. Bugün de arıyor.
Ve hayat devam ediyor.

Dua ile!
19.02.2013
GARİBCE

2 yorum:

  1. herdogan38@.
    Garibce, çok istememe rağmen yazılarınızı, nüktelerinizi, dil bilgisi zenginliğinizi, fikir ambarınızı takipte yetişip tümünü okuyamıyorum. Bunun benim için bir eksiklik olduğunu da biliyorum. Takip edenler için ansiklopedik bir bilgi birikimi olduğunu düşünüyorum. Onun için de kaleminize ve takipçilerinize bereket diyorum..
    Herhalde okuyan va takip edenler 'zavar öğütüyor' diyecek değildirler..Selamlar...

    YanıtlaSil
  2. Bu ifadeyı ilk defa duydum fakat gerçekten sohbet ortamlarının daraldığı günümüz insanına çok güzel mesaj veriyor.Tesbitleriniz her zamanki gibi ilgi çekici emeğinize sağlık hocam....

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...