En’âm suresi Mekke devrinde tamamı bir gecede nazil olmuş uzun surelerden
biridir.
Allah’ın birliği ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğuna (tevhid ve
nübüvvet) dair kesin belgeler, putatapıcılığı red ve iptal eden hüccetler
içerir. Yaratılış, yeniden diriliş, şirk, yemek içmekle ve davranışlarla ilgili
bazı haramlar açıklanır.
Bu sure bir anlamda ileride Medine döneminde açılımı yapılacak olan
konuların bir fihristi, bir nüvesi gibidir. Bu itibarla da ayrı bir önemi
vardır.
Haram deyince genelde aklımıza hep yeme ve içme ile ilgili fiiller gelir.
Oysa insanın değerini ortaya koyan asıl şey, yiyip içtiklerinden daha çok
davranışları, yapıp ettikleridir. İşte bu sure bu kabilden davranışların
sıralanmasına da yer verir.
Bu meyanda şöyle buyrulur:
(Ey
Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na
hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle
çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve
benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın.[1]
Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı
öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”
Rüşdüne
erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve
tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu
tutarız. (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun.
Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye
emretti.
İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun.
Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan
ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” (el-En’âm 6/151-153)[2]
Burada açıkça haram kılınan fiilleri maddeleştirelim:
1. Şirkten uzak durmak yani Allah’a asla ortak koşmamak.
2. Anne ve babaya iyi davranmak.
3. Açlık korkusu ile çocukları öldürmemek.
4. Gizli aşikar hiçbir çirkin işe (fuhşa) bulaşmamak.
5. Haksız yere kimseyi öldürmemek.
6. Yetim malına dokunmamak.
7. Ölçü ve tartıyı adaletli yapmak.
8. Yakınlarımız aleyhine de olsa yalan söylememek.
9. Allah’a verilen ahde sadakat göstermek.
10. Doğru yoldan sapıp da aykırı yollara düşmemek.
Evet bu on emri –ki Hz. Musa’nın da malum meşhur on emri vardır- işleme
haramdır. Söz gelimi öldürsen asla domuz yemeyen nice Müslüman burada sıralanan
haram fiiller karşısında acaba aynı duyarlılığı gösterir mi?
Garibce nazarında domuz ve putlar namına kesilen kurbanların yenmesinin
haram olmasının Müslüman kimliğinin inşasıyla doğrudan bir ilişkisi vardır.
Bunun ötesinde yenilmesi ya da içilmesi yasak kılınmış olan şeylerin birçoğu ya
sağlık açısından zararlı olduğundan, ya ekonomik yıkıma götürecek
olmasındandır. Yani onların yasaklığı esasen akılla kavranılabilecek türdendir.
İşlersin sonuçta zararına katlanırsın. Günahı neyse çekersin. Hepsi o kadar.
Söz gelimi içki içmek gibi.
Oysa burada sayılan haram fiiller, müslümanın İslamlık binasını inşada çok
daha önemlidir. Hz. İsa’nın da dediği gibi insanı ağzından giren şey değil,
kalbinden doğarak, fiil olup elinden çıkan şeyler kirletir ve helak eder.
Dikkat edilirse bu haram fiillerin bir kısmı yaratıcı ve kul arasındaki
ilişkilerin sağlıklı bir zemine oturtulmasını amaçlamakta ama daha çoğu da
insanların birbirleri arasındaki ilişkileri sağlıklı kılmayı amaçlayan, aynı
zamanda ahlakî bir gereklilik de olan davranışlardır.
Allah’a Elest Bezmi’nde verdiğiniz sözü tuttuysanız ve O’na asla şirk
koşmadıysanız, insanlara verdiğiniz sözü tuttunuz ve hiçbir kimseyi vaadinizden
dönerek aldatmadıysanız, aleyhinize de olsa yalan söylemediyseniz, hak ve
hukuku gözetip ölçü ve tartıda, her türlü değerlendirmede haktan ve adaletten
sapmadıysanız, herkesin hakkını vermede titizlik gösterdiyseniz, toplumdaki
zayıfları gözettiniz ve yetimin yanında yer aldınız, onun malvarlığını
korudunuz, yaşlanmış ve güçten düşmüş olan ebeveyninize hürmette kusur
etmediniz, onların kendi öz ailesinin içinde herkes tarafından saygı gören bir
büyüğü olarak huzur bulmasını sağladı iseniz
ve onları adı sözde huzurevi olan barınaklara mahkum etmediyseniz, asla
hiçbir cana haksız yere kastetmediyseniz, fuhşun gizli aşikar her türlüsünden
uzak durduysanız… İşte Müslüman diye ben size derim.
Asıl sınır çizgilerinin bu gibi haramlar olduğu yeterince vurgulanmıyor.
Bu vesile ile Garibce siz değerli dostların bir kez daha dikkatlerini bu
türden davranışlar üzerine çekmeyi vazife bildi.
Allah cümlemizi bu gibi yanlış ve günah fiillerden, bizi helake savuracak davranışlardan
korusun.
Allah işimizi kolay eylesin!
Bugün Müslümanların kahir ekseriyeti göğsünü gere gere ben domuz eti yemedim
diyebilir. Ama kaçımız aynı şekilde ben anne ve babamı incitmedim, ben ölçü ve
tartıya riayet ettim ve kimsenin hakkını yemedim, yedirtmedim, ben yetim malına
dokunmadım, tüyü bitmemiş yetimlerin de hakkı bulunan beytülmale el uzatmadım,
rüşvet, irtikap ve zimmet gibi hiçbir günaha bulaşmadım… diyebilir.
Gerçekten bu sorular İslamlık iddiamızın sıhhati bakımından kendi özümüze
sorulmaya değer sorulardır.
Eğer maksadı hasıl edecekse, Müslümanlık daha çok bu gibi emir ve
yasakların belirlediği sınırlara riayet etmekle inşa olunuyorsa, bu gibi
soruları sormak hatta bir gereklilik olmalı.
Kim hazırladıysa bu sorular zor gözüküyor da diyebiliriz.
İyi de zaten Müslümanlık zor zanaat değil mi?
Dua ile!
18.01.2013
GARİBCE
[2] قُلْ تَعَالَوْا أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ
عَلَيْكُمْ أَلَّا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَلَا تَقْتُلُوا
أَوْلَادَكُمْ مِنْ إِمْلَاقٍ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ
مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ
إِلَّا بِالْحَقِّ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ (151) وَلَا تَقْرَبُوا
مَالَ الْيَتِيمِ إِلَّا بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ حَتَّى يَبْلُغَ أَشُدَّهُ وَأَوْفُوا
الْكَيْلَ وَالْمِيزَانَ بِالْقِسْطِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَإِذَا
قُلْتُمْ فَاعْدِلُوا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَى وَبِعَهْدِ اللَّهِ أَوْفُوا ذَلِكُمْ
وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ (152) وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيمًا
فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ
وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ [الأنعام]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder