2 Ağustos 2012 Perşembe

Bir Vakıf İnsan ve İmamoğlu Camii



Muhtemelen 1997 yılında Atakent’te bir cami inşaatı başlamış ve bodrum kat ibadete açılmıştı. Raşid Bey’in delaleti ile ben orada vaaz etmeye başlamıştım. Hatta bayram vaazına da uyuyup kalmış, camiye geç varmıştım. Cübbeyi, sarığı giymiş ve hocanın görebileceği bir yere oturmuş, kürsüye çoktan çıkmış olan bir hoca efendinin sözünü kesip de beni buyur etmesinin utancını yaşamıştım. Hatırlayınca bak yine yüzüm kızardı. Hoca da benim içinde bulunduğum durumu yeterince değerlendirmiş, sözü bir hayli uzatmıştı. Eminim ki bana bir ders vermek istemişti. Ben dersimi zaten çoktan almıştım.
Neyse Camii 1999 yılında Nermin İmamoğlu adıyla ibadete açıldı. Caminin altında güzel faaliyetler yapıldı ve hâlâ da sürdürülüyor. Pek çok insan bu vesile ile birbirini de tanımış oldu. Konuşmacı olarak meşhurlardan gelmedik kalmadı.
Bu hizmetlerin arkasındaki isim her adımını Raşit hocanın rehberliğinde attığını sandığım Mustafa İmamoğlu’dur. Ben kendisini bir vakıf insan olarak tanıdım. Allah emsalini çok etsin.
Benim bu yazıdaki asıl maksadım bu camiin örnek bir yönüdür. Fotoğraflarda da görüleceği gibi bu şirin camimizin iç mekanı Minber ile bölünmemektedir. Minber ve kürsü her ikisi de mihrabın yan kısımlarında yer almakta, mihraptan sağa sola kıvrılarak basamaklarla yukarı çıkılmaktadır.
İmamoğlu’nun da anlattığı üzere, bu tarz  bir çok yeni camiye örnek olmuş, kendisinden proje istemişler. O da diyor: “Proje mroje yok, ben kendim tasarladım, marangoza da şöyle yap böyle yap dedim ve oldu.” Tipik bir Karadenizli pratikliği. Ekliyor: “Şimdi ki aklım olsaydı şöyle şöyle yapardım…” diyor ve esas aynı kalmakla birlikte bazı ayrıntılarda farklı tercihlerden bahsediyor.
Mimari unsurlar da ihtiyacı önceleyerek geliştirilmeli ya da sürdürülmeli.
Arap ülkelerinden bir çoğunda da benzer düzenlemeler var.
İllâ böyle olacak diye bir şey yok. Hz. Peygamber (sav) bir kütüğe dayanarak hutbesini irad ederdi.
Zamanla mimari ve sanat da devreye girdi ve harika minber ve tezyinat örnekleri ortaya çıktı.
Bırakalım da bu gelişmenin ucu açık olsun.
Ha İmamoğlu, ilk zamanlar bunu böyle yaptırdığı için çok tepki aldığını da söylüyor.
İşin tabiatı böyle insanlar muhafazakârlık damarlarıyla, mevcudu koruma güdüsüyle her türden yeniliğe karşı çıkarlar, direnirler. Ama gerçek ihtiyaç saikli yenilikler erinde geçinde kendisini kabul ettirir, bu kez de muhafazakârlık o yeniliği benimseme şeklinde kendini gösterir.
Hayırlı hizmetlerimiz olsun!
Hayır hizmetleri adamını bulsun!
Arkanızdan dua edeniniz bol olsun!
Dua ile!
Hizmeti geçenlere saygı ve sevgi ile!

02.08.2012
GARİBCE








 



Cami İmam-Hatibi: Osman OSMANOĞLU







Mustafa İmamoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...