7 Ekim 2012 Pazar

Erkeklerin bazı akıl almaz tavırları


Garibce bir iki yazı yazdı. Bunlar özellikle de ilahiyatta okuyan kızların ve sosyal hayatta kendilerine yer açmaya çalışan çoğu tavırları ile modern kadınların zaman zaman geleneksel modda tavır belirledikleriyle ilgili idi ve buna sebep aklının karıştığını ve izahta zorlandığını yazmaya çalışmıştı.
Olumlu olumsuz tepkiler aldı.
Garibce’nin aklını erdiremediği erkek tavırları da yok değil. Ama o sayfanın diğer yüzü idi. Sıra ona gelince elbette ondan da okuyacakları vardı.
Hz. Ömer’den beri biz erkekler değişimi yeterince izleyemedik, takip edip yönlendiremedik. Hep arkasından toplamaya çalıştık. Çoğu kez hoşumuza gitmese de alışmaya, zoraki kabullenmeye çalıştık daha doğrusu mecbur kaldık.
Mekke’den hicretle Medine’ye geldiğimizde biz Müslümanların hanımlarının da yeni bir iklime taşındığını ve burada havanın Mekke’ninkinden farklı olduğunu ha deyince fark edemedik. Ne zaman ki kadınlarımız Ömerlerimizin bile karşısına dikilip, onlara laf yetiştirmeye kalkışınca afalladık, ne yapacağımızı bilemedik. Eyvah, dedik bu bizim kadınlar meğer Ensar kadınların huyundan huy kapmışlar. Onlar gibi erkeklerden hiç çekinmez olmuşlar, Ümmü Süleym’in Hz. Peygamber’e sorduğu cinsellikle ilgili sorulardan birçokları utanmış, ama o sormak istediğini sormaktan geri durmamıştı. Eş sıfatıyla kadınlar rahatlıkla yüzünü yumuşak buldukları Hz. Peygamber’e bile, şiddetinden şeytanın bile yolunu değiştirdiği koca Ömer’e bile laf yetiştirmeye kalkışmışlar.
İşte bu gibi durumlar karşısında afallayan bizler, aleyhlerine atacağımız her adımın vahiy tarafından yerildiğini de gördük. O eski sere serpe halimizin yerini artık her an vahiy gelir de bizi rezil rüsva eder kaygısı almış ve dilimizi tutar olmuştuk. Hz. Peygamber’in vefatı ile bu endişe kalkmıştı, artık yumup gözümüzü ta eskisi gibi ağzımıza ne gelirse söyleyebilecektik ama köprünün altından da çok sular akmıştı. Kadınlar sosyal hayatta belli bir yere gelmişlerdi. Aha Ayşe anamız bile devesine binmiş, bir orduya kumanda etmeye kalkışmıştı. Bu biz Alilerin çok hoşuna gitmemişti. Ama görmeden gelemeyeceğimiz de bir gerçeklikti. Ebu Hüreyre’ler öyle sonunu düşünmeden hadis bile rivayet edemez olmuşlardı, onun yanında. Çünkü kadın olduğuna bakmadan anında düzeltmeye kalkıyor ve üstelik de sözü itibar görüyordu. Çünkü sahip olduğu yetenekleri yerli yerinde kullanması yanında bir de medenî cesaret örneği veriyordu.
Çoğu durağan geçen asırlar geçti. Kadının toplumdaki sosyal durumu vahyin iyileştirme çabasına rağmen rampadaki arabanın düze çıkamadan gerisin geri kaçması gibi bir süreç yaşandı. Bizzat Hz. Peygamber, “Geceleyin bile bu Allah’ın kullarını mescitlere gitmekten alıkoymayın!” demesine rağmen biz, “Hayır!” dedik “Onlar evden çıkarlarsa bunu kötüye kullanırlar”. O yüzden otursun oturdukları yerde. Yazı okumasını bilsinler ama yazmasını asla… Sonra kim bilir neler yapmazlar ki. Madem evden çıkmayacaklar. Öyle ise nafakaları arasında ayakkabı masrafının da yeri olmazdı. Bizim fakih kitabına onu da yazdı.
Ve günümüze geldik.
Tarlada çapa işi vardı. Evde gelin boşu boşuna oturuyordu. Neden çapa yapmasındı, otu, ekini biçmesindi.  Kadın tarlaya çıktı ve akşamlara kadın kızgın güneşin altında çapa yaptı.
Öğle paydosunda azığı hazırlamak da onun vazifesiydi. Hazırladı. Kulluğu aklına düştü ve namazını da kılmak istedi. Kayın peder oradan bağırdı. “Öyle sere serpe kılamazsın kızım, çünkü mahrem! Oturarak kıl!”
Sosyal roller icabı hayatı boyunca gelinlik etmeğe mahkum gelin hanım “Baba, ama akşama kadar tarlada çapa yaptırıyordun hani. Namazda mahrem olan rüku ve secde hali, akşama kadar ben çapa yaparken mahrem olmuyor mu?!” diyemedi. Çünkü adı utanmazlığa, yaptığı saygısızlığa çıkardı.
Garibce işte bu ayrıma da bir türlü akıl erdiremedi.
Erkek, çağdaş değerlerin yüceltildiği Türkiye’de yaz aylarında kısa kollu, göğsü bir iki düğme açık gömlekle dolaştı. Göğsünden ve kollarından taşan  postu andıran kılların görünmesi sonucu “yahu bu evrimi henüz tamamlayamamış!” türünden müstehzi bakışlara bile aldırmadan çalımla gezindi.  Bacağında haşama denize koştu. Tanıdık bir yüze rastlamayacağından emin olduğu her yerde kapri pantolon giydi,  şortla bile dolaştı. Kimliği ancak yanına almak zorunda kaldığı kadını ve kızı ile ortaya çıkıyordu. O yüzden de olabildiğince gittiği yerlere yalnız gidiyordu. İşler tıkırındaydı ah bir de şu kızların okuma sevdası olmasaydı. Buna sebep dışarı çıktılar. Annelerini de yanlarında çıkardılar. Bizim adamın da kimliği dışa vurdu.  Yanındaki kadının üzerinde dört mevsim giyeceği türden, sıkı sıkıya sarıldığı muhkem bir palto varken, kendi üzerinde yazın alttan iç donunu gösterecek kadar şeffaf keten kumaştan giysiler vardı.
Garibce işte bu tavrı da anlayamadı.
Kendi adı Memili idi, Cumali idi, Cuma idi, Şaban idi, Satılmış idi; değiştirdi. Hoşuna gitmeyen isimleri üzerinden attı. Ama bu kez yeni doğanına, kendi üzerinden bir türlü açığa vurmayı istemediği ideolojik isimler koydu… Cihad dedi, Mücahid dedi… Çocuğa nasıl taşıyacağına hiç bakmadan çifte çifte isimler koydu.
Garibce ben bunu da anlayamadım.
Belli ki daha çoook anlayamadığımız şeyler var ve olacak.
Ama her şeye rağmen kadınlar evden çıktı. Okuma yanında yazmasını da öğrendi.  Ömer’e bile laf yetiştiren, Alilere kafa tutan, kendi varlıklarını haykıran bir mecrada ilerlemeye başladılar. İşte bu yolda erkeklerin “işlerine gelince şöyle gelmeyince böyle” tavırlarına onlar da kendilerini kaptırmazlarsa, bir de erkeklerle rekabet gibi bir çıkmaza girmezlerse alabilecekleri yol olabildiğince açık gözüküyor.
Bir de erkeklerin dolduruşuna de gelmemeliler. Rivayete göre erkekler, bazı yerlerde geleneğin bütün gücüyle egemen olmasına rağmen, kadınları yirmi metre önden buyur ediyorlarmış. Öylesi durumlarda kadınlar bunun yol güvenliği (mayın riski) açısından bir buyurma olabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmalıymış.
Garibce değil mi?
Dua ile!

07.10.2012
GARİBCE

9 yorum:

  1. Yüreğinize sağlık hocam... Son zamanlarda erkek kadın mevzularını dile getirişinizi çok yerinde ve bilgilendirici bulmaktayım.Garibce düşüncelerinin izahını profesyonel bir şekilde dile getirmeyi iyi biliyor.Garibcenin düşünceleri hiç susmasın

    YanıtlaSil
  2. herdogan@..
    Tek kelimelik yorum:'Ne desin hacı emmin sana..'

    YanıtlaSil
  3. tamamen zırva dolu bir yazı popilist günün modasına uygun aman kızlar siz melek erkekler canavar. siz daima mahsumsunuz erkekler sizi bozar kullanır dışlar horlar hakir görür. ahh bu erkekler soyu kuruyasıcalar siz önların kusuruna bakmayın burnunuzun dikine gidin bildiğinizi okuyun mealinde sıradan yüzeysel insanları kadın erkek diye iki ayrı tür gibi ayıran cahilce toplumun yapısından bihaber bir yazı ancak bu kadar sıradan olabilir. kadını onore edecem derken gerçekler bu kadar da göz ardıedilmezki insaff yahuuu....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok seviyeli olsaydın önce yazıdaki hataları bulur, ona karşı görüş geliştirirdin, ayrıca sen istanbulu bilen birisi misin; Ancak acizler ve cahiller bu tepkide bulunur; erkek düşmanı bir yazı gibi gördüysen sen de erkek taraftarı bir yazı yazsana

      Sil
  4. Adsız olmasına rağmen yorumunuzu yayınladım.
    Bu blogdaki kadınlarla ilgili yazıları okudunuz mu bari.
    Sayganın bir yüzünü okumak yetmiyor.
    Bizce de insaf yahuuuu...

    YanıtlaSil
  5. Hocam Yazılarınızı beğeniyle okudum, fikir ve düşüncelerinize hayranlıkla tekrar tekrar okuduğum cümleler oldu... elinize bilhassa yüreğinize sağlık... sizi istanbula gelince ziyaret etmek isterim inşAllah görüşebiliriz. Sevgi ve saygılarımla...

    YanıtlaSil
  6. Hocam düşünceleriniz ve fikirlerinizi dikkatlice yazıya dökülmüüş olarak okudum hatta bazı cümlelerinize öyle hayretler içinde okudum ki beğenilmeyecek türden değil.. harika bi yazı ortaya çıkmış.. elinize bilhassa yüreğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  7. herdogan38@.
    Elendikçe kumla çakıl taşları ayrışıyor... Menfi tenkitte bulunanlar eğer İslam adına yaptıklarını sanıyorlarsa, İslam'ın bir edep ölçüsü vardır. Sözü olan varsa o ölçüde söylerse söz olur.Gayrısı....?

    YanıtlaSil
  8. Güzel konu ve aydınlatıcı bir yazı.. İhtiyacımız var bunlara lütfen devam edin. Saygısız yorumların üzerinde durmayın. Edebinden emin olsaydı adsız bir şekilde yorum yapmazdı. vesselam.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...