26 Ağustos 2012 Pazar

Garibce Özne Övdü



Garibce hem bayram ziyareti hem de yeğeninin düğününde bulunmak üzere Toroslar’a kadar uzanan ve bir hafta süren bir seferdeydi.
Hem bayramın hem de düğünün sevincini yaşadık. Yavrularımızın mürüvvetini görmek, biz büyükler için çok güzel bir duygu.
Garibce gelinin evinden çıkarılması sırasında hemen yanında kardeş kuşaklarının bağlanmasını ve gelinin babasıyla ve yakınlarıyla vedalaşmasını gördükten sonra dua ederken kedisini tutamadı ve duasını bitiremedi. Damadın babası agasının boynuna sarıldı. Bütün bu duygular, hüzünden değil, saadettendi.
Benzer duygular yaşamak da herhalde bir nasip meselesi. Allah cümlemize mutluluk nasip etsin. İnsan olarak nihaî amacımız herhalde ünsiyeti, huzur ve sükunu ve bunların bir araya gelmesiyle hâsıl olan saadeti devşirmek olmalı.
Sonunda gelinimizi aldık ve damat evine geldik. Merasimler ve ikramlar, bir düğün evinde olması tabii olan şeyler.
O gece yatsı namazı için camiye vardığımızda biri evli diğeri bekâr iki sağdıcın aralarına aldıkları damadın tam imamın arkasına gelecek şekilde namaza durmuş olduklarını gördük. Demek bazı âdetler devam etmekteydi. İmam, beni tanıyordu ve benden bu münasebetle bir iki kelam etmemi istedi. Bir iki kelam ve duadan sonra damat imamın ve büyüklerin ellerini öpüp dualarını aldı. Eve yaklaşıldığında “özne övme” faslına geçildi.
Sonra evin salonunda dualar edildi, bazı muhabbetler geçildi ve sonra da damadın sırtına vurula vurula özne gerdek odasına koyuldu. Avşarlarda buna “özne koyurulma” denirmiş. Koç katımına “koç koyurulma” denmesi gibi.
Böylece onlar erdi saadetlerine. Yakınlar da kendi evlerine. Bir düğün böylece bitmiş oldu. Geriye sadece ertesi gün sadece kadınların yapacağı “Havala” merasimi kalmış oldu.
Çok ilginç bir şekilde damada (güveyi) sadece bu geceye mahsus olmak üzere “özne” denilmektedir. Yapılan merasime de “özne övme” tabir edilmektedir. Özne övme’nin farklı şekilleri olmaktadır. Bazı yerlerde maniler söylenerek yapılmaktadır. Bizde ise öteden beri sağdıçların kollarına girmiş oldukları damadın ortaya alınarak yüksek sesle tekbirler getirilmesi arkasından da var güçleriyle Âmîn!” denilmesi şeklinde icra edilmektedir.
Daha önceleri bu iş, camiden itibaren başlar ve damat evine varıncaya kadar devam ederdi. Yankılanan “Âmin!” sesleri ta gelinin kulaklarına kadar ulaşır ve zaten ürkek bir halde beklemekte olan gelinin yüreğini hoplatırdı.  (Belki yani!)
Garibce diyor ki artık ne gelinler ürkek
Ne de gümbür gümbür atıyor yürek.
Ama gene de geleneklere uymak gerek.
Sevgi ve saygıyla!

26.08.2012
GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...