24 Nisan 2013 Çarşamba

Bugün yirmi üç Nisan/ Neşe doluyor insan.



Öteden beri soğuk nevale gibi bürokrasinin mahut yüzünün yapmacık gülümsemelerle kendi makamlarına çocukları oturtması, galiba millet sıkmıştı ki bundan böyle artık bu merasimin kaldırılacağı söylentisi çıkmıştı.
Aynı kutlama bugün de tekrarlandı. Galiba bu kez öyle haz alınmıştı ki böyle bir kutlamanın neden kaldırılacağı bile soruldu. Başbakan da “Bu söylentiyi kim çıkardı, biz öyle bir şey demedik. Devam edecek” dedi.
Rahatladık.
Çünkü bu yılki devir teslim töreninde Başbakan Erdoğan’ın koltuğuna oturan Mersin’den 5. sınıf öğrencisi Nermin İrem Kocakalay, bize duygulu anlar yaşattı.
Öyle yoğun bir duygu birikimi olmuş ki kendisine söz verildiği zaman hıçkırıklar boğazına düğümlendi ve göz yaşları bendini yıkmış sel gibi boşaldı.
Başbakanın da gözleri dolmuştu. “Çok iyiydin, çok başarılıydın!” gibi sözlerle teskin etmeye ve başını göğsüne yaslayarak heyecanını dindirmeye çalıştı. Kızımız sonra hani ablalarının “Hem ağlarım hem giderim!” tavırları gibi  hıçkırıklar, akan göz yaşları içinde vermek istediği mesajı bir “rüya” üzerinden verdi. Güzel de hazırlanmış bir metine benziyordu. Sesi, tonlaması vb. yerindeydi. Yanaklarından yuvarlanan inciler, burnundan akan sular seller ve tekleyen düğümler ise konuşmanın tuzu biberi gibi olmuştu.
İşte dedim, insanı insan yapan asıl bu duygu yönü.
Şu heyecan olmasaydı, bu kızımızın söylediği sözü kim dinlerdi. Bizler, padişahın kös devesi gibi ne tumturaklı sözler duymuşuzdur.
Ama düğümlenen hıçkırıklarla, titreyen bir sesle, seller gibi çağlayan bir heyecanla birlikte olunca merasim bambaşka bir hal alıverdi ve oradakiler “Böylesi bir merasime son vermek hiç akıllıca olur mu?” anlamına glen soruyu sormayı ihmal etmediler.
İşte bu!
Başbakanın çocuklarla çocuk olabilmesi, onların nabzını tutup dillerini çözebilmesi önemli bir başarı.
İnsanlarımızın böylesi resmî bir merasimden haz alabiliyor olması çok güzel bir şey.
Devlet hep soğuk bir yüz, abus bir çehre, dik bir bakış, somurtan bir duruş olmak zorunda mı?
Bu merasimde benim gibi biraz duygusal olan çoğu kimse gözyaşlarını tutamamıştır. Ama ne kadar sevindiricidir ki bu yaşlar yüreğimize su serpen, umutlarımızı besleyen, gelecek hayallerimizi yeşerten yaşlardır.
Biz Nermin İrem gibi bilgi yanında duygu yönü de gelişmiş bir nesil bekliyoruz. Duygularımız olmasa bizim teneke kafalardan (bilgisayar, robot) ne farkımız olurdu.  İyi ki duygularımız, heyecanlarımız var. Yeter ki aklımızı tümüyle de perdelemesin. Söylenmesi gereken sözümüzü söylemeye engel olmasın!
Kızımızda olduğu gibi.
Hangi bayramdı bilmiyorum ama şiir okumaya çıkmıştım ve ilk dörtlüğünü ancak okuyabilmiştim. Duygularım kabarmış ve mağlup olduğum ağıtım söyleyeceklerime engel olmuştu. Belli ki benimkisi fazla idi.
Bilgi ve duygu… Dengeli olmalı. Biri diğerine engel teşkil etmemeli.
Bugün yirmi üç nisan
Neşe doluyor insan.
Dua ile!
24.04.2013
GARİBCE



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...