1 Ocak 2013 Salı

Etliye sütlüye karışmamak




Yahudiler, ehl-i kitap olması hasebiyle ümmî Araplar arasında üstün bir imaja sahip idiler. Onlar kitap sahibi olmalarına karşın Araplar “ümmî” idiler, daha analarından doğdukları hal üzere bulunuyorlardı; ne kitapları vardı, ne elleri kalem tutardı. Yahudiler, bu anlamda onlara fark atardı. Yesrib’de birçok Arap, kendileri benimsemediği halde çocuklarını Yahudilere verirler ve onlar gibi yetişmelerini isterlerdi.
En önemli inançlarından biri de bekledikleri Mesih’in gelmesi ve dünyaya yeniden bir nizamat vermeleriydi. 
Aslında bekledikleri Mesih gelmişti, ama onun “ümmîler” arasından çıkması kabul edilebilir değildi. Nitekim kabul etme bir tarafa, en azılı düşmanlığı onlar gösterdiler, birçok kez suikast teşebbüsünde bulundular, kaç defa hıyanet edip arkadan vurma girişimleri oldu.
Yahudilik birçok sürgüne rağmen varlığını korudu. Bu büyük ölçüde bir “Kitab”a ve şeriata sahip olmalarının bir sonucu idi.
Ne var ki şeriatları katı idi ve bu haliyle evrensel olma imkanı da yoktu. Nitekim bizzat Kur’an’da da işledikleri zulüm, insanların mallarını haksız yollarla yemeleri ve aldıkları riba yüzünden kendilerine esasen helal olan birçok şeyin haram kılınmış olduğu söylenir.[1]
Haram olanlar arasında İsrail’in (Yakub) en çok sevdiği yiyecek olan deve eti de vardır. Rivayete göre bir adakta bulunmuş ve gerçekleşmesi halinde kendine en çok sevdiği yiyeceği haram kılacağını söylemiş ve bunun sonucu olarak da deve etini kendisine haram kılmıştı. Çocukları ve torunları da babalarının bu seçimine saygı göstermişler ve sonunda da Allah onlara bunu haram kılmış.
Bu haramlar arasında “Oğlağı anasının sütünde haşlamayacaksınız.” (Mısır'dan Çıkış 23: 19)  ayeti fahvasınca etli ve sütlüyü bir arada yememek de vardır. Hatta o kadar var ki Yahudiliğe göre etli ile sütlü gıdaların aynı anda yenilmesi, aynı kaplarda pişirilmesi yasaktır. Etli yiyeceklerin piştiği kaplar ve sütlü yiyeceklerin piştiği kaplar, tabaklar, kaşık ve çatallar ayrı olmalıdır.  Bu yüzden İsrail'deki Mc Donalds'larda milkshake ve cheeseburger satılmaz. Kafelerde, sütlü kahve içilen mekanlar ayrıdır. Türkiye Musevileri döneri ayransız, iskenderi yoğurtsuz tüketirler.
Bizim dilimizdeki “etliye sütlüye karışmama” deyimi muhtemelen bu kültürden geçme olmalıdır.  Etliye ve sütlüye karışmak hataya düşmek ve günah işleme olduğundan, öylesine muhataralı şeylere karışmamak ve gündelik hayatta risk alıcı davranışlara girmemek, hele topluma bu anlamda nizamat vermeye kalkışmamak bir tercih şekli olmuştur.
Keza “neme lazımcılık”, “Bana değmeyen yılan bin yaşasın”, “Ak koyun ak bacağından, kara koyun kara bacağından asılır” yahut “her koyun kendi bacağından!” gibi öz deyişler, tepki gösterilmesi gereken yer ve hallerde uzak durmayı selamet için salık veren bir davranış biçiminin dile vuran tezahürleri olmaktadır.
Oysa insan ve hele hele müslüman olmak, sorumluluk almak demektir. Sokak ortasında koca, karısına meydan dayağı çekebiliyorsa veya elindeki bıçakla karısını delik deşik ediyorsa ve buna da kimsenin gıkı çıkmıyorsa etli sütlü meselesinde oldukça mahir olduğumuzu gösteriyor. Bana değmeyen yılan bin yaşaması halinde onun büyüyüp kocaman bir ejderhaya dönüşeceği ve herkesi yuttuktan sonra da sıranın bize gelip bizi de yutacağı gerçeğini önceden akıl edip, ona göre davranıp sorumluluk almak gerekir.
Kötülükler, yayılma istidadındadır. Bazı şeylerin şüyuu vukuundan beterdir. Dolayısıyla henüz yayılmadan, şüyu bulmadan ne kadar kötülük varsa, ne kadar münker varsa onların karşısına dikilip durmak ve sırayla el ile, dil ile ve kalp ile tepki göstermek lazımdır. Bu kendi esenliğimiz ve gelecekteki emniyetimiz içindir aynı zamanda. Çünkü sonuç itibariyle bütün insanlık aynı gemide yaşıyoruz ve aynı geleceğe doğru yol alıyoruz. Hal, hepimizin hali, gelecek de aynı şekilde hepimizin ortak geleceği. Huzurumuz ve güvenimiz ise hepimizin ortak huzur ve güveni. Kaos ortamında sükunet, kavga ortamında barış, güvensizlik ortamında esenlik mümkün değildir. Ya hepimiz mutluyuzdur ya da hiçbirimiz.
Gelin bu yıl etliye sütlüye az da olsa karışın! Bakarsınız mutluluk ve ağız tadı bunda gizlidir.
Mutlu yıllara!
Dua ile!

01.01.2013
GARİBCE




[1]  فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذِينَ هَادُوا حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ أُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ كَثِيرًا (160) وَأَخْذِهِمُ الرِّبَا وَقَدْ نُهُوا عَنْهُ وَأَكْلِهِمْ أَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ مِنْهُمْ عَذَابًا أَلِيمًا [النساء : 160 ، 161]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...