Yaşlıların kıyam farzı
“Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de ortalama yaşam
süresinin 75 yıla yükseldiğini söyledi. Akdağ, Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK)'nun, 2011 yılı rakamlarına göre kadınlarda ortalama yaşam süresinin 76,
erkeklerde ise 72 yaş olduğunu açıkladı.”
Peygamberimiz 63 hicrî, 61 miladî
sene yaşında Hakka yürümüştü. Hz. Ebu
Bekir ve Hz Ömer de aynı yaşta öldüler.
Gazzali, Nevevi gibi pek çok
büyük alim kırklı-ellili gibi yaşlarda göçmüşler.
Bir doktor TV’de, “Neden kanser
vakaları günümüzde arttı?” şeklindeki soruya “Çünkü ömür uzadı!” diye karşılık
vermişti. Yani yetmiş yaşında kansere yakalan bir zat, bundan mesela bir asır
önce yaşasaydı muhtemelen kansere yakalanma yaşına gelmeden çoktan ölmüş
olacaktı. Sonuçta da kanser vakaları daha az gözükecekti.
Bu tespit doğru ve yerinde ise,
cami cemaati açısından yaşlıların durumunu yeniden bir gözden geçirmek gerekecektir.
Pek çok camide arka saflarda yahut
ilk safta kenarlarda sandalyelerde oturarak namaz kılmaya çalışan yaşlılar vardır.
Bu, bir düzensizlik ve rahatsızlık oluşturucu bir görünüm arz etmektedir. Bazı
camilerde ise –Kazdal Camiinde olduğu gibi- arka saflarda sabitlenmiş, açınca açılan,
kapatınca kapanan ve bir sıra halinde estetik olarak da göze batmayan oturaklar
vardır.
Kitaplarımızdan okuduğumuz
bilgiler bu gibi davranışları olumsuzlamaktadır. Çünkü onların yazıldığı
dönemlerde yaşlıların normal yaşamlarının uzaması sonucu ortaya çıkan kronik
bir çok rahatsızlıkları yoktu. Onlarla ilgili kitaplarda çözüm de yoktu. Durum
nadirdi ve nadir için hüküm olmazdı.
Bu itibarla yaşlıların cami
hizmetlerinden yararlanmaları bakımından konumlarını ve camilerin bu gibi yaşlı
insanlara verebilecekleri hizmetlerin hem kalitesini hem de farklılaştırılarak
sayısının artırılmasını önemsemek ve bu uğurda kafa yorarak hayırlı hizmetlere
kapı aralamak gerekmektedir.
Allahım erzeli ömürden cümlemizi
koru!
Şefkat ve merhametle!
23.07.2012
GARİBCE
Not: Yaşlılıkla ilgili iki âyet
ve meali:
وَمَنْ
نُعَمِّرْهُ نُنَكِّسْهُ فِي الْخَلْقِ أَفَلَا يَعْقِلُونَ [يس : 68]
“Kime
uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü
azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?”
وَاللَّهُ
خَلَقَكُمْ ثُمَّ يَتَوَفَّاكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ
لِكَيْ لَا يَعْلَمَ بَعْدَ عِلْمٍ شَيْئًا إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ قَدِيرٌ [النحل : 70]
“Allah
sizi yarattı. Sonra sizi öldürecek. İçinizden kimileri de, bilgili olduktan
sonra hiçbir şey bilmez olacak şekilde ömrünün en düşkün çağına ulaştırılır.
Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, (her şeye) hakkıyla gücü yetendir.”
Haber: Son zamanlarda camilerde hasta ve güçsüz kişilerin cemaat arasına sandalye koyup namaz kılmalarının vatandaşlarca sıkça sorulması üzerine Diyanet İşleri Din Yüksek Kurulu şu açıklamayı yaptı:
YanıtlaSil"Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) nasıl namaz kılacağını soran hasta bir sahabeye 'Namazını ayakta kıl. Eğer gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üzere kıl' (Buhari, Taksiru'As-Salat, 19) buyurmuştur.
Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi namaza ayakta başlar, secdeden sonra namazını oturarak tamamlar. Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir.
Namazını tabure, sandalye ve benzeri şeyler üzerinde kılan müminin ileri sürdüğü mazeretleri kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olmalıdır. Namazı asli şekline uygun olarak kılmaya engel olmayacak hafif bedeni rahatsızlıklar, bu konuda meşru mazeret olarak görülmemelidir. Dini açıdan zorunlu ve meşru bir sebep bulunmadıkça camilerde sandalyede namaz kılmak, göze hoş gelmeyen bir görüntü ortaya çıkarmakta ve cemaat arasında tartışmalara sebep olmaktadır. Özellikle üzerinde namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılması, cami doku ve kültürüyle bağdaşmamaktadır. Bu sebeple hastalık ve özürlülük gibi herhangi bir rahatsızlığı bulunan kimselerin, zorunlu olmadıkça namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmaları uygundur."