Evliyalık
taslayan birine demişler ki:
-“Haydi o
zaman bir keramet göster!”
-“Olur”,
demiş ve yakınlarında olan bir ağaca işaret ederek:
-“Ey
Ağaç! Gel!” demiş. Ağaçta hiçbir hareket yok.
-“Ey
Ağaç! Gel!” diye tekrarlamış. Gene bir hareket yok. Üçüncü kez yine,
-“Ey
Ağaç! Gel!” demiş. Ama sonuç aynı ağaçta hiçbir hareketlilik yok.
Sonunda
bizim evliya kalkmış ve hiç bozuntuya
vermeden ağaca doğru yürümüş ve:
“-Evliyaya kibir yaraşmaz, ağaç bize gelmiyorsa biz ağaca gideriz” demiş.
“-Evliyaya kibir yaraşmaz, ağaç bize gelmiyorsa biz ağaca gideriz” demiş.
Taha Akyol’un Medine’den
Lozan’a adlı kitabını okuduğum zaman durumu en iyi bu fıkranın özetlediğini
düşündüm. Türkiye Azınlıkları (Gayrimüslim cemaatleri) kendi hukuk şemsiyesi
altına alabilmek için çok uğraşmış. Müslümanlarla birlikte Yahudi ve
Hıristiyanların da üstelik kendi dinlerine göre aile hukuklarının düzenlenme
çabası olarak yürürlüğe giren 1917 tarihli Hukuk-ı Aile Kararnamesi ancak bir
buçuk yıl yürürlükte kalabilmiş.
Sonuç itibariyle Türkiye Osmanlıdan
beri azınlıkları bir türlü kendi istediği yere getirememiş. Bakmış olmuyor
evliyaya kibir yaraşmaz hesabı, kendisi onların gelebileceği bir yere gitmiş ve
Mecelle’yi ilga ve aile hukuku alanındaki devam etmekte olan çalışmaların
tümünü lağvederek Medenî kanunu kabul etmiş. Bu erdemli tavır karşısında
azınlıklar da kendilerine aynı medeni kanunun uygulanmasını istemişler.
Hukukta birlik işte böyle
sağlanmış.
Bir avuç azınlık size
gelmiyorsa, koskoca bir millet olarak siz ona gideceksiniz!
Erdem dediğin de bu değil
mi!
Hikmetle kalın!
16.07.2012
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder