Dede Garibce’lerin yeni bir çocukları
oldu. Nur topu gibi maşallah. Allah analı babalı etsin. Sevgili Soner ve Osman
kendilerine rol seçsin!
İşte Garibce’nin takdim yazısı:
TERCÜMEYE
DAİR
İnsanı
zorunlu kulluktan gönüllü kulluğa yüceltmek üzere teşrîî iradenin bir sonucu
olarak el-Emr’in bir ruhunu bir değerler dizisi şeklinde biz insanlık dünyasına
indiren Allah’a hamd olsun. Tebliğ, talîm, tebyîn ve tatbîkle indirilen
el-Emr’in açılımını sağlayan sevgili Peygamberimize salât ve selâm olsun. Buyrulan
ve duyurulan her hükmü açıklayan, uygulayan ve onların hikmet ve makâsıdını
ortaya koyan eslâfımızın öncüleri “ulu’l’emr”e rahmet olsun.
İslam
aklının yeniden inşası çabalarının yoğunlaştığı günümüzde, Şâtıbî ve onun ölümsüz
eseri el-Muvâfakât, her ne kadar İslam’ı geriye doğru anlama amaçlı
yazılmış bir eser olsa da bizim ileriye doğru bakışımıza da büyük ölçüde ışık
tutabilecek bir değerdir. Günümüzün dünyasında sözde yıldızlardan geçilmiyor.
Bu esasında dünyamızın karanlık olduğunun bir göstergesi oluyor. Bizim bu
türden yıldızlara değil, dünyamızı gerçek anlamda aydınlatıcı güneşe ve ondan
ışık alarak ufkumuza doğacak dolunaylara ihtiyacımız vardır. İmam Şâtıbî işte
onlardan biridir.
Kadir-kıymet
bilmezlik bir perde gibi onun üzerini sonsuza kadar örtemedi ve asırlar sonra
da olsa İmam Şâtıbî, İslâm dünyasında bir dolunay gibi ufkumuza doğdu.
Şimdilerde onun eserleri ve fikirleri, yapılan her ilmî çalışmaya bir ışık
katmakta, ilim ve irfanımızın hiç sönmeyecek meşaleleri arasında yer almış
bulunmaktadır.
1990
yılında el-Muvâfakât İslâmî İlimler Metodolojisi (İz Yayınları,
IV. Baskı İstanbul 2010) adı ile yayımlanan tercümesi ile o, Türkiye’de de
belki diğer İslam ülkelerinden daha fazla tanınır oldu. Üzerinde yapılan Yüksek
Lisans ve Doktora çalışmaları onun doğru bir şekilde tanınmasına katkıda
bulundu. Bu arada başka dilden yapılan çalışmalar tercüme edildi ve onun ismi
etrafında kabarık bir literatür oluştu.
Merhum Ferîd
el-Ensârî’nin elinizde tercümesi bulunan el-Mustalahu’l-usûlî ‘ınde’l-İmâm
eş-Şâtıbî adıyla yapmış olduğu çalışma terminoloji açısından son derece
özgün bir eserdir ve Fâs’ın bu alandaki birikimini yansıtmaktadır. Dolayısıyla istifadesi
gerekli bir çalışmadır. el-Muvâfakât mütercimi olarak bunu benim çevirmemi
istediler. Hocaefendi’nin selamı ile gelen bu teklifi geri çevirmek olmazdı.
Kendim de yapamazdım. Sorumluluğu bende olmak üzere öğrencilerimle bunu
yapabileceğimizi söyledim. Değerli öğrencilerimizden ve şimdi her ikisi de
Sakarya İlahiyat Fakültesinde Yardımcı Doçent olan Dr. Soner Duman ve Dr. Osman
Güman bu iş için en uygun isimlerdi. Daha önce Mebsût’un çeviri heyeti içinde
yer almışlardı, Soner ayrıca el-Muvâfakâ’ın önemli kaynaklarından olan
İzzeddin b. Abdisselâm’ın kitabını
da İslâmî Hükümlerin Esas ve Hikmetleri (İz Yayıncılık İstanbul 2006)
adıyla çevirmişti, dolayısıyla yeterli tecrübeleri vardı. Bu iki dost birlikte
benim için, vaktiyle benim Hayrettin Karaman hocama nispetle yapmış olduğum
şeyi yaptılar ve bu eser böylece Türk okuyucusu ile buluşma imkânına erdi.
Onları kutluyorum ve daha nice tercüme ve telif eserlere muvaffak olmalarını
Allah’tan niyaz ediyorum.
Kitabın
genel tanıtımını yapan yazıları için de ayrıca onlara teşekkür ediyorum.
Tercümenin
yayımını üstlenen Işık Akademi yayınevine teşekkür ederiz.
Takdir
değerli okuyucularımıza aittir.
Ve
mina’llahi’t-tevfîk.
06.12.2011
Prof. Dr. Mehmet ERDOĞAN
M.Ü. İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi
Soner ve Osman hocalarımı tebrik ederim, mübarek olsun. Mehmet Erdoğan hocamızın da bu güzel takdim yazısını yazan kalemine sağlık...
YanıtlaSilNail Okuyucu