5 Nisan 2013 Cuma

Hazırlık Sınıfı Etkinliği: Arapça Bilgi Yarışması



Vizeler haftasındayız. Hazırlık sınıflarında dersler devam ediyor. Bugün ikinci öğretim öğrencileri kendi aralarında bir etkinlik düzenlemişler: Arapça ilgi yarışması.
Sınıfın biri hocalarının öncülüğü ile sorular hazırlamışlar, diğer sınıflardan da ikişer kişi temsilci seçilmiş. Sonra da tüm sınıflar konferans salonunda bir araya gelmişler.
Biz de katıldık.
Öğrencilerimiz kendi aralarında yarıştılar.
Genel kültür ve İmam Hatip düzeyinde öğrenmiş oldukları bilgilerden kendilerine yöneltilen soruları cevapladılar.
Sorular ve cevaplar Arapça idi.
Öğrenciler ve Fakültem adına sevindim.
Arapça öğrenilemez diye bir eşik var, bir türlü atlanamıyor. Bu eşik gerçeklikte yok, çoğu zihinlerde. Ama gördük ki öğrencilerimiz bu eşiği atlamışlar ve bu dili öğrenme yolunda bir hayli ilerlemişler.
Sorular hazırlamışlar.
Soruları içlerinden bir kızımız yöneltiyor.
O soruları yarışmacı öğrenciler dinliyor, anlıyor ve cevaplıyorlar.
Elbette bilemedikleri oluyor. Ama bu soruyu anlamadıklarından değil, cevabı bilemediklerinden.
Mesela bir soru vardı: İçinde her ayetinde Allah lafzı geçen sure hangisidir? şeklinde. Doğrusu bu sorunun cevabını ben de bilmiyordum. Dolayısıyla bu ve benzeri soruların cevaplarını bilememeleri öğrencilerimiz için bir nakisa değildir. Ama soruyu anlayamasalardı o zaman belki olmamış denebilirdi.
Bu arada keşki sorular Hazırlık Arapça programından olsaydı. Hem genel bir tekrar için de bir teşvik olurdu.
Düzenleyen ve rehberlik eden sınıfa ve hocasına teşekkürler.
Bu arada özellikle Suriye’nin savaş hali birçok Arap hocamızın fakültemizde ve benzer şekilde diğer fakültelerde istihdamına da sebep oldu. Tüm öğrencilerimizin Arap ülkelerine gitmesi zor, ama onlar bir imkân olarak bizim öğrencilerimizin ayağına gelmiş oldu. Çok sayıda bu şekilde hocamız var. Bunlar dil öğrenimi ve özellikle pratik konusunda birer fırsat ve imkândır. Ama bütün imkânlar gibi bunlardan istifade de gene bizim niyetimiz, azmimiz ve gayretimizle ilgilidir.
Böylesi fırsatlar her zaman bulunmaz.
Öbür taraftan hazırlık sınıfı, öğrencilerimizin tamamen kendilerini Arapçaya vermeleri ve tamamen dil öğrenimi üzerine yoğunlaşmaları gereken bir imkândır. Günler çok hızlı geçmekte ve aylar bir bir tükenmektedir. Eğer hazırlık senesinde kendimizi tamamen dil öğrenimine hasretmezsek ve İstanbul’un kültürel zenginliklerinin ve güzelliklerinin peşinde koşarsak, böyle bir imkânı bir daha bulamayız.
Hazırlık öğrencisinin önünde daha çok imkân vardır, zamanı ve yeri geldikçe elbette o türden programlardan da yararlanacaktır. Ama bu yılı sadece ve sadece dil öğrenmeye hasretmek akıllılık olacaktır.
Bu arada baharın gelmesiyle havalar da ısındı, tabiat en güzel görünümüne büründü. Daha da güzelleşecek. İstanbul çok ama çok güzel. Her taraf şu anda laleler, sümbüllerle şenlenmiş bir durumda.
İşte bu cazibeye bile kendini kaptırmadan, bu senesini dile ayırırsa öğrencimiz Arapçayı neden öğrenmesin.
Bir dili öğrenen ikincisini de -hem de daha kolay bir biçimde- öğrenir.
Ana dilimizi öğrendik. Demek ki dil öğrenme kabiliyetimiz var.
Arapça da, ana dilimiz olmasa da analarımızın dili.
Üstelik bütün tahsil boyunca elde etmeye çalışacağımız tüm ilimlerin dili.
Hal böyle iken bizim öğrencimiz neden öğrenemesin?
İşte bugünkü bu etkinlik bu türden iddialara da bir cevap gibiydi.
Biz öğrenebiliriz değil, hatta öğrendik der gibiydiler.
Tebrikler.
Dua ile!
05.04.2013
GARİBCE







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...