İman, güçtür, sığınaktır, korunaktır.
İnançlı olanlar güçlü olurlar. Başarılı olanlar bir şeye inananlardır.
Sanırım neye inanıldığının çok da önemi yoktur. İmanın bizatihi kendisi bir güçtür.
Eğer bakıcı memleketten bahsediyorsa, zararı yok yalan da olsa insanın hoşuna gidiyor ve insanı mutlu kılabiliyor.
Ömer Rıza Doğrul: “İman öyle bir güçtür ki inanılan kimsenin elinde nice mucizeler, nice kerametler yaratır” diyor.
O imanladır ki nice şeyh uçuyor, nice evliya denizin üstünde yürüyor, nice yatır şifa dağıtıyor.
Ben Garibce, onu bunu bilmem. İçim sıkıntılı olduğu zamanlarda, kabz halinde hanıma: “-Hanım! Beni bir oku!” derim. O da okur. Ne okur bilmem. Bazen okurken esner esner, gözleri yaşarır. ‘Sen de nazar var’ der. Sanki bendeki sıkıntıları kendi üzerine alıyormuş gibi olur. Sonunda ben bir yeğnilik hissederim.
İşte bu okumanın adı “yeğnilik”tir. Yeğnilik, hafiflik anlamındadır. Sırtındaki yükün kalkması sonucu insanın hafiflik hissetmesi gibi, sıkıntıların terk edip yerini huzur ve sükunete, dinginliğe bırakması halini ifade eder.
Biz bu geleneği öncekilerden tevarüs ettik. Okullarda okumadık. Bu anlamda okullarımız gereğinden fazla bilimsel /seküler tavırlıydı.
Genelde bu gelenek “el alma” yoluyla aktarılırdı.
Bu yaşa geldik ne tutacak bir el, ne de tutunacak bir dal bulamadık. Haydi gel sen ol da yanma!
Sanıyorum bu işe liyakat için “saf” olmak gerekiyor. Ne yapalım demek ki o da biz de yok!
Hem herkes her şey olacak değil ya!
Ayrıca benim bir okuyucum da var. Hem de elini tutacağım, başımı dizine koyacağım, gözünün içine bakabileceğim biri. Daha ne isterim ki!
Şifa olsun!
Kalın sağlıcakla.
30.08.2012
GARİBCE
Allah razı olsun hocam iki cihan saadeti nasip eylesin
YanıtlaSilöyle eller vardır ki tutulmalık sahiplerini bekler. Öyle yazılar vardır ki okumalık okuyucularını bekler. öyle canlar vardır ki cananlarını bekler... rabbim bizleri cananımıza, okuyucularımıza, el sahiplerimize kavuştursun ve sonunda da;
YanıtlaSilKul bula sultanını bayram o bayram olsun....