Garibce, zaman zaman
Prof. Dr. Mehmet ERDOĞAN imzasıyla vaktiyle yazılmış ve fakat yayınlanmamış
bazı yazılarını sizlerle paylaşmak istiyor.
Dindarlık zorla olmaz!
Fert
ve toplum arasında ince bir denge kurulmuştur. Sağlıklı, erdemli toplum, esas
itibariyle insanı kâmil içindir. Zaten gerek kamu ve gerekse başta devlet olmak
üzere kamu adına oluşturulmuş olan örgütler itibarî olup, gerçeklikleri yoktur.
Toplum dediğimiz şey, bireylerin toplamı olmaktadır ve onu bir tüzel kişi
olarak algılamak bizlerin sun’udur. Bu itibarla kutsallıkla uzaktan yakından
ilgisi olmayan üstelik mevhum olan bu gibi kavramlar uğruna gerçek kişilerin
özgürlüklerinin ihlâl edilmesi, haklarının çiğnenmesi din adına kabul
edilebilir değildir.
İnsan
için olduğunu söylediğimiz dinin, onlar için dayatmanın bir gerekçesi olması da
gene dinin özüne uygun düşmez. Din, insanların önce akıl süzgecinden geçerek
kalplerine girmeyi, gönüllerini fethetmeyi amaçlar ve etkisini sadece bu yolla
göstermek ister. Bunun ötesinde din adına hiçbir kimse, ne din adamı (!) ne de
kendisini “Zıllullah” ya da daha başka sıfatlara layık görenler, hal ve
tavırlarıyla “sadece Allah’ın olması gereken din”i sahiplenenler başka bir
tavır gösteremezler, baskı yapamazlar, şiddet uygulayamazlar, terör
estiremezler. Kâdiri Mutlak olan Allah, inananın imanını yarattığı gibi inkâr
edenin küfrünü de —razı olmasa da— yaratıyorsa, mümin kâfir ayırımı yapmadan
herkesin rızkını veriyorsa, bize ne oluyor da O’nun ahlâkı ile ahlâklanmıyor,
O’nun adına, O’nun yapmadığını yapmaya kalkışıyoruz.
Din
bireylerde hak ve vazife bilinci oluşturmaya çalışıyor. İnsanlık için en üstün
payenin “takvâ” olduğunu söylüyor. Takvâ, kulun kendisini ve yaratanını
tanımasının en üstün bilinç halidir. Bu öyle bir bilinçtir ki, insan bu sayede
kabiliyetlerini ve zaaflarını bilir, Yüce Allah ile olan kul-Tanrı ilişkisini
yakinî bir biçimde kavramış olur, beraber yaşadığı diğer insanlara karşı
sorumluluk taşır, ortak yaşam bilincine erer, iyiliklere destek verir,
kötülüklere karşı tepkili olur. Fakat hiçbir zaman iyi ve kötünün ölçütünü
kendisinde görmez. Bir başka ifade ile kendi iyilerini, kendi doğrularını din
adına, Allah ve Peygamber adına başkalarına dayatma eğilimi içinde olmaz.
Dua ile!
05.07.2012
GARİBCE
herdogan38@.
YanıtlaSilSevgili üstad,iyi de fıkıh mezheplerindeki zorlayıcı müeyyidele ne demeli?
Selamlar..