İngilizce öğrendiğim sırada okumuş olduğum bir metin dikkatimi
çekmişti. Beyaz et ve kırmızı et tabirlerinin öyküsünü anlatıyordu. Kraliçe Victoria zamanlarında olan bir şeymiş. Evin
sahibesi misafirlerine yemek ikramında bulunurken tavuğun neresinden istersiniz
diye sorarmış. Tabii bunu “Döş mü istersiniz yoksa but mu?” diye asla soramazmış.
Böyle bir soru çok kaba bulunurmuş. İşte sırf böyle dememek, daha müeddep bir
ifade için döş yerine beyaz et, but yerine de kırmızı et tabirini kullanır
olmuşlar.
Bu tabirler işte böyle
bir anlayışın sonunda ortaya çıkmış.
Vay be! Edep ve hayaya
bak.
Hem de İngiltere’de. Müslümanlıkla da ilgisi yok. Demek edep ve haya belli bir
dinin tekelinde de olmayan bir şey. İnsanlıkla ilgili. İnsanı “yüzü kızaran
hayvan” şeklinde tanımlayanlar, onun haya özelliğini öne çıkarırlar.
Şimdi böyle bir anlayış kalmadı. Utanmak, ayıp oldu.
İnsan için yeni tanımlar bulmak gerekecek galiba.
Hayanız ziynetiniz olsun!
Dua ile!
03.09.2012
GARİBCE
Bence bunun menbaı yine ıslamiyetle alâkalı
YanıtlaSil