Bir reklam:
Horozların ötüşü ile, tan yerinin ağarışıyla başlayan bir hareketlilik.
Bir tepede, toprak yola bakan bir damda, yılların izinin her yerinde belirgin olduğu 123 yıllık koca bir çınar.
Elinde bir kâse şeker –reklamın tümü bu şekerin gösterilmesi için-, tahta bir masaya koyar ve ellerini bastonu üzerinde birleştirir, onun üzerine de titreyen çenesini koyar ve gözlerini toprak yola diker.
Nice bayramlar görmüştür.
Herkesten çok bayram görmüştür.
Hayatında kim bilir neler görmüş neler geçirmiştir.
“Her şey geçer gider. Geriye bir tek ailen kalır” der.
O sırada tozlu yoldan konvoy halinde arabalar gözükür. Yorgun, çökmüş beden birden hareketlenir, yüzüne bir aydınlık, gözlerine ışık gelir, “Dede!” diye kucağına atılan torunun çığlığı ile sevinç hali zirve yapar, gözler ıslanır. Artık o mutudur. Bayram işte şimdi bayram olmuştur.
“Ailen yanındaysa zaten bayramdır” der, sevinç gözyaşları içinde.
Bayram neyimize, asıl bayram olur ancak ailemizle.
Harika bir reklam. Örfümüze, kültürümüze katkı yapan bir reklam. Tebrikler. Keşke her reklamımız böyle olsa da biz de o reklamın reklamını yapabilsek.
Ey genç adam! Unutma, bayramı ancak sen ve yanında el öpmeye, kucağa atılmaya, şımartılmaya teşne çocuklarınla bayram edecek kimseler, kim bilir belki bir toprak damda, belki alnını yasladığı bir pencere arkasında, belki de bağlı oldu yatakta bekleyen ve bir zamanlar sana hayat vermiş olan canlar vardır! O canların hayat suyu, sevginiz ve ilginizdir. “Sılayı rahim ömrü uzatır.” Der aziz Peygamber.
Onların bayramı seninle, ama bil ki asıl senin bayramın da onlarla!
Tatili her zaman yapabilirsiniz. Ama bayram yılda sadece iki defa. Onların yerini tutabilecek başka bir şey de yok; ne yıl başı ne de sizin kendi doğum partileriniz.
Ömrünüz uzun olsun.
Hayırlı bayramlarımız olsun!
17.08.2012
GARİBCE
Selamun aleykum hocam,
YanıtlaSilBu reklam beni derinden etkiledi gözlerimi yaşarttı, bir kaç kez izledikten sonra sordum kendime, bu dede oradan bayram namazına nasıl gitti diye :) e güneşin doğuşunu da seyrediyoruz ? bir torunu da gelip elinden tutup götürseydi ya dedim, şimdi yazınızı okuyunca tekrar aklıma geldi paylaşmak istedim. Zeyneb