Cuma rahmet oldu üstümüze doğdu
Kalmadı feyzi soğan kokusu boğdu
Soğanı ben de severim, hem de çok.
Hele yemek bulgur pilavı yanında kuru fasulye, nohut yahut patates cilbiri olur
soğana şöyle bir yumrukla vurur, ezer ve pürtleyen cücüğünden başlar ve yersin.
Acı suyu gözünden çıkar, boğazın yanar ama müthiş bir lezzet alırsın.
Bu kadar lezzetli bir soğanın Cuma sosu olması halinde koskoca mescidin bu
kadar daralacağını hiç hesap edemezdim.
Bugün cumaydı malum. Vardım bir kenara iliştim. Hutbe okunurken biri
çıkageldi. O da benim yanıma ilişti.
İsraf ile ilgili hazırlanmış hutbe okunuyor ve ben de dinliyordum. Fakat
bir anda burnumu işgal eden bir koku… Ama ne koku! Yokluğun boku desek değil.
Belli ki kebab ile yenmiş bir koku. Ben zevkle yediğim soğanın insanı bu kadar
rahatsız edebileceğini hiç düşünemezdim.
Kişi kendi alamıyordur herhalde aynı kokuyu. Alsa o da istemez elbet,
ağzının kokusundan başkalarının rahatsız olmasını.
Bir hocamız anlatıyor. “Evde cacık yedim ve sonra dalgınlıkla camiye
gittim. Çıkarken cematten biri “Adam sarımsağı yemiş gelmiş!” dedi. Sonra da
ekledi “Hem de cacığın içinde yemiş!”. Sarımsağı bırak, oradan cacığın kokusunu
bile alabilen insanlar oluyor.
Hoca “Çok utandım!” diyor.
Hz. Peygamber’e selam olsun!
Ümmî kavmini uyarıyor ve başta cami olmak üzere insanların topluca bir
arada bulunabilecekleri yerlerde olacakları zaman soğan, sarımsak gibi şeyleri
yemekten uzak durmalarını tembihliyordu. Yollarda insanlara rahatsızlık verici
şeyleri gidermenin bir iman emaresi olduğunu buyuruyordu.
Ağız ve diş kokusuna meydan vermemek üzere her vesile ile misvak kullanmayı
emrediyordu. Öyle ağız kokuları var ki sorma gitsin!
Her cumaya gelmeden boy abdesti almalarını istiyordu.
“Temizlik imandandır” diyordu.
Nezih bir peygamberdi. Aynı nezaheti kavminden de istiyordu.
Medeniyet ancak öylesi bir nezahet ile kurulabilirdi.
Yolu yolumuzdu.
Yolunda olmak duamızdı.
Keffaret olsun!
25.01.2013
GARİBCE
herdogan@38.
YanıtlaSilSigara ve ucuz rastgele sürülen koku denen nesneler de dahil....