7 Ağustos 2012 Salı

Bir nükte

 

Vaktiyle İngilizce öğrenmeye çalışırken okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. Espri, ince olmalı, zeka düzeyini göstermeli…

Adamın biri sinemaya gitmiş. Arkasında ise bir kız bir oğlan devamlı muhabbet ediyorlarmış.  Adam epey bir lâ havle çektikten sonra –diyeceksiniz ki İngiliz ne bilir Lâ havle çekmesini, lisan-ı hâl ve fıtrat-ı selîmesiyle dedik yani-   geriye öfkeyle dönmüş ve :

“-Tek bir kelime anlayamıyorum!” diye çıkışmış.

Arkadaki gayet sırnaşık ve hiçbir şey yokmuş gibi:

“-Zaten” demiş, “biz kendi aramızda özel şeyler konuşuyoruz!”.

Malum Ülker camiinde her akşam teravihten önce vaaz ediyorum. Şimdiye kadar bir engel de çıkmadı. Fakat birkaç gündür özellikle iki hanımı uyarmak istiyorum. Erkenden geliyorlar ve sesli olarak konuşup duruyorlar. Ses üst kattan engin tavandan kavisliyor ve benim kulağımda patlıyor sanki.  Farkında mıdırlar değil midirler tabii onu bilemiyorum. Birkaç gündür uyarmak istiyorum, ama hele dur diyorum ve duymazdan geliyorum. Sonunda dün artık uyarayım dedim ve aklıma bu espri geldi: Dedim:

“-Hanım kardeşlerim, sesinizi duyuyoruz de ne dediğinizi tam anlayamıyoruz!”

İmam Efendi de namaz öncesinde uyarma ihtiyacı duydu ve “Hanımlar, eğer biraz susarsanız çok makbule geçecek!” gibi bir ifade kullandı.

Bu kadınlar usul erkan bilmiyorlar değil. Onların camiye gelmesi dün bir bugün iki. Erkekler asırlardır öğrenememişler de kadınlar bir iki günde mi öğrenecekler.

Eğer bu bir kabahat ise, tıynetlerine değil de, sürece verilmeli derim. Hem onlar iç-ortak mekanda da değiller. Konuşanın sadece sesini duyuyorlar. Bu da önemli bir şey.

Sevgiyle ve saygıyla!



07.08.2012

GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...